Sırrı Süreyya Önder: Çözüm süreci bekliyoruz; AKP yaptı, CHP niye yapamasın?

Sırrı Süreyya Önder: Çözüm süreci bekliyoruz; AKP yaptı, CHP niye yapamasın?
Yeşil Sol Parti İstanbul 1. bölge milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder, seçimlerinde olası iktidar değişiminde Kürt meselesinde çözüm beklediklerini belirterek, “Çözüm sürecinde yer almak isterim” dedi.

Uzun süre sonra yeniden aktif siyasete dönen eski HDP milletvekili ve İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder, iktidar değişimi durumunda yeni bir çözüm süreci beklediklerini söyledi.

Yeşil Sol Parti’den İstanbul 1. bölge milletvekili adayı olan Önder, Gazete Duvar’a yaptığı açıklamada, adaylığına dair şunları belirtti: “Yeni oluşacak meclis tablosu ilginç bir tablo olacak. Çünkü HDP burada hem kilit hem anahtar gibi bir işlev görecek. Bu kilitlenme de muhtemelen bir demokratik dönüşüm ve restorasyon ülkenin en önemli gündemi olacak. Sanırım arkadaşlar bu aşamada partinin müzakere hafızasını, süreç hafızasını ve belli bir deneyimi göz önünde tutarak ısrar ettiler. Ben de gerçekten ikinci yüzyılda tarihi bir yol sapağında olduğumuzun bilincindeydim. Ben de kabul ettim.”

“Şu an yoğunlaştığımız tek hedef net bir çoğunlukla öncelikle kendi partimiz için en yüksek sayısal değere ulaşmak, sonra da muhalif blokunun, mevcut iktidar bloğu karşısında net bir üstünlüğünü, böyle bir döşüm için seferber edebilmek” diyen Önder, olası bir iktidar değişikliğinde yeni bir çözüm süreci beklediklerini ifade etti.

Önder, “Çözüm süreci bekliyoruz. AKP yaptı, CHP niye yapmasın?” dedi.

“Çözüm sürecinde yer almak isterim”

Kürt meselesinin çözülmeden demokratik bir dönüşümün olamayacağını söyleyen Önder, şöyle devam etti:

“Türkiye, bu meseleyi çözerek yola devam etmek zorunda. Fakat bunun şekli, şemalı, biçimi, tarafları eskisi gibi mi olur, bunlar hep spekülatif değerlendirmeler olur. Şüphesiz ki süreçten çıkarılan derslerle sonuca ve barışa odaklanarak bir yol haritası çizilir. Önemli olan bunun sağlanabilecek en geniş toplumsal mutabakatla ortaya koyulması.

“Gerçekten barış olacaksa barış diliyle dünya deneyimlerinden önemli ölçüde faydalanan, kendimize özgün durumları da uzak tutmayan bir yol haritası yapılır. Fakat bunun öncesinde lazım olan memlekette ifade özgürlüğünün sağlanması. Bu olmadan konuşulamıyor. Çünkü TMK, TCK insanların üzerinde kılıç gibi sallanıyor.

“Önce şiddet içermeyen her şeyin rahatça söylenebildiği bir iklimin, bir zeminin oluşturulması şart. Belki bu ikinci günün ilk işidir. Olası bir çözüm sürecinde elbette yer almak isterim. ‘Barışa, siyasete ne katabilirim’ kendime dair hesaplaşmamda bundan daha önemli hiçbir şey yok. Ama eskisi kadar aktif bir rol mu alırım, mutfağında mı yer alırım buna arkadaşlarımız karar verir. Biz de üzerimize düşeni yaparız.” (Kısa Dalga)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Politika