Çeşme’deki bayrak krizinde Lal Denizli’ye tepki

Çeşme’deki bayrak krizinde Lal Denizli’ye tepki
Çeşme'de Yunan sanatçı Despina Vandi'nin konsere çıkmamasına neden olan bayrak krizinin ardından konuşan belediye başkanı Lal Denizli'nin sözleri tepki çekti.

Kısa Dalga - Yunan sanatçı Despina Vandi, dün akşam Türkiye Eğitim Vakfı'nın Çeşme'de düzenlediği yardım konserinde sahne almak için İzmir'e geldi.

Konsere dakikalar kala Yunan sanatçı sahnedeki Türk bayrağının yanına Yunan bayrağı da koyulmasını talep etti. Talebin geri çevrilmesi üzerine sahneye çıkmayacağını belirten Vandi'ye Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli'nin tepkisi sert oldu.

Denizli'den Vandi'ye tepki

Denizli, Vandi'nin Türk bayrağını sahnede istemediğini iddia ederek "Türk bayrağı ve Atatürk'ün posterinin inmesini istiyormuş. Hiç yuhlamayın, bu güzel nefeslerinizi yoracağınız bir insan bile olmadığını düşünüyorum kendisinin. Biz bu toprakları kazanmak için çok fazla şehit verdik ve biz her zaman kardeşliğin ve ebedi dostluğun kazanacağına inanan ve bu inançta olan insanlarız" dedi.

Vandi'den açıklama

Sanatçı ise sosyal medya hesabından açıklama yaparak Türk Eğitim Vakfını “konser” olarak nitelendirilen etkinliğin içeriğini, önceden üzerinde anlaşılandan farklı olarak siyasi bir anlam yükleyerek değiştirmekle suçladı.

3703647-0aec62145a1f738c3768c81f492bed3f.jpg

Denizli'ye sosyal medyada tepki

Belediye Başkanı Lal Denizli'nin açıklaması ise sosyal medyada tepki çekti.

Akademisyen Ceren Sözeri, Denizli'nin açıklamasına ilişkin olarak "Bugüne dek Çeşme'de, Seferihisar'da barış sesleri yükselen nice konser oldu, sanatçı kovmak Lal Denizli'ye nasip oldu. Bu arada Vandi Atatürk posterlerinin indirilmesini istememiş sadece sembolik olarak bir tane de Yunan bayrağı asılsın demiş" dedi.

Akademisyen Esra Arsan ise "Yardım konserine Yunan şarkıcıyı davet etmişken, sahnede Türk-Yunan bayrağını yanyana asıp barış mesajı vermek yerine ucuz nefret söylemini yeniden ürettiniz @laldenizlicesme. İyi bir politikacı olamazsınız, ama belki bir gün başbakan bile olursunuz. Nefretin alıcısı çok burada" ifadesini kullandı.

Gazeteci Akın Olgun ise şu sözler tepki gösterdi:

"Bir Yunan sanatçı çağırmışsın. O da kabul etmiş. Bir yardım etkinliği. Her yeri bayrak ve Atatürk resmiyle doldurmuşsun. O da demişki bu çok politik bir görüntü verir. Kendi ülkemde de zorlanırım. Ne yapmanız gerekir, dostluk ve eğitimin en büyük amacı olan görgü ve nezaket gereği buna uygun şekilde çözüm üretirsin. (Zaten önceden düşünmüş olmanız da gerekirdi) Vay sen nasıl söylemezsin falan deyip, beceriksizliği kapatmak için arkasından Marş söyleyip, düşmanlaştırmazsın. Bu kendi sanatçınıza yapılsa şimdi yıkmıştınız ortalığı. Denize atacak bir Yunan arardınız. Hamasetten ve ucuz söylemlerden yoruldu artık bu ülke gerçekten."

Gazeteci Zeynep Erdim de tepkisini şu sözlerle paylaştı:

"Sizin adınıza utandım. Dostluk, eşitlik ve nezaket için iki ülkenin bayrağını birlikte görmeye bile tahammülünüz yok. Üstelik belediye binanız Sakız'a bakıyor. Böyle ucuz sloganlar için oy vermedik biz size."

Çıray kendisine gönderilen notu paylaştı: ‘Popülist söylemlerin en sorumsuz örneği’

Uzun yıllar CHP ve İYİ Parti’den İzmir Milletvekilliği yapan Aytun Çıray, yaşananlarla ilgili kendisine ‘içeriden’ gönderilen notu paylaştı.

Çıray’ın paylaştığı not şöyle:

"Despina Vandi’nin aşağıda anlatacağım gerekçelerle konsere çıkmayacağı kesin olarak ifade edilmişti. Berna Laçin olası tepkiyi yumuşatarak, seyircileri hamaset çukuruna düşürmeden bir başka tür coşkuya taşıma becerisini gösterdi. İlgiyi TEV Gönüllüleri Kadın Korosu‘na yöneltmeyi profesyonelce başarmış, muhtemel aşırılıkları sönümlen(dir)mişti.

Derken; yaşananlar hakkında yeterli malumatı bulunmayan Lal Denizli hırsla mikrofonu eline aldı. Emin Oktay tarihinden bir alıntıyla bir şeyler söyledikten sonra Despina Vandi’ye yönelik o çok talihsiz ‘Bu beldeyi terk et’ ifadesini haykırarak, popülist söylemlerin en sorumsuz örneğini vermeyi marifet bildi.

Onu izleyen makul insanların tamamı, Büyükşehir yüksek Bürokratları da dahil, avurtlarını şişire şişire yaptığı konuşmayı üzülerek ve olumlamadan izledi.

Pontuslu Rum bir aileden gelen Despina bu olaylar öncesinde, sahne dekorunda bayrak ve Atatürk’ü dengeleyici bir Yunan figürü olmasını istiyordu. Aksi halde Yunanistan’da oluşacak tepkiler nedeniyle profesyonel kariyerinin zedelenmenin ötesinde tamamen bitebileceğini ve mevcut kontratlarının muhtemelen bir gün içinde iptal edileceğini ifade etmişti.

‘TEV yönetimi Yunan bayrakları satın alıp getirdi’

TEV yönetimi krizi aşmak için çözüm aradı. Kemeraltı’dan hemen Yunan bayrakları satın alınıp getirildi. Ancak yabancı bayrak kullanımının kaymakamlık iznine bağlı olacağı belediye yetkilileri tarafından belirtildi. Başa dönersek, artık konser saati gelmiş süreç başlamıştı. Tabii ki ne Atatürk ne Türk bayrağı sahneden asla indirilemezdi. Burada ihmal ilk başlangıçta sahne düzenini organize eden yönetimden başlıyor. Açıkça Yürütme kurulu üyeleri, bizler gibi haricen destek olanlar da bu eksikliği öngörmedik. Henüz seyirciler gelmeden müdahale etmek mümkündü. Problemin oluşabileceğini tahmin edilmeliydi. Şükür ki Lal Denizli’nin provokasyona varan tahrikleri seyircide, heyecanlandırmış olsa da, kalıcı etki bırakmadı. Tabii ki kızgınlardı. Atatürk posterinin indirilme talebi onları da tepkilendirmişti. Öfkeyle marşlar söylendi. Bilinçli kalabalık nerede duracağını biliyordu. Birlikte coşkuyla söylenen birkaç marş sonrasında gece tamamlandı.” (Haber Merkezi)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Gündem