Taksim'deki Gezi eylemine polis müdahalesi: 51 kişi gözaltında

Taksim'deki Gezi eylemine polis müdahalesi: 51 kişi gözaltında
Gezi Davası'nda verilen cezaları protesto için Taksim'deki Makine Mühendisleri Odası önünde toplanan yüzlerce kişi eylem yaptı. Basın açıklamasının ardından dağılan gruba polis müdahale etti.

Gezi davasının dün görülen karar duruşmasında Osman Kavala hakkında hükümeti kaldırmaya teşebbüsten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, casusluk suçlamasından beraat kararı verildi. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verildi. Hepsinin tutuklanmasına karar verildi.

Pek çok kentte eylem yapılırken İstanbul'da da Taksim Dayanışması'nın çağrısıyla Makine Mühendisleri Odası'nın önünde yüzlerce kişi toplandı. Eylemciler, ''Her yer Taksim her yer direniş'' sloganı atarken; Gezi Direnişi sırasında hayatını kaybedenlerin isimleri okundu. Polis, eylemden önce bölgede ve Gezi Parkı önünde etten duvar ördü.

Eylem bittikten sonra dağılan kalabaliğa polis saldırdı. Gazeteci Umut Taştan’ın da aralarında olduğu çok sayıda kişinin gözaltına alındığı belirtildi. DİSK Basın-İş "Beyoğlu, Cihangir'de Matara sokaktan ters kelepçe takılarak gözaltına alınan Umut Taştan serbest bırakılsın" dedi. Çağdaş Hukukçular Derneği, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, 51 kişinin gözaltına alındığı ve Vatan Emniyet'e götürüldüğü duyuruldu.

Eyleme CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy TİP Genel Başkanı Erkan Baş, TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, SOL Parti PM üyesi Alper Taş ve Gezi Parkı eylemleri sırasında polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu yaşamını yitiren Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan da katıldı.

Burada okunan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;

"Hukuka güvenin iyice azaldığı, mahkemelerden adalet çıkacağına dair inancın zayıfladığı ülkemiz; Gezi davasında açıklanan kararlar sonrasında dün itibariyle ranta karşı çıkıp, doğanın talanına itiraz edenelrin, hayatımıza müdahale etme diyen milyonların sesine ses olanların, Gezi Parkı park olarak kalsı diye çabalayan mimar, şehir plancı ve avukatların 'ağırlaştılmış müebbet ve ağır hapis' ile cezalandırıldığı bir ülke haline geldik.

Gezi Parkı olarak kalsın diye, Taksim Dayanışması bileşenleri ile birlikte ilk günden itibaren Mimarlar odası adına mesleki ve yasal girişimleri başlatan Mimarlar Odası Çevre Etki Değerlendirme Kurulu sekreteri mimar Mücella Yapıcı; mevcut yasa ve yönetmeliklere uymayan kararlara karşı Şehir Plancıları Odası Başkanı olarak itiraz dilekçeleri yazan Şehir Plancıları Odası dönem başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar odasının yetkili avukatı olarak Gezi Parkı'na dair bütün davaları açan ve takip eden avukat Can Atalay ile birlikte hukuksuz davada yargılanan Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden ve Yiğit Ali Ekmekçi'nin 18'er yıl ağır hapis ile cezalandırılığı, 4.5 yıldır kanıtsız, tanıksız hapis yatırılan ve hepsinin ötesinde Gezi sürecinde parka birkaçkez uğradım diyen Osman Kavala'nın ise Gezi üzerinden 'Darbeye teşebbüs' gibi absürt bir itham ile 'ağırlaştırılmış müebbet hapis' cezası aldığı bir ülkenin yurttaşları haline geldi.

Polis tutanaklarına göre en az 3.5 milyon insan Gezi'yegelen destekleyen, mesaj atan, börek getiren, revir kuran, kütüphane yapan, yeryüzü sofrası açan, şarkı söyleyen, tiyatro sergileyen, dans eden hatta ağaçlara sarılan milyonların 'müebbet ve ağır hapis' cezaları, ile korkutulmaya çalışıldığı bir ülke haline geldik.

Tek adam rejiminin ihtiyaçlarına göre karar veren mahkemelerin hukuksuz, tanıksız, kanıtsız, keyfi ve tutarsız kararlar aldığı bir rejimde, demokrasinin kuvvetler ayrılığının ve en temel anayasal hakların yok sayıldığı bir ülke haline geldik.

Sadece Gezi Parkı'na değil, Kazdağları'ndan Cerattepe'ye, Kuzey Ormanları'ndan Salda Gölü'ne kadar yeşile doğaya sahip çıkan gençlerin ve çevre örgütlerinin düşman görüldüğü bir ülke haline geldik.

Gezi Parkı'na sahip çıktığı için, 'yaşamıma daha fazla karışma' dediği için Gezi direnişi sırasında polis şiddetiyle hayatını kaybeden katillerinin aklandığı, bu vahşete isyan edenlere hapis cezaları verilebildiği bir ülke haline geldik.

Gezi'de gür sesiyle 'biz de varız' diyen kadınların, LGBTİ+ bireylerin taleplerinin yok sayıldığı, cinayetlere kurban gitmelerine ses çıkarılmasının engellendiği bir ülke haline geldik.

İşçilerin ekmeğine, köylülerin ürününe sahip çıkmasının istenmediği, hayatın pahalı, emeğin ucuz olduğu bu düzenin sorgulanmasınıni emeğin karşılığını talep etmek için ses çıkaranların vatan haini olarak görüldüğü bir ülke haline geldik.

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Gündem