TBMM Başkanı Şentop: Tam istiklale sahip bir Türkiye mücadelesi veriyoruz

TBMM Başkanı Şentop: Tam istiklale sahip bir Türkiye mücadelesi veriyoruz
Dünya düzeninin değiştiğini söyleyen TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "Meselemiz Türkiye’yi dünyada sözü dinlenen bir devlet haline getirmek" dedi.

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Kurban Bayramı için geldiği memleketi Tekirdağ'da, bayramlaşma programına katıldı.

Bayramlaşma töreninde konuşan Şentop, şu ifadeleri kullandı:

"YENİ İTTİFAKLAR KURULUYOR, ESKİSİ BOZULUYOR"

"Tarihin akışının hızlandığı olayların ardı ardına birbirini takip ettiği ve mühim değişikliklerin dünyada insanlık tarihinde meydana gelmesi muhtemel bir dönemde yaşıyoruz. İşte bu ekonomiden, iktisattan, uluslararası ilişkilere kadar, devlet yönetimlerine kadar yeni ittifaklar kuruluyor, eski ittifaklar bozuluyor, dağılıyor. Böyle bir dönemden geçiyoruz. Tabii böyle bir dönemde Türkiye olarak bizim millet olarak dikkat ettiğimiz iki husus var. Bunlardan birisi şüphesiz Türkiye'yi güçlendirmek, büyütmek. Bunu hem devlet olarak devletimizi güçlendirmek, büyütmek hem de millet olarak bir arada. Birlik, beraberlik içerisinde hareket ederek birbirimizle dayanışma, beraber olma suretiyle hareket ederek ve aynı zamanda devlet, millet bütünleşmesini sağlayarak devletimizi güçlendirmek müessir hale getirmek, etkili hale bölgesinde, etrafında, dünyada sözü dinlenen, kararı merak edilen bir devlet haline getirmek birinci meselemiz budur.

"DÜNYADA KURULAN DÜZEN YAVAŞ YAVAŞ ÇÖKÜYOR"

İkinci meselemiz de şu. Dünyada 20'nci yüzyılda kurulan bir düzen yavaş yavaş çöküyor. Felsefe olarak çöktü, paradigma bitti, iflas etti de. Şimdi onun o çöküşün tamamlanması bekleniyor. Uluslararası sistem, işte Birleşmiş Milletler'den birçok ittifaklara kadar bunların dünya barışını sağlamak için kurulduğunu biliyoruz ama bunu yapamadılar, gerçekleştiremediler. Birleşmiş Milletler işte en son hemen yakınımızda Rusya, Ukrayna Savaşı'nda hiçbir tesir gösteremedi. Adı, esamesi bile yok Birleşmiş Milletler’in. Niye? Çünkü beş ülke var biliyorsunuz. Bunlardan bir tanesi alınacak karara itiraz etti mi? Birleşmiş Milletler'den karar çıkmıyor, güvenlik Konseyi'nden. Bu ülkelerden bir tanesi de Rusya o çatışmanın, savaşın tarafı. Tarafı dolayısıyla kendi aleyhine bir kararın çıkmasına müsaade etmiyorum. Veto ediyor, Birleşmiş Milletler tamamen işlevsiz kalıyor. Halbuki 2'nci Dünya Savaşı sonrasında dünyada barışı tesis etmek için kurulmuş ama başarısız. Dolayısıyla uluslararası ilişkiler alanında, uluslararası alanında, iktisatta, ekonomide bütün alanlarda kurulmuş olan yapılar, anlayışlar, paradigmalar çöküyor. Yeni şeyler ortaya çıkmaya başlıyor.

"YENİ BİR DÜNYA KURULUYOR"

Soğuk savaş yıllarında uzun süre NATO'ya uzak kalan, girmeyen İsveç ve Finlandiya şimdi NATO'ya girmek istiyor. Biliyorsunuz hatta Finlandiya daha önce uluslararası ilişkilerde de bilim alanında bir tabir Finlandiya'dan hareketle ortaya konulmuş. Finlandiyalılaşma diye bir tabir var. Nedir o; işte yanındaki büyük güçlü bir ülkenin politikalarına doğrudan karşı çıkmamak suretiyle uluslararası ilişkiler kurmak falan buna dikkat ederek yaşamış ve soğuk savaş döneminde NATO'ya girmeyi de düşünmemiş şimdi düşünüyor. Niye çünkü yeni bir dünya kuruluyor. Uluslararası hukuk alanında, ekonomide, iktisatta yeni bir dünya kuruluyor. İşte bu yeni kurulan dünya içerisinde ikinci dediğim şeyi anlatmaya çalışıyorum. Türkiye'nin kendi başına müstakil hareket edebilecek uluslararası etkilerden başka ülkelerin etkilerinden yönlendirmelerinden uzak kalabilecek kendi politikalarını her alanda kurabilecek ve sürdürebilecek bir hale yani bizim milli mücadele dönemindeki tabirle tam istiklal haline Türkiye'yi kavuşturmak. Yani bir güçlü bir Türkiye. İkincisi de tam istiklale sahip. Kendi başına politikalar üreten. Bunun maliyetleri var tabii ki. Yani sistem kendi kontrolünde olsun istiyor uluslararası sistem, bütün ülkeleri her alanda. Bunun dışına çıkmaya çalıştığınız takdirde size bazı zorluklar çıkartıyor şüphesiz. Ama içinde kalmanın zorlukları da daha büyük. İstedikleri zaman kontrol ettikleri bir ekonomi, istedikleri zaman kontrol ettikleri bir uluslararası politika olursa bunun başka maliyetleri var. Biz bunları istemiyoruz, biz tam istiklalle her alanda kendi politikalarımızı kendimizin ürettiği uluslararası sistemin tesirlerinden azade bir yapı oluşturmaya çalışıyoruz.

"TAM İSTİKLALE SAHİP GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE"

Önce güçlü Türkiye bunu sağlayacak, buna temel de olacak. Tam istiklale sahip bir Türkiye mücadelesini veriyoruz. Tam da bunun zamanındayız. Dünya yeniden kuruluyor. Yeni kurulan dünyada Türkiye'nin bu şekilde tam bağımsız ve güçlü bir Türkiye olarak var olmasını arzu ediyoruz. Tabii bu bir taraftan tabii fiziken çalışmakla oluyor. Bir taraftan da manen dua etmek istemek, bir araya gelmek, birbirimize sahip çıkmak, birbirimizi desteklemek, bu ideallere gönül vermekle oluyor. İşte bugünler bu maneviyatın yüksek olduğu günler onun için dua ediyoruz. Cenabıhak milletimizi, devletimizi güçlü ve payidar kılsın. Bu tam bağımsızlık idealine yaklaşmak için, milletimizin gayretleriyle en kısa zamanda bizi muvaffak kılsın. Bayramınız tekrar mübarek olsun. Hepinizi hürmetle selamlıyorum." (DHA)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Politika