6 Şubat depreminin birinci yılında 11 il ne durumda?

6 Şubat depreminin birinci yılında 11 il ne durumda?
6 Şubat 2023 günü saat 04.17’de, Kahramanmaraş’ın Pazarcık İlçesinde 7.7 büyüklüğünde yaşanan deprem ile aynı gün saat 13.24’te Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde 7.6 büyüklüğünde yaşanan ikinci büyük deprem, Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay, Malatya, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Osmaniye, Adana, Diyarbakır ve Elazığ olmak üzere toplamda 11 ilde ağır yıkımlara neden oldu. Bu yıkımlarda sonucunda resmi rakamlara göre 50 bini aşkın insan hayatını kaybetti.

HABER MERKEZİ - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 24 Şubat 2023 tarihli raporuna göre, depremin yaşandığı bölgedeki toplam bina sayısı 717 bin 614 olarak açıklandı. Yaşanan afetin ardından tarihi yapılarla birlikte 35 bin bina yıkıldı, 300 bine yakın bina ağır hasar aldı. 2 milyon kişi barınma sorunu yaşıyor, 5 milyona yakın kişi farklı bölgelere göç etti, 700 bine yakın insan da geçim olanaklarını kaybetti.

Peki bugün durum ne? Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay, Malatya, Gaziantep, Şanlıurfa, Kilis, Osmaniye, Adana, Diyarbakır ve Elazığ’da bir yılında neler yaşandı. Kısa Dalga, bölgede yaşayanlar ve uzmanlar ile konuşarak ya da deprem raporlarında yer alan bilgilere dayanarak kısa kısa bilgiler derledi.

Hatay: En büyük yıkımın meydana geldiği şehir

Hatay’ın en çok hasar alan ilçelerine Antakya, Defne, Hassa ve Kırıkhan’a bakıldığında yıkılan bina oranları yüzde 3,9 ila yüzde 10 arasında değişiyor. Yapılar ya mühendislik hizmeti olmadan üretilmiş ya da yeterli düzeyde mühendislik hizmeti alınmamış.

Sayısal verilere ilişkin farklı tespitler bulunsa da deprem sonrası oluşan barınma ve temel ihtiyaçlara erişim krizi nedeniyle yaklaşık 2 milyon kişinin deprem bölgesinden göç ettiği, yaklaşık 800 bin kişinin de deprem bölgesindeki kırsal alana taşındığı tahmin ediliyor.

s3-04188.jpg

Kira bedeli pahalı insanlar hala çadırda: Afetten etkilenen kişilerin konteynerlere ya da kira yardımına başvurabilmesi ve bu iki seçenek arasında oranın kira yardımında daha fazla olması, gayri resmi alanlarda yaşayan önemli sayıda insanın resmi barınma alanlarına taşınmayı beklemediğini ve alternatif barınma çözümlerini tercih ettiğini gösteriyor.

Evleri orta, ağır ya da tamamen hasar görmüş kişilerin önemli bir çoğunluğu konteyner desteği almamayı tercih etmiş ve bunun yerine kira desteği için başvuruda bulunmuş. Bu kişilerin birçoğu, artan fiyatlar ve mevcut stokların yetersizliği nedeniyle kiralama seçeneklerine erişimde zorllandıkları için çadırda kalıyor.

ASM’ler yeterli değil sağlığa ulaşım neredeyse yok: Hatay araştırma hastanesi ana binası, yıkılan ve ağır hasarlı ASM’ler, şehrin merkezinde bulunan 4 özel hastane işlevsiz durumda. Yıkılan fakat ayağa destekle kalkabilecek sağlık kuruluşlarına ise bugüne dek herhangi bir destek programı açıklanmadı. Konteyner ASM’ler müdürlüğün verdiği teçhizat ile çalışmaya başladı. Ancak defibrilatör, sterilizatör, jinekolojik masa, jeneratör gibi lazım olup yer kaplayacak malzemeler, yer darlığından dolayı konteynere alınamamıştır

Depremin üzerinden bir yıl geçmiş olmasına rağmen halen 3. Basamak sağlık hizmeti veren bir sağlık kuruluşu yok. Şehirde, aşılama ve gebe takibi düzenli yapılamamakta. Şehir merkezinde işler halde sadece bir özel hastane bulunmakta. Uyuz ve bit salgınları devam etmekte. Temiz su, hijyenik tuvalet halen sorun olmaya devam etmekte.

Deprem sonrasında okula devam etme oranı yüzde 10’a gerilemiş durumda: Haziran 2023’te Hatay’da (ve Pazarcık’ta) yapılan bir ankete göre (Suna’nın Kızları) deprem öncesinde çocukların yüzde 93’ünün okula devam ettiği belirtilirken deprem sonrasında okula devam etme oranı yüzde 10’a gerilemiş durumda.

“Koruma Sektörü İhtiyaç Analizi” anketini cevaplayan ailelerin ise yüzde 21,8’i çocuklarından hiçbirinin deprem sonrasında okula gitmediğini söylemiş durumda. Yıkımın en fazla olduğu Antakya ilçesinde depremden önce öğrenci sayısı 120 bin civarı iken şu an 70 bin civarında.

s3-09368.jpg

Kahramanmaraş: Konteynerde eğitim

6 Şubat depremlerinin merkez üssü olan Kahramanmaraş, felaketin hasarlarının en yüksek görüldüğü il oldu. TMMOB'un verilerine göre; şehrin genelinde toplam 132.062 binada yapılan hasar tespit çalışmaları sonucunda 7.396 yıkık, 4423 acil yıkılacak, 35.229 ağır hasarlı 5.987 orta hasarlı, 79.027 az hasarlı bina olduğu tespit edildi.

Şehirde ayrıca 132 bin kişi 38 bin konteynerde yaşam sürüyor. Bu kişilerden biri olan depremzede Cuma Yıldırım Kısa Dalga’ya, en büyük sorunlarını; havanın soğukluğu, alt yapı eksikliği ve bozuk yollar olduğunu anlatıyor. Gıda ve temiz suya erişimde de dönem dönem sıkıntılar yaşadıklarını belirten Yıldırım, evlerine ne zaman geçebileceklerinin belirsiz olduğunu ve bu durumun yeni bir hayat kurmada önlerindeki en büyük engel olduğunu vurguluyor.

İnsanın bir evi olduğunda ancak yaşamına devam edebileceğini hatırlatan Yıldırım, "Evimizi çok özlüyoruz. İnsanın bir dolabının olması bile ne kadar önemliymiş... Bir işim olacak mı, yeniden bir düzenimiz olacak mı bilmiyorum. Her gün gözünü demirden bir duvara açmak psikolojimizi de bozuyor" diyor.

Şehrin Valisi Mükerrem Ünlüer ise, şehirdeki eğitim durumuna ilişkin yaptığı açıklamada “Konteyner kentlerde kurulan 10 adet Konteyner Kent İlkokulu ve Ortaokulunda 4 bin 515 öğrenci eğitim-öğretim görmektedir’’ açıklamasında bulundu.

s3-03230-1.jpg

Osmaniye:10 bin10 insan hayatını kaybetti

Depremden en çok etkilenen iller arasında 5. Sırada gösterilen Osmaniye’de 651 bina deprem esnasında yıkıldı ve 10 bin10 insan yaşamını yitirdi.

Depremlerde yıkılan binaların enkazı depremin ilk aylarında kaldırıldı. Depremin ardından sarsıntılar nedeniyle ağır hasar alarak acil yıkım kararı verilen 500 binanın tamamı Nisan ayına kadar yıkılarak daha sonra enkazı kaldırıldı.

Kentte ilk etapta ağır ve orta hasarlı olarak 10 bin 226 yapı bulunuyordu ancak yapılan yeni testler (Karot alımı) ve hasar itirazları sonrası bu binalara ilişkin süreç devam ediyor.

Osmaniye'de yerel gazeteci İsrafil Avcı’nın aktardığına göre; kentte ağır hasarlı olarak belirlenen tüm binalar yıkıldı ancak orta hasarlı ve mahkemelik olan binaların durumu daha belli değil. Mahkeme sonucuna göre binaların ya yıkımı gerçekleşecek ya da güçlendirme yapılacak. Orta hasarlı olarak belirlenen binalarda kimsenin oturmadığını da bildiren Avcı kentteki barınma sorununa ilişkin çadırda kalan kimsenin olmadığını ama yaklaşık bin 200 civarında konteyner olduğunu söylüyor ve devam ediyor:

“Kura çekilmeye başlanınca konteynerler de yavaş yavaş boşalmaya başlayacak.”

Konteyner çarşı kuruldu: Kentte depremin izlerinin silinmediğini bildiren Avcı şunları söylüyor:

“Her şeyden önce psikolojik olarak insanlar artçı depremlerde o korkuyu o endişeyi hala yaşıyorlar. Osmaniye'de konteyner çarşı da kuruldu. Kent merkezinde birçok iş yeri depremde yıkılmıştı, o yüzden konteyner çarşı kuruldu. Birçok esnaf orada ticaretini sürdürüyor ama birçok esnaf da mağdur durumda. Bina sıkıntısı var. Kiralar arttı, konut bulmak zorlaştı.”

Avcı, Osmaniye'de deprem sonrası çalışmaların olumlu olduğu görüşünde: “Depremin olduğu andan itibaren yetkililerin çok hızlı hareket etti. Yerel idare, devlet yetkilileri çok iyi bir şekilde örgütlenerek müdahale etti. Buradaki idareciler çok çabuk müdahale ettiler, yıkılan binaların enkazını çok çabuk topladılar” diye konuşuyor.

s3-02783.jpg

Şanlıurfa’da 179 kişi hayatını kaybetti, ilk anda 20 bina yıkıldı

Şanlıurfa’da depremden sonraki günlerde kendiliğinden yıkılan binalar oldu. Ancak geçen 1 yıla rağmen, Şanlıurfa’da ağır hasarlı binalar tamamen yıkılmadı ve kentte endişe yaratıyor. Daha geçtiğimiz hafta Bozova’da mühürlenen orta hasarlı bir bina çöktü. Enkaz altında kalan 2 kişi öldü, 8 kişi ise yaralı kurtarıldı.

Hasarlı binalar nedeniyle görece ‘sağlam’ olarak nitelendirilen binalara talep arterken kira ve satılık ev fiyatlarında da fahiş artışlar oldu.

Şanlıurfa Şehir Plancıları Odası Başkanı Selim Açar Şanlıurfa'da depremin izlerinin geçen bir yıl içerisinde silinmediğini söylüyor.

Bozova ilçesinde çöken binayı anımsatan Açar hasarlı yapıların bir an önce yıkılmasının elzem olduğunu vurguluyor. Açar “Biz bunu defalarca söyledik ama yetkililerimiz biraz ağırdan alıyor” diyor.

Yıkımların yavaş olmasının nedenlerinden birinin, yıkım makinelerinin sayısının azlığı olduğunu ifade eden Açar, 45 metre makas uzunlukları olan makinelerin öncelikle Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman gibi bölgelerde mahalle bazlı yıkımlara gittiğini belirtiyor.

Açar “Şanlıurfa'da bu makineler yıkarlarsa, parsel boyutunda yıkacaklar. Burada da işin risk boyutu var, yani yetkilileri eleştirirken işin bu boyutunu da gördük ama bu demek değildir ki vatandaşlarımızın bir sene boyunca bu riskli yapılarla karşı karşıya bırakacaklar. Bu makineler hadi diyelim 10 katlı binalara gidiyorlar, peki daha geçen hafta Bozova’da yıkılan bina 10 katlı mıydı? Bu bina bu makineyi gerektirmiyordu. Bahanelere sığınmak doğru değil, az hasarlı orta hasarlı yapıların kendi kendine yıkılmalarını bekleyemeyiz” diye konuşuyor.

Endişe, tedirginlik sürüyor: Açar depremin üzerinden geçen bir yılda kent genelinde psikolojik olarak izlerin silinmediğini, insanların hala aynı endişe ve tedirginlikle yaşadıklarını belirtirken şunu da ekliyor: “Psikolojik olarak evet bunları silemeyebiliriz ancak en azından fiziki olarak bu ağır hasarlı orta hasarlı binaları ortadan, insanların gözünün önünde kaldırabiliriz.”

25 katlı binaya izin çıktı: Depremden ders alınmadığını belirten Açar, Karaköprü Belediye Meclisi’nde geçtiğimiz haftalarda 25 katlı bina için izin çıktığını, dere yataklarının daraltıldığını bildirerek şu uyarıyı yapıyor: “Doğa müdahaleyi kabul etmiyor, siz müdahale ediyorsunuz ama geri dönüşü maalesef çok acı oluyor.”

Adana'da 11 binada 418 insan vefat etti

Depremden etkilenen bir diğer il de Adana’ydı. Görece daha az binanın yıkıldığı Adana’da 11 bina yıkıldı ama bilanço ağırdı: 418 cana mal oldu.

Adana Şehir Plancıları Odası Başkanı Onur Kafalı Adana’daki son duruma ilişkin deprem sonrası ağır hasarlı olarak 200'e yakın belirlenen bina sayısının ikinci hasar tespiti ile değiştiğini bildiriyor.

İlk etapta ağır hasarlı olarak belirlenen binaların hasar durumunun değiştiğini şöyle aktarıyor: Bu binaların bir kısmı ağır hasardan orta hasara, orta asardan az hasara döndü. Hasar tespitini binanın depreme dayanıklılığını değil depremde aldığı hasarı ölçüyor. Şu anda kamu kurumları binaların hasar tespitini karara bağlamış durumda. Adana nispeten bu illerin içerisinde depremden en az hasar alan ildi. Tabii ki izler var, ağır hasarlı binaların yıkıma hala devam ediyor. O anlamda hala depremin etkisini yaşıyoruz diyebiliriz.”

Adana’da depremin hemen ardından TOKİ konutlarına kaldırılması ve hayatın normale dönmesi açısından 1 yılın yeterli olup olmadığı sorusuna Kafalı “Süreç daha hızlı ilerleyebilir miydi? Bu sadece Adana ile ilgili değil çıkarılan kanunlarla başlandığını hatırlatan Onur Kafalı yer seçimi konusunda acele edildiğini de belirtiyor.

Depremin yarattığı enkazın, yapılan uygulamalarla ilgili. İmar açısından yeni bina yapmakla ilgili çok bir sıkıntı yok ama hak sahipliği süreçleri filan bu tarz şeyleri belirlenmesi biraz zaman alıyor” diyor.

Diyarbakır’da kira artışı yüzde 170 arttı

Kahramanmaraş merkezli depremlerde Diyarbakır'da resmi verilere göre 409 kişi yaşamını yitirdi. Maraş, Adıyaman ve Hatay kadar büyük bir felaketle karşılamasa da Diyarbakır yaşanan iki büyük sarsıntıda yara aldı.

22 binanın yıkıldığı kentte 66 binanın acil yıkılması gerektiği, 3 bin 252 binanın ağır hasarlı, 2 bin 828 binanın orta hasarlı ve 32 bin 652 binanın az hasarlı olduğu açıklanmıştı. Yetkililerin bir yılda tamamlanacağını söylediği yaklaşık 7 bin konut ise depremzedelere teslim edilmedi.

17 yıldır bölgede emlakçılık yapan Murteza Özcan ise deprem sonrasına farklı bir noktadan yaklaştı. Bölgeye en yakın büyükşehirin Diyarbakır olmasından dolayı diğer illerdeki depremzedelerin şehre gelmesi ve hasar alan binaların çokluğu nedeniyle barınacak konut azlığını vurgulayan Özcan, "Deprem öncesinde 3-4 bin lira olan kira fiyatları depremden sonra 10 bin liranın üzerine çıktı ve fiyatlar orada kaldı" dedi.

Veriler de Özcan'ı doğruluyor. Diyarbakır, Kayapınar'a bağlı büyük mahallelerden biri olan 82 bin nüfuslu Fırat Mahallesi incelendiğinde fiyatlardaki artış gözle görünür nitelik kazanıyor. Bir yıl içerisinde yüzde 175 artış gerçekleşen bölgedeki fiyatlara dair en öne çıkan konu ise yükseliş ivmesinin depremin hemen sonrasına denk gelmesi.

Yeni yapılacak konutların teslim edilmemesinin yanı sıra yeni yapılacak evlere devletin destek vermesi gerektiğini söyleyen Özcan, şehrin ekonomik anlamda desteklenmemesi halinde halkın ve depremzedelerin konut bulamama sorunlarının süreceğini öngörüyor.

Kilis, yaralarını kendisi sarmaya çalışıyor

Depremlerde en az vefat sayılarından biri gerçekleştiği için kamuoyunun ilgisinden de uzak kalan şehir yaralarını kendisi sarmaya çalışıyor. Depremde 74 kişinin yaşama veda ettiği ve 754 kişinin yaralandığı şehirde 138 bina ağır hasar alırken 119 bina ise tamamen yıkıldı.

Bölgenin iskan sorununa dikkat çeken TMMOB'dan mühendis Ezgi Kılıç, şehrin alt ve üst yapısının yenilenmeden yeniden bir yaşamın başlamasının söz konusu olmadığını hatırlattı. Kilis'in 'unutulan' şehir olduğunu hatırlatan Kılıç, hayatın normale dönebilmesi için insanların oturdukları evlere güven duyabilmeleri gerektiğini ifade ederek "Yaşam alanlarının güvenliği, yaşanan travmaları onarabilir. Kafanızı çevirdiğiniz her yerde depremin izlerine rastlayabilirken, bu güven kaybı onarılmadan normale dönüş mümkün değil" dedi. Şehirde elektrik ve su kesintilerinin dönem dönem sürdüğünü de belirten Kılıç, yetersiz desteğin Kilislilere kendilerini unutulmuş hissettirdiğini kaydetti.

s3-06842.jpg

Adıyaman: İnsanlar hala konteyner kentlerde

Adıyaman’da, TÜİK’in 2022 verilerine göre, 635 bin 169 kişi yaşıyor. Bu nüfusun, 213 bin 88’ini çocuklar oluşturuyor. Bir diğer deyişle Adıyaman nüfusunun üçte birini çocuklar oluşturuyor. Bu verilere göre depremden yaklaşık 213 bin 88 çocuğun etkilendiğini söylemek mümkün.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Adıyaman’da depremden dolayı hayatını kaybeden kişi sayısını 8 bin 387, yaralananların sayısını ise 17 bin 499 olarak açıkladı. Ancak diğer kentlerde olduğu gibi Adıyaman’da da hayatını kaybeden kişilere ilişkin açıklanan resmi rakamların gerçekçi olmadığına yönelik itirazlar bulunuyor.

55 konteyner kent var: 8 Kasım 2023’te paylaşılan AFAD verilerine göre merkez ve ilçeler yoğunlukta olmak üzere Adıyaman’da 55 konteyner kent bulunuyor ve bu barınma alanlarında, toplam 66 bin 128 kişi yaşıyor. Şehir genelinde barınma desteği sağlanan toplam kişi sayısı ise 108 bin 721.

Adıyaman’daki kamu otoriteleri, topluluklar arası artan kutuplaşmalar ile etnik kimliklere bağlı anlaşmazlıkları gerekçe göstererek Türkiyeli ve mülteci yurttaşların yaşam alanlarını birbirinden ayrıştırdı.

Mülteciler kent merkezine 40 km uzağa itildi: Mülteciler, Bebek Köyü’nde, Adıyaman kent merkezine 40 km uzaklıkta, çevresinde herhangi bir yerleşim yeri bulunmayan, mültecilerin daha önce Türkiye’ye ilk geldiklerinde konakladıkları geçici barınma alanına yerleştirildi. Bu barınma alanında, 1216 konteynerde yaklaşık 5100 kişi olmak üzere toplamda 1056 aile yaşamaktadır. Aynı zamanda bir geri gönderme merkezi arazisi olan bu alan, mülteciler için travmatik bir hafızanın izlerini taşıyor.

Şehir yaşanan sellerin izini de taşıyor: Adıyaman'da sular altında kalan depremzedelere ait çadırlar, nedeniyle Mart ayında 10'dan fazla kişinin öldüğü, 5 kişinin kaybolduğu açıklanmıştı. Sel, deprem bölgesinde yaşandığı için depremzedeler için kurulan çadır ve konteynerleri su bastı.

TTB sağlık çalışanları ile görüştü: Ocak ayı içerisinde bir rapor hazırladı bu rapora göre Adıyaman’da sağlık şöyle: Adıyaman Merkez ve Kırıkhan ilçeleri hariç, genelde konteynır kentte kalanlar, görüşülen sağlık çalışanları ve yöneticiler dahil ne zaman bir ev sahibi olacaklarını bilmediği, herkes için geçerli bir konut güvencesizliği ve belirsizlik olduğu gözlemlenmiştir. Deprem bölgesinde 9. ayda beş yaş altı çocuklarda beslenme yetersizliği endişesi olmuştur.

6 Ocak'ta Adıyaman’da yıkılan İsias Otel ile ilgili ayrı başlık açmak gerek. 22 yıl 6 aya kadar hapis cezası istemiyle yargılanan 5'i tutuklu 11 sanık, Adıyaman 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ilk kez hakim karşısına çıktı. Otelde, aralarında voleybol turnuvası için kentte bulunan Kuzey Kıbrıslı öğrencilerin de yer aldığı 72 kişi hayatını kaybetmişti.

Gaziantep: 21 metre kareye sığan yaşamlar

Gaziantep'te de Hatay'da olduğu gibi yıkılan binaların düşük kalitede beton dayanımına sahip olduğu, düz donatıların sıyrıldıkları, kolonlarındaki düz donatının oranının yetersizliği, yetersiz sıklıkta ve çapta kullanılan etriyeler sonucu kolonlarında burkulmaların gözlemlendiği belirtildi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının açıklamalarına göre Gaziantep’te 3 bin 805 olmak bina deprem anında yıkıldı.

Belediye Başkanı Fatma Şahin depremin ilk günü 60 bin nüfusu olan İslahiye ilçesi için "yarısından çoğu yok" demişti.

İslahiye ile Türkoğlu ilçelerinde, Mart ayında çadırlar toplandı, afetzedeler konteynerlere taşındı.

Ancak depremin birinci yılında Nurdağı ve İslahiye’de insanlar hala 21 metrekarelik barınma alanında yaşamaya çalışıyor.

Geçtiğimi gün, depremin üzerinden bir yıl geçtikten sonra Gaziantep’te de 10 bin 90 konut hak sahiplerine teslim edileceği duyuruldu. Ancak Evrensel Gazetesinden Mesut Baylav TOKİ’nin inşaat alanına girdiğini çalışmalar olduğunu ancak ne zaman biteceğinin bilinmediğini yazdı.

Malatya: deprem konutları tamamlanamadı binler konteynerde

Maraş depremleri sonrasında Malatya’da ölü ve yaralı istatistiklerinin yer aldığı TTB raporu resmi rakamlarla açıklanan veriler örtüşmedi. TTB’nin verilerine göre Malatya’da bin 410 kişi hayatını kaybederken; Valilik tarafından yapılan açıklamaya göre ise bin 237 kişi yaşamını yitirdi. TTB raporuna göre Malatya’da 7 bin 300 vatandaş da yaralı olarak kurtarıldı.

Deprem sonrasında göçün de ele alındığı raporda yoğun şekilde göç yaşa dığına dikkat çekildi. Depremin ilk günlerinde yaklaşık olarak 300 bin kişinin il dışına göç ettiği 150 bininin geri dönmeyeceği tahminine de yer verildi.

TTB’nin 6’ncı ay Deprem Raporu’nda Malatya’ya geri dönen nüfus ise somut bir veri olmasa da Malatya’dan göçenler değil, inşaatlarda ve diğer geçici işlerde çalışan, başka bölgelerden gelen insanlar olduğu bilgisine yer verildi.

Şubat depremlerinin üzerinden geçen 1 yıla rağmen Malatya’da yüz binlerce kişi konteynerlerde yaşam savaşı veriyor. Ara ara depremlerle sarsılmaya devam eden kent korkuyu atlatabilmiş değil. Konteynerlerdeki ağır yaşam koşulları nedeniyle deprem korkusuna rağmen az riskli raporu verilen evlerine dönmek zorunda kalanlar da var. Depremde dükkanı yıkılan çok sayıda esnaf da konteyner dükkanlarda çalışıyor.

TOKİ tarafından yapılan İkizce Deprem Konutları'nın kura ve teslim tarihi ise ileri bir tarihe ertelendi. 1 Şubat’ta kurası çekilen ve aynı ay içerisinde teslim edilmesi planlanan 5 bin 140 konutun teslim gününe dair kesin bir açıklama yapılmadı.

Elazığ: Sonradan afet bölgesi ilan edilen kent

6 Şubat depremlerinin vurduğu ve daha sonra afet bölgesi ilan edilen Elazığ’da 56 bina yıkıldı. Elazığ’da depremlerde beş kişi hayatını kaybetti, 379 kişi ise yaralandı. Depremin ardından yapılan hasar tespit çalışmalarında 10 bin 694 binanın ağır hasarlı, 102 yapının da acil yıkılması gerektiği tespit edildi. Şehirde 9 bin 500 bina, tespit çalışmalarının ardından yıkıldı. Elazığ 2020’deki depremin ardından ikinci acıyı yaşadı. Şehir ciddi bir yıkıntı yaşamadı ancak üst üste yaşanan korku daha büyük bir yıkıma neden oldu denilebilir. (Kısa Dalga)

*Fotoğraflar: Kazım Kızıl

Gündem