Tahir Elçi davasında tanık: Savcı istediği ifadeyi verirsem beni serbest bırakacağını söyledi

Tahir Elçi davasında tanık: Savcı istediği ifadeyi verirsem beni serbest bırakacağını söyledi
Duruşmada dinlenen tanıklar, önceki ifadelerini değiştirdi. Tanık Deniz Ataş, "Savcı istediği ifadeyi verirsem beni serbest bırakacağını söyledi" dedi. Duruşma 12 Ocak 2022'ye ertelendi. (GÖRÜNTÜLÜ)

Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili davanın üçüncü duruşması Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapıldı. Duruşmada dinlenen tanıklar, önceki ifadelerini değiştirdi. Tanık Deniz Ataş, "Savcı istediği ifadeyi verirsem beni serbest bırakacağını söyledi" dedi.

Olay yeri güvenlik kameralarından alınamayan görüntüler için TÜBİTAK'a yazı yazılmasına, söz konusu materyalin yurt dışında incelenmesi için kopyasının katılan tarafa verilmesine hükmeden mahkeme, duruşmayı 12 Ocak 2022'ye erteledi.

Diyarbakır’da 28 Kasım 2015’te Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi cinayetine ilişkin polis memurları F. T., S.T. ve M.S. ile U.Y. hakkında açılan davanın 3'üncü duruşması bugün yapıldı. Bugünkü duruşmaya, Elçi ailesi ve avukatları, müdahil Diyarbakır Barosu, baro başkanları ve avukatlar katıldı. Sanıklar ve gizli tanık Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile mahkemeye bağlandı. Duruşmayı CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP'nin Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özel, İstanbul İl Başkan Yardımcısı Aysemin Gülmez ve İl Disiplin Kurulu Başkanı İsmail Emre Telci ile sinema yapımcısı, siyasetçi Baran Seyhan da izledi.

Duruşmada, Batman, Muş, Bitlis, Ağrı ve Mardin barolarının başkanları ile İnsan Hakları Gündemi Derneği genel sekreteri katılma talebinde bulundu. Mahkeme katılma taleplerinin reddine karar verdi.

"GÖRDÜK" DİYEN TANIKLAR BU KEZ "GÖRMEDİK" DEDİ

Duruşmada tanıklar dinlendi. Daha önceki ifadelerinde sanık polisler lehine anlatımlarda bulunan tanıkların çoğu bu kez farklı ifade verdi. Gizli tanık I-61’in SEGBİS yoluyla ifadesi alındı. Soruşturma aşamasında Tahir Elçi’nin öldürüldüğü anı gördüğünü beyan eden gizli tanık I-61, duruşmadaki ifadesinde Tahir Elçi’nin öldürülmesi anını görmediğini söyledi.

Yine soruşturma aşamasında Tahir Elçi’nin vurulduğu anı gördüğünü söyleyen tanık Mehmet Türk de bu kez Elçi’nin vurulma anını görmediğini beyan etti. Elçi ailesinin avukatlarının tanık Türk’e ifadelerindeki çelişkiyi hatırlatması üzerine Mehmet Türk mahkeme huzurundaki ifadelerini tekrar etti.

TEŞHİS ETTİĞİNİ İNKAR ETTİ

Bir başka suçtan tutuklu olan Ekrem Özgün de soruşturma aşamasında verdiği beyanı ve yaptığı teşhisi reddetti. Herhangi bir ifade vermediğini ve kimseyi teşhis etmediğini dile getirdi.

Elçi ailesi avukatlarının Özgün’e ifadelerindeki çelişkiyi hatırlatması üzerine o da bugün mahkeme huzurunda verdiği ifadesini tekrar etti.

"Lojman" lakaplı gizli tanık da SEGBİS yoluyla ifade verdi. Lojman, olay sırasında örgüt (YPS) içerisinde olduğunu söyledi. Olay sırasında “örgüt üyesi Mahsum Gürkan’ın şarjörü olmadığını duyduğunu, diğer örgüt üyesi Uğur Yakışır’ın ise olay yerinde keskin nişancı olduğunu kendisine söylediğini” belirtti.

“SAVCI 'ELÇİ'NİN ÖLDÜRÜLDÜĞÜNE DAİR İFADE VER, SENİ SERBEST BIRAKACAĞIM' DEDİ"

Tanık Deniz Ataş SEGBİS yoluyla mahkemeye bağlandı ve Diyarbakır’da mahkeme huzurunda ifade vermek istediğini beyan etti.

Ataş başka suçtan tutuklu olduğu soruşturma dosya savcısının, Tahir Elçi’nin öldürülmesi olayında suçu örgüt üyelerine yüklemesini istediğini ve kendisine komplo kurulduğunu iddia etti. Deniz Ataş, ifadesinin işkence altında alındığını öne sürdü. Ataş, savcının “Elçi'nin öldürüldüğüne dair ifade ver, seni serbest bırakacağım” dediği için önüne konan metni okumadan imzaladığını anlattı.

Tanık Recep Özbek de olayla ilgili bildiklerinin duyumdan ibaret olduğunu beyan etti.

KAYIP GÖRÜNTÜLERİN BULUNMASI İÇİN KARAR

Elçi ailesinin avukatları, soruşturmanın özensiz yürütüldüğünü, keşfin sağlıklı yapılmadığını, olay yerinde olmasına rağmen dinlenmeyen tanıkların dinlenilmesi gerektiğini söyledi. Avukatlar, dosyadaki çelişkilerin giderilmesi için keşif yapılmasını, bunun için dinlenen ve dinlenmeyen tanıkların olay yerinde ve keşif esnasında yeniden dinlenmesini istedi. Avukatlar, kaybolan ve olay esnasını kaydeden görüntülerin mutlak suretle bulunarak dosyaya sunulması gerektiğini dile getirirken, soruşturmanın genişletilmesini talep ettiler. Avukatlar, yargılama sürecinde olayın üstünün kapatılmaya çalışıldığını öne sürdüler.

Savcı da olay yerindeki bazı basın mensupları ile polis memurlarının tanık olarak dinlenilmesi yönünde görüş açıkladı.

Mahkeme, TÜBİTAK’a müzekkere yazılarak silinen kamera kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına, katılan vekillerinin talep ettiği dijital kayıtların yurt dışında incelenmesine, olay anında görevli tüm polislerin isim listesinin istenmesine, görevli bazı polis memurlarının telefon kayıtlarının celbinin reddine, olayla ilgili İçişleri Bakanlığı Mülkiye Teftiş Kurulu Başkanlığı müfettişlerince düzenlenen raporun celbine, keşif talebinin daha sonra değerlendirilmesine hükmetti.

Mahkeme, bu kararların ardından duruşmayı 12 Ocak 2022’ye erteledi.





"SORUŞTURMAYI YAPAN, İDDİANAMEYİ HAZIRLAYAN SAVCILAR HAKKINDA SORUŞTURMA AÇILMALIDIR"

CHP'nin hukukçu kökenli milletvekili Sezgin Tanrıkulu da Diyarbakır Adliyesi önünde yaptığı açıklamada, bugün dinlenen tanıkların açıkça, geçmişte tehdit ve işkence altında yalan ifadeler verdiklerini söylediklerini belirterek, bu durumu "Vahim" olarak nitelendirdi. Tanrıkulu, dolayısıyla Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Adalet Bakanlığı'nın, Hakim ve Savcılar Kurulu'nun derhal harekete geçmesi gerektiğini belirtirken, Tahir Elçi davasını soruşturan ve bu iddianameyi hazırlayan savcılar hakkında mutlaka bir soruşturma açılması gerektiğini söyledi. 

"İDDİANAME ÇÖKMÜŞTÜR" 

Duruşmanın ardından açıklama yapan Avukat Fikret İlkiz, "Bugün dinlenen tanık beyanları sonrası, savcılık makamınca oluşturulmuş iddianame çökmüştür" dedi.

"BUGÜNKÜ CELSE ÇOK ÖNEMLİ BİR ADIMDIR"

Avukat Tuğçe Duygu Köksal da bugün sözde 6 tanık dinlendiğini, ancak hiçbirinin olaya ilişkin bilgi sahibi olmadığının ortaya çıktığını söyledi. Olayın genel bir boyutta, daha geniş bir kapsamda, tüm güvenlik tedbirleri açısından da ele alınarak gerçek, etkin bir soruşturma yürütülmesini isteyen Köksal, şunları söyledi:

"Tevsii tahkikat taleplerimiz, soruşturmanın genişletilmesine ilişkin taleplerimizin çok büyük bir bölümü kabul edildi. Bunların arasında önemli bir doküman daha vardı bir ihbar mektubu vardı. Mart 2016 yılında yapılmış olan, keşiften önce dosyaya sunulmuş bulunan bir ihbar mektubu. Bu operasyonun yürütülmesi ve Tahir Elçi'nin öldürülmesine kadar geçen süreçte pek çok ihmali aslında ortaya çıkarmaya yönelik bir ihbar mektubuydu bu. Fakat hem kamera görüntülerinin izlenmesi hem ihbar mektubunun akıbetinin araştırılması bu ihbar mektubuna ilişkin güvenlik tedbirlerine ilişkin nelerin alındığına, nasıl bir çerçevenin çizildiğine ilişkin dosyadaki eksikliklerin giderilmesi adına, 5 yıl boyunca katılan vekillerin, o tarihte müşteki vekillerinin yapmış olduğu taleplerin bir karşılık görmüş olduğunu gördük. Dolayısıyla bugünkü celse hem cezasızlıkla mücadele anlamında hem de Tahir Elçi’nin öldürülmesinin gerçek faillerinin ortaya çıkartılması anlamında çok önemli bir adımdır. O yüzden gerçekten önemli bir duruşmayı geride bıraktık. 12 Ocak'ta da diğer taleplerimizi dile getireceğiz ve değerlendirmelerimizi yapağız."

 "ŞÜPHELERİMİZİN NE KADAR HAKLI OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI”

Avukat Gamze Yalçın da sözlerini şöyle sürdürdü:

"Arkadaşlar şimdi biz soruşturma başladığı günden bugüne 2015 yılından bu yana bu soruşturmanın etkili bir şekilde yürütülmesi talebinde bulunduk. Delillerin etkili bir şekilde toplanması ve AHİM kriterleri doğrultusunda etkili soruşturma yürütülmesi, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması, faillerin cezalandırılması talebinde bulunduk. Ancak 5 yıl boyunca soruşturma dosyasında görmüş olduğunuz ihmaller, biz müşteki ve katılan vekillerinin dosyaya temasının her aşamada engellenmiş olması bu duruşmada görmüş olduğumuz ve dosyaya giren beyanların gerçeğe aykırı tutanaklar olarak dosyaya yansımış olması, aslında bizler açısından ilk günden bu yana soruşturma dosyasındaki şüphelerimizin, yaklaşımlarımızın ne kadar haklı olduğunu gösterdi." (ANKA)

Gündem