'Türkiye’de bodrumlarda zincir altında tutulan Ezidiler var'

'Türkiye’de bodrumlarda zincir altında tutulan Ezidiler var'
İzmir'de konuşan Ezidi avukat Navrauvoz, hala 2 bin 800 Ezidi'nin kayıp olduğuna dikkati çekti, “Bunların bazıları da Türkiye’de bodrumlarda zincir altında tutuluyorlar" dedi.

Mülteci Film Festivali’nde IŞİD saldırısında yaşadıklarını anlatan Ezidi kadınlar, Türkiye’de hala çok sayıda Ezidi kadının esir tutulduğunu iktidarın da buna sessiz kaldığını belirtti.

Halkların Köprüsü Derneği tarafından düzenlenen 2’nci İzmir Uluslararası Mülteci Film Festivali ikinci gününde Alsancak Fransız Kültür Merkezi'nde devam etti.

Gün boyunca film gösterimleri ve söyleşilerle devam eden festivalde günün son etkinliği "Soykırımdan hayatta kalmak Êzidîlerin direniş hikayeleri" adlı panel düzenlendi. Derneğin Kurucu Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi’nin moderatör olarak yer aldığı panelde yazar Zülfü Livaneli, DAİŞ’in soykırım saldırılarına tanıklık eden kadınlardan Farida Falıt Jrdo, Ameena Qasım Khalaf ve Ezidi avukat Natia Navrauzov panelist olarak yer aldı.

LİVANELİ: SOYKIRIM

Panelde ilk olarak söz alan Zülfü Livaneli, kendisinin de bir dönem doğduğu topraklardan uzak yaşamak zorunda kaldığını söyledi. İnsanların şiddetten kaçarak canlarını kurtarmak istediklerini belirten Livaneli, "Bir tarafta dünyanın bütün halklarını sömürerek inanılmaz bir eşitsizlik yaratıyor ve sömürdüğü ülkelerden gelen insanları da kabul etmiyor, istemiyor. O zenginliğin birikmesinin altında kan var. Ezidiler çok kadim bir medeniyettir. Bütün tek tanrılı dinlerden önceki medeniyettir. Ezidilerden aldıkları bazı motifler daha sonra çarpıtıldı. İnanılmaz bir çarpıtma. Hem kaynaklarını almışlar hem de suçlamalar yöneltmişler. Katliamlara rağmen inanılmaz bir şekilde geleneklerini yaşatıyorlar. Fiziki soykırımın yanı sıra şimdi de kültürel soykırım yapıyorlar. Bu kabul edilemez bir şey" dedi.

'BENİ KÖLE ALARAK ALIP İŞKENCE YAPTILAR'

Livaneli’nin ardından konuşan Ameena Qasım Khalaf, IŞİD gelmeden önce ailesiyle Şengal’de oturduklarını, hayalleri ve hedefleri olduğunu söyledi. Fakat 3 Ağustos 2014’te tüm hayatlarının alt üst olduğunu aktaran Khalaf, “DAİŞ bizi kaçırmaya ve öldürmeye çalıştı. Êzidîler olarak dağda yaşadık, susuz ve yemeksiz kaldık. Geleceğimizi bilmiyor ve çok korkuyorduk. Daha sonra bulunduğumuz bölgeye gelip bizi kaçırdılar. Beni köle olarak alıp akıl almayan şekilde işkence yaptılar, tecavüz ettiler. Sürekli kaçmaya çalıştık ama hep yakalandık. Her yakalandığımızda bize daha da kötü davrandılar" dedi.

AİLESİ OSMANLI'DAN KAÇIP GÜRCİSTAN'A YERLEŞMİŞ

Ardından konuşan Nadia Navrauzov ise ailesinin yüz yıl önce Osmanlı’nın soykırımından kaçıp Gürcistan’a yerleşen Ezidiler olduğunu ifade etti.

Ezidilerin IŞİD saldırısı sonrası sadece bir kaç saat içerisinde topraklarından göçmek zorunda kaldığını aktaran Navrauzov, saldırıların tek nedeninin kimlikleri olduğunu vurguladı.

Amaçlarının bu suçları işleyen faillerin ortaya çıkarılması olduğunu dile getiren Navrauzov, Almanya’da beş IŞİD’liyi tutuklattıklarını söyledi. Hala 2 bin 800 Ezidi'nin kayıp olduğuna dikkati çeken Navrauvoz, “Bunların bazıları da Türkiye’de bodrumlarda zincir altında tutuluyorlar. Bu konuda Türk makamlarından herhangi bir yardım alınamıyor. Türkiyeli bir kadın milletvekili İŞİD üyelerinin nasıl elini kolunu sallayarak dolaşabildiklerini sordu. Kendi hükümetinize sormanız gereken soru budur. Hükümetinize Êzidî topluluğuna adalet sağlanması için çağrıda bulunun” diye konuştu. (MA)

Gündem