Santa Maria Kilisesi'nin rahibi: Ölü kuzuları sayan bir çoban gibi hissettim

Santa Maria Kilisesi'nin rahibi: Ölü kuzuları sayan bir çoban gibi hissettim
Pazar ayini sırasında saldırıya uğrayan Santa Maria Kilisesi, dün akşam birçok kiliseden temsilcilerin katılımıyla düzenlenen kefaret ayiniyle yeniden ibadete açıldı. Kilise’nin rahibi Anton Bulai, saldırıyı gününe dair, “Saldırı sonrası sıralar arasında dolaşıp ‘İyi misiniz’ diye sordum. Kimse cevap vermedi. Ölü kuzularını sayan bir çoban gibi hissettim. Tuncer, annesinin söylediği gibi bir melekti” diye konuştu.

Sarıyer’deki Santa Maria Kilisesi, Tuncer Murat Cihan’ın hayatını kaybettiği pazar ayini sırasındaki silahlı saldırının ardından dün akşam yapılan kefaret ayini ile yeniden ibadete açıldı. Ayin, “Kilisenin kutsallığına yapılan ihlal eyleminden dolayı arındırılması” amacıyla yapıldı.

Vatikan Ankara Büyükelçisi Monsenyör Marek Solczynski ve İstanbul Latin Katolik Kilisesi Havarisel Vekili Massimilano Palinuro tarafından yönetilen ayine kilisenin rahibi Anton Bulai’nin yanı sıra İstanbul’daki birçok kiliseden temsilciler ile farklı inanç gruplarından temsilciler de katıldı.

“Kendimi ölü kuzuları sayan bir çoban gibi hissettim”

Serbestiyet'ten Onur Erkan'ın haberine göre; kilisenin rahibi Anton Bulai, saldırının yaşandığı anları şu sözlerle anlattı:

“Dua ederken bir ses duydum. Ayaklı ısıtıcı devrildi sandım. Ancak ikinci sesi duydum. Gözlerimi açtım ve hiçbirimizin yüz yüze gelmek istemeyeceği bir manzarayla karşılaştık.

İnsanların sığınacak bir barikat aradıklarını gördüm. Cemaatten biri bana doğru koşup beni arkamdaki kapıdan içeriye çekti ve anahtarla kapıyı kapattı. Belki cemaatten birileri de içeri gelebilir diye kapıyı tekrar açtım ve yavaşça Kilise’nin içine bakarken tam bir sessizlik gördüm.

Cemaatten bir başka kardeş, kapıyı kapatmak için koştu ama kapatamıyordu. Aceleyle kapıya doğru ilerledim ve sıralar arasında devrilmiş sandalyeler, yerde yatan topluluğa ‘iyi misiniz’ diye defalarca sordum. Kimse bana cevap vermedi. Herkesin öldüğünü düşündüm. Kendimi ölü kuzuları sayan bir çoban gibi hissettim. Kuzularımı öldürenlerden herhangi birini görüp göremeyeceğime bakmak için Kilise’nin dışına çıktım. Anlatamayacağım başka ayrıntılar var. Kilise’ye dönüp, kapıyı kapatmaya çalışan kardeşe yardım ettim. Bu arada bir başka kardeş polisi ve ambulansı aramıştı bile. Bazı kişilerin ayağa kalktığını gördüm.”

“İki silah da tutukluk mu yaptı? Tanrı’nın gücünü gösteren bu mucizeyi anlatın”

“Bir süre sonra Tuncer Murat Cihan’ın başında diz çökmüş bir mümin, bana onun yaralandığını söyledi ama hemen sonra ‘öldü’ dedi. Murat Cihan bizim cemaatten değildi. Kendisini birkaç kez bizim Kilise’de görmüştüm. Sanırım Hristiyan geleneklerimizden bazılarını seviyordu.

Pazar günü bu Kilise’de ilahi bir mucize gerçekleşti. Bu Kilise’nin koruyucusu Meryem Ana, kardeşimizin kurban edilmesine rağmen bizi korudu. Onlarca kişi öldürmek isteyen iki silah sadece bir hedef vurdu. İki silah da tutukluk mu yaptı? İmanınıza bırakıyorum. Tanrı’nın gücünü gösteren bu mucizeyi herkese anlatın.”

“Burada tüm inanç gruplarından aramızda olan insanlara teşekkür ediyoruz. Yanımızda olduklarını hissettik, yalnız olmadığımızı hissettik.

Tuncer Murat Cihan’ı birkaç kere Kilise’de gördüm. Selamlaşır, hal hatır sorardık. Herhangi bir talebi olmazdı bizden. Annesinin söylediği gibi bir melekti. Zihinsel engeli vardı. Çok sakin, centilmen, kibar, sevimli biriydi. Ya beraber mutlu bir şekilde yaşayacağız ya da her gün başımıza ne iş gelecek diye bekleyeceğiz.” (Kısa Dalga)

Gündem