Feyzioğlu: İlk taşı en günahsızınız atsın

Feyzioğlu: İlk taşı en günahsızınız atsın
Türkiye Barolar Birliği (TBB) 36. Olağan Genel Kurulu bugün başladı. Birlik Başkanı Metin Feyzioğlu, “çoklu baro yasası” karşısında Ankara’da Eskişehir Yolu’nda eylem yapan baro başkanlarının yanına gitmek yerine hükümet yetkilileriyle görüşmeye gitmesinin “yanlış” olduğunu söyleyerek, “Haklısınız. Bir insanı hayatında yaptığı tek bir hata ile yargılıyorsanız, ilk taşı en günahsızınız atsın” dedi.

TBB’nin 36. Olağan Genel Kurulu, Avukat Özdemir Özok Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılıyor. Ankara Baro Başkanı Erinç Sağkan ve mevcut TBB Başkanı Metin Feyzioğlu’nun aday olduğu kongrede, çoklu bora yasası yapılan değişiklikle Ankara, İstanbul ve İzmir barolarının delege sayısının azaltılması sonucu Anadolu barolarından gelen delegelerinin oyu yeni TBB Başkanını belirleyecek. İki gün sürecek genel kurulda yarın seçim yapılacak.

348 delegenin yer aldığı genel kurul 325 delegenin imzasıyla açıldı. Sağkan’ın önerisiyle Divan Başkanlığı’na Cumhur Uzun, Başkan Yardımcılığına Pınar Gürsel Yıldırım ve üyeliklere Gülhanım Kara ve Rojhat Dilsiz seçildi.  Divanın belirlenmesinin ardından saygı duruşu yapıldı ve İstiklal Marşı okundu.

Delegelerin kendilerine verilen kartı okutup turnikelerden geçerek salona girmesi genel kurulda tartışma konusu oldu. Turnikelerin kaldırılması önerildi. Turnikelerin kaldırılması için oylama yapıldı. Oy çokluğu ile turnikelerin kaldırılması reddedildi.

TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, başkanlık döneminde yaptığı faaliyetlere ilişkin konuştu. Feyzioğlu, avukatlık mesleği ve hukuk devleti açısından zor süreçlerden geçildiğini ve bu sürecin devam ettiğini söyleyerek, “Fırtınalı bir denizde kasırgalar birbirini ardına patlarken TBB’yi yönettik: Hava güneşli denizler hiç sakin değildi. Zaman geçtikten sonra hepimiz daha soğuk kanlı değerlendirmeler yapabiliriz ve yapmalıyız. Kurumumuzu temsil etmek yükümlülüğünü üstlenmiş olduğum için ben payıma düşen özeleştirileri yapmakla yükümlüyüm… Sizlerden ricam beni önyargısız, zannetmeden dinlemeniz” diye konuştu.

“BEN DE NASİBİMİ ALDIM”

Feyzioğlu, toplumda “ötekileştirme” olduğunu ve kamplara ayrıldığını belirterek, “Bunun sonucu yaratılmak istenen algıların gerçeğin önüne geçmesi ve dünyanın tüm renklerinin siyah ve beyaza sıkıştırılmasıdır. Oysa biz avukatız, doğru verilere dayalı fikirleri çatıştırırız. Biz daime gerçeği ararız ve gerçeğin ışığı fikirlerin çatışmasından doğar. Ben de toplumsal sorun haline gelen ötekileştirme girişiminden nasibini almış meslektaşınızım. Bununla nasıl mücadele ettim, sürekli çalışarak, çözüm odaklı çalışarak. Hizmet üreterek, hizmet ardına hizmet koyarak” dedi.

“BÜYÜK KÜÇÜK BARO AYRIMI YAPMADIK”

Feyzioğlu, her meslektaşına ulaşılabilir olduğunu ve derdini dert edindiğini kaydederek, “Bizim anlayışımızda biliniz ki küçük baro diye bir sınıflandırma yoktur ve hiçbir zaman da olmamıştır. Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren istinasız büyük küçük demeden her bir baromuz bizim için aynı değerde ve yakınlıkta oldu” diye ekledi.

Feyzioğlu, Türkiye’nin içinde geçtiği “zor süreçleri” hatırlatmak gerektiğini dile getirerek, 2010 Anayasa referandumu, Gezi olayları, 15 Temmuz darbe girişimi vb. olaylardaki tutumunu “Gövdemizi taşın altına koyduk” diye tanımladı. Feyzioğlu, OHAL KHK’larına da hukuki olarak karşı çıktıklarını kaydetti. Feyzioğlu, hükümet sisteminin değiştirildiği Anayasa referandumunda bu değişikliğin “kuvvetler ayrılığı açısından sakıncasını” yurttaşlara anlattıklarını bildirdi. Feyzioğlu, TBB’nin kapatılmasıyla ilgili “yıkım sürecinin gündeme geldiğini” söyleyerek, 24 Şubat 2018 tarihinde Ankara’da planladıkları miting öncesinde yaşananları şöyle anlattı:

“Her ilde istedikleri kadar baro kurulacak, bu barolar da kendi üst birliklerini oluşturacaktı. Bu yıkım projesine karşı demokratik mücadele sürecini baştan sona örgütledik ve yürüttük. Sadece baro başkanlarımızla değil on binlerce meslektaşımızla, milyonlarca vatandaşımızla tek yürek olduk. Türkiye Barolar Birliği, Türkiye’dir dedik. Sadece eyleme hazırlanmadık, tüm iletişim kanallarını zorladık. Mitingi planladık. Mitingi yapmamızdan birkaç saat önce sayın başbakan beni çağırdı, itirazlarımızın duyulduğunu, kanun değişikliğinin söz konusu olmayacağını ifade etti. Bunu 24 Şubat mitinginden birkaç saat önce bu binaya davet ettiğim baro başkanlarımıza ifade ettim…”

“HAYATIMIZIN BELKİ EN ZOR AYI”

Sorunun çözülmesinin ardında mitingde hazırladığı sert konuşma yerine yumuşak bir konuşma yaptığını aktaran Feyzioğlu, “Nasılsa son birlik başkanı oluyorum diye hazırladığım konuşmayı bir kenara bıraktım, makul ve uzlaşmaya açık bir konuşma yaptım. Baro başkanlarımızın bilgisiyle. Hayatımızın belki de en zor ayıydı. Etkili planlama, demokratik eylem ve iletişimi kullanarak aştık” dedi.

“İLK TAŞI EN GÜNAHSIZINIZ ATSIN"

Feyzioğlu, kendisinin bir özeleştiri daha yapacağını söyleyerek, “çoklu baro yasasına” ilişkin CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne verdiği iptal dilekçesini okudu. Feyzioğlu, “çoklu baro yasasının” Anayasa’ya uygun olmadığını anımsatarak, 80 baro başkanıyla diyalog yollarını tüketmeden adım atmama kararının aldığı toplantıyı anlattı. Feyzioğlu, müzakere girişimlerinde bulunurken bazı baro başkanlarının Ankara girişinde yürüyüş ve Anıtkabir’e ziyaret planladığını kaydederek, şunları söyledi:

“Bu planlamaya bizleri dahi etmediler. Yürüyüş bana Ankara Barosu mensubu olmam dolayısıyla SMS ile bildirildi. Sabah yürüyüşe katılan ve katılmayan baro başkanlarımızla Anıtkabir’de tek vücut görüntü verelim görüşü hakim oldu. Tam bu sırada Eskişehir Yolu’nda haksız ve hukuksuz engelleme haberi geldi. Koştuk. Ben hayatımın en büyük hatasını yaparak, bu süreçte. Önce oraya gitmek yerine araçları durdurdum. Yönetim kurulu üyelerimiz, tamamı ve Anıtkabir’de yürüyüşe katılan baro başkanlarımızı beklemekte olan baro başkalarımız ile birlikte Eskişehir Yolu üzerine hareket ettiler: Ben yarım saat içinde çözememe ihtimalini düşünmeden yetkili makamlarla görüşmeye gittim. Oraya intikal eden yetkili makamlara çok ağır sözler söylendi. Ben önce oraya gitmeliydim. Özeleştiri bu. Haklısınız. Bir insanı hayatında yaptığı tek bir hata ile yargılıyorsanız, ilk taşı en günahsızınız atsın. Basit bir hata değil. Ağır bir hata söylüyorum size. Ben önce çözmek için oraya gelmeli, sonra yetkili makamlarla görüşmeleri bitirmeli, sonra tekrar oraya gelmeliydim. Sabah 04.00’e kadar görüşmelerim sürdü ve 10.00 gibi oraya geldim. Bazı başkanlar beni protesto ettiler. Ne diyorsunuz diye. Dedim ki tabi kimi protesto edecekler, birlik başkanını protesto edecekler. Yalnız bırakıldılar haklıdır dedim.

“YAŞAMA ŞANSI ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE DÜŞÜK”

Keşke mevcut sayısı yüksek olan baro başkanlarımız Meclis’e gitseydi… Çoklu baronun çözüm değil vahim hata olduğunu keşke Meclis’te onlar da ifade etseydi. Neticede hepimizin yanlış bulduğu çoklu baro düzenlemesi yaşam buldu. Ama yaşama şansı önümüzdeki dönemde düşük.”  

ANADOLU BAROLARI BELİRLEYİCİ OLACAK

Çoklu baro yasasıyla birlikte TBB Genel Kurulu'nda oy hakkı bulunan delege sayısı da düştü. Seçimlerde eskiden 477 delege oy kullanırken, yeni düzenlemeyle bu sayı 348 olarak belirlendi. Daha önce delege sayısı 137 olan İstanbul Barosu 13 delegeye, 53 olan Ankara Barosu delege sayısı 7'ye, 30 olan İzmir Barosu delege sayısı ise 5'e geriledi. Geride kalan 78 baroya ise 3’er delege seçme hakkı tanındı. Ayrıca 82 baronun başkanları doğal delege olarak oy kullanırken, görevdeki TBB Başkanı ve eski başkanların da oy kullanma hakkı var.

Delege sisteminde yapılan bu değişiklikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi baroların etkinliği azaltılırken, avukat sayısı düşük olan Anadolu baroları güçlendirilmiş oldu. Böylece Anadolu barolarının tavrı seçimde önemli rol oynayacak.

(TAMER ARDA ERŞİN / ANKA)

 



Gündem