TBB Başkanı Fincancı'nın davasında tutukluluğun devamı kararı verildi, dava 11 Ocak'a ertelendi

TBB Başkanı Fincancı'nın davasında tutukluluğun devamı kararı verildi, dava 11 Ocak'a ertelendi
Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın, “basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak” iddiasıyla yargılandığı davada mahkeme tutukluluğun devamına karar verdi. Dava, 11 Ocak'a ertelendi.

Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'nın, karar beklenen davası 11 Ocak'a ertelendi. Mahkeme, Fincancı'nın tutukluluğunun devamına karar verdi.

TTB Başkanı Fincancı’nın, sınır ötesindeki operasyonlarda kimyasal gaz kullanıldığı iddialarıyla ilgili yaptığı açıklama nedeniyle, “basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılandığı davanın ikinci duruşması görüldü.

İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davanın duruşmasını TTB yöneticilerinin yanı sıra HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, CHP milletvekilleri Orhan Sarıbal, Sezgin Tanrıkulu, Ali Şeker, HDP milletvekilleri Züleyha Gülüm, Oya Ersoy, Hüda Kaya, Necdet İpekyüz izleyici olarak katıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanarak İstanbul’a gönderilen iddianamede, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın ‘basın yoluyla terör örgütü propagandası yapmak’ iddiasıyla 1,5 yıldan 7,5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.

Avukatlar 'usul hatası' dedi

Duruşmada 3 avukat sınırının olmasına itiraz eden avukatlar bu durumun bir usul hatası olduğunu ifade ettiler. Dr. Şebnem Korur Fincancı davası dışında kimsenin böyle davalarda bu tutum ile karşılaşmadığının altını çizilse de avukatların büyük salona geçilmesi talebi ve üç avukat sınırına yaptığı itiraz reddedildi.

"Savunma yapmayacağım, beyanda bulunacağım"

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı davada söz alarak suçlu olduğunu düşünmediğini; bu nedenle savunma yapmayacağını, beyanda bulunacağını söyledi. Fincancı'nın beyanları şöyle:

Silahlı terör örgütünün propagandasını yaptığım söyleniyor. Ben bilimsel bir açıklama yaptım, bu nasıl bir propaganda olabilir. Savunmamdan ön tanı ve tanı ayrıntısı alıp mütalaaya koyan savcıya teşekkür ediyorum. Ben inceleme yapılmasını ve bunun bağımsız heyetler tarafında yapılmasını önerdim. Benim söylediklerimden nasıl böyle bir sonuç çıkarıyorlar anlamıyorum. Burada asıl amaç TTB'nin ilk yasal kuruluş süreci ile birlikte tüm siyasi görüşlerden bağımsız olarak, TTB'yi muhafaza etmesidir. 1953'ten beri tüm yöneticilerimize dava açıldı. Tüm bunlar utanç vesilesidir.

"Yargılanmanın asıl hedefi TTB"

"Gelelim bu yargılamanın asıl hedefine... Asıl hedef TTB'dir. Siyasi iktidar eğer bizden memnun değilse gelsin, gecesini gündüzüne katsın, demokratik ve şeffaf bir biçimde seçime girip kazansın. Bizim seçimlerimiz en demokratik seçimdir. Böyle ele geçiremediler, bu kez dava açarak ele geçirmeye çalışıyorlar. TTB, Türkiye’nin en güvenilir kurumlarındandır. Çünkü bizler şeffaf ve bilimsel açıklama yaparız. İktidar ise şeffaf değil. Pandemi sürecinden hatırladığımız gibi bir gecede bir milyon hasta tabloya eklendi. Bunu kim ortaya çıkardı: TTB olabilir mi? O zaman bile TTB’ye gerçekleri açıkladığı için algı operasyonu yapıldı."

"Seçimle ele geçiremedikleri yerleri yargıyla ele geçirmeye çalışıyorlar"

"Cumhurbaşkanı çıktı bir terör örgütünün başındaki biri nasıl TTB başkanı olur, dedi. Terör örgütü dediği; 12 yıl başkanlığını onurla yürüttüğüm TİHV'dir. Biz bilimsel bilgimizle onları eleştirirken, onlar bizi teröristlik ve hainlikle suçladı. Seçimle ele geçiremedikleri yerleri yargıyla ele geçirmeye çalışıyorlar. Biz araç olmayı reddediyoruz sizler de reddedin. Bu durum yalnızca bize yönelik değildir. Ülkenin her yerinde dört duvar arasında olsak da mücadeleye devam edeceğiz. Biz yeni hayatlar filizlensin diye umutla mücadele ediyoruz."

Avukatlar savunmaya başladılar

Avukat Şevin Kaya: Propaganda büyütülmeyecek bir yargılama iken ne hale getirdiniz. Ankara Cumhuriyet Savcılığı bizi dinlememiş, mütalaa daha önceden hazırlanmıştır. Adil bir yargılanma söz konusu değildir. Ne iddia makamı ne mahkeme heyeti ne de bizler üniversitede iyi adli tıp eğitimi alıyoruz. Hocamıza önceki celsede hepimize anlattığı dersten dolayı teşekkür ediyoruz. AİHM’den örneklerle devam ederek ”Bugüne kadar bir medyaya demeç vermekten dava açıldığını bilmiyorum.” dedi. Burada Şebnem Hoca bir bilimsel görüş vermiştir. Hiç bir kurum ve kuruluşu suçlamamıştır. Şebnem Hocanın araştırma yapılması önerisine soruşturma açılırken; MSB, kimyasal silahların kullanımı yönünden neden araştırma heyeti oluşturdu. Siyasal iktidar, kadınlığın sınırını çizmeye çalıştı, savunmanın sınırlarını çizmeye çalıştı, şimdi de hocamız nezdinde bilimin sınırlarını çizmeye çalışıyor. Biz devletin hekime ve kadına bakışını biliyoruz. Bunlar birleşince bu rahatsızlık dahada artmaktadır.

Avukat Barış Yavuz: İddia makamına katılmıyoruz, algılar var. Mahkeme heyeti ilk duruşmadan itibaren usullere dikkat etmiyor. THİV işkence görenleri 1990’dan beri tedavi ve rehabilite etmiştir. THİV, insan hakları ihlallerini günlük olarak yayınlamaktadır. Şebnem hocanın elleri kelepçeli olarak saatlerce süren bir yolculuk sonrası buraya getirilmesi bir işkence değil midir? Şebnem hocanın açıklamalarında TSK’nın adı geçmemesine rağmen, iddianame Şebnem hocanın açıklamalarında, TSK’nın adı geçiyormuş gibi hazırlanmıştır. MSB, Şebnem Hocayı propaganda ile suçlamaktadır. Fakat propagandanın karşılığı gözaltı bile değildir. Olay terör örgütü ile ilişkilendiriliyor. Siyasi iktidara terör lazım, siyasete terör hoş geliyor. Şebnem Hoca suçlu değildir.

Avukat Meriç Eyüboğlu: 19 Ekim canlı yayını sonrası büyük bir kıyamet koparıldı. Şebnem Hocaya yönelik çok ağır hakaretlerde bulunuldu. Ev arama sürecinde kendisi ile ilgili bir algı yönetimi başladı. Evde bulunan Benan Batur tarafından yazılmış kitap üzerinden bir algı oluşturuldu. Bu kitap şu anda her yerde satılıyor. Meclis kütüphanesinde de bulunmaktadır. Aslında bu dava siyasetçiler tarafından, sosyal medya üzerinden, linç kampanyasına dönüştürüldü. İddianamede Şebnem Korur Fincancı’nın canlı yayındaki açıklamaları şiddet eylemini övmesi olarak gösteriliyor. Görüntüler eşliğinde bir yorum yapılıyor. Hocanın açıklamaları bir şiddet eylemini onaylaması olarak yorumlanamaz. Suçun maddi ve manevi değerlerini oluşturmaz. AYM ve AİHM kararları gereğince cımbızla alınan bir kelimeyi kullanamazsınız. Açıklamanın bütünlüğüne bakın der. Cenevre ve Minnesota sözleşmesine göre bağımsız heyetlerce yerinde inceleme ve araştırma yapılmalıdır. TV kanalına bağlanmak suç teşkil etmez. Bu konuda daha önce alınan bir çok AİHM kararı bulunmaktadır. Bunlara dilekçede yer verdik. Hakimin hal ve davranış tarzına göre izlenimimiz; subjektif ve objektif tarafsızlık ilkesinin ihlal edildiği yönündedir, sözde değil özde adalet görmek isteriz. Hukuk fakültelerinde anlatıldığı gibi, ama göremedik. Mahkeme heyetinin CMK 24'e göre reddini istemekteyiz.

Fincancı'nın avukatlarının savunmasının ardından duruşmaya 20 dakikalık ara verildi. Daha sonra ara kararını açıklayan mahkeme, Fincancı ve avukatlarının tutukluluk taleplerini reddetti.

Dava, 11 Ocak'a ertelendi.

Gündem