Yandaş medyadaki “sosyal medya giyotini” Anayasa Mahkemesi'nde mahkum oldu

Yandaş medyadaki “sosyal medya giyotini” Anayasa Mahkemesi'nde mahkum oldu
İktidara yakın medyadan, Gezi eylemleri dönemi ve sonrasındaki “sosyal medya paylaşımları nedeniyle işten çıkarma”, Anayasa Mahkemesi’nde mahkum oldu. Yüksek Mahkeme, Sabah Gazetesi’nin eski editörlerinden İdil Alakuş Dere’nin sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle işten çıkarılması ve işe iade edilmemesinin ifade özgürlüğü ihlali olduğuna karar verdi.

ERSAN ATAR

Anayasa Mahkemesi, Gezi eylemleri ve sonrasında iktidara yakın medyada yaşanan “sosyal medya paylaşımları nedeniyle işten çıkarma”nın ifade özgürlüğünü ihlal ettiğine karar verdi. Yüksek Mahkeme, 2016 yılında bu nedenle işine son verilen İdil Alakuş Dere’nin bireysel başvurusunda “ifade özgürlüğünün ihlali” tespiti yaptı.

Gezi eylemleri ve sonrasında iktidara yakın medyada, çalışanların sosyal medya paylaşımları takibe alınmaya başlandı. O dönem ve sonrasında, gazetecilere sosyal medyadaki bazı paylaşımlarını silmeleri istendi. Medya kuruluşu yönetimleri, aynı şekilde bazı çalışanlarının kişisel sosyal medya hesaplarındaki profillerinde yer alan fotoğrafların değiştirilmesini istedi ve bu nedenle birçok gazeteciden savunma istendi. Medya kuruluşlarının bu taleplerini yerine getirmeyen pek çok gazeteci işten çıkarıldı. İktidara yakın medyadaki bu uygulama, o dönemde “sosyal medya giyotini” olarak nitelendirildi.

Bu örneklerden biri de 2016’ya kadar uzun yıllar Sabah Gazetesi’nde çalışan ve son olarak “Bölge Ekleri Editörü” olarak görev yapan İdil Alakuş Dere'nin işine son verilmesi oldu.

Sabah Gazetesi, Dere’nin işine “Çalışanın, işveren ile arasındaki güven ilişkisini zedelediği” gerekçesiyle savunmasını almadan son verdi. Gazete’nin, iş akdini fesih bildiriminde, Dere’nin hangi paylaşımının, güven ilişkisini nasıl zedelediğine ilişkin bir açıklama yer almadı ancak paylaşımlarında nefret dili kullandığını savundu.

İstinaf Mahkemesi, Dere’nin işe iade davasını reddetti

İdil Alakuş Dere, işten çıkarıldıktan sonra işe iade davası açtı. Dava İstanbul 15. İş Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, Dere’nin iş akdinin savunması alınmadan feshedildiğini dikkate alarak “işe iade” kararı verdi.

Gazete bu kararı istinaf mahkemesi nezdinde itiraz etti. İstinaf incelemesini İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi baktı. İstinaf Mahkemesi, “işveren ile çalışan arasındaki güven ilişkisi zedelenmiştir, fesih haklı olmasa da geçerlidir” diyerek 15. İş Mahkemesi’nin kararını kaldırdı.

AYM: Bu ifade özgürlüğünün ihlalidir

İstinaf Mahkemesi’nin kararı kesin nitelik taşıdığı için işine geri dönemeyen İdil Alakuş Dere, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu. Dere, başvurusunda ifade özgürlüğü ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini belirtti.

Başvuruyu Anayasa Mahkemesi İkinci Bölüm’ü inceledi. Mahkeme, başvuruyu öncelikle “ifade özgürlüğü” yönüyle inceledi ve Dere’nin kişisel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım nedeniyle işten çıkarılması ve sonrasında işe iade edilmemesinin, ifade özgürlüğü ihlali olduğuna karar verdi.

Yüksek Mahkeme’nin gerekçesinde, mahkemelerin işveren ile çalışan arasındaki ilişkilerde adil bir denge kurması gerektiğini belirterek, Dere’nin işine düşünce açıklamalarından dolayı son verildiğini şöyle tespit etti:

“Somut olayda işveren, başvurucunun sosyal medya paylaşımlarının aşağılayıcı bir üslup ve nefret söylemi içerdiğini belirterek başvurucunun iş akdini feshetmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi de işveren ile başvurucu arasındaki güven ilişkisinin zedelendiği gerekçesiyle yapılan fesih işleminin geçerli olduğu kanaatine varmıştır. O halde nihai olarak başvurucunun iş sözleşmesi yaptığı düşünce açıklamalarının işveren ile aralarındaki güven ilişkisini bozduğu gerekçesine dayanılarak feshedilmiştir.”

İdil Alakuş Dere’nin hangi paylaşımının güven ilişkisini zedelediğinin belirsiz olduğunun ve yine hangi paylaşımının gazetenin yayın politikasına aykırı olduğunun belirtilmediğinin altını çizen Anayasa Mahkemesi, “İşçinin davranışlarının işyerindeki üretime ve iş ilişki sürecine olumsuz bir etkisi yoksa bu davranışların iş sözleşmesinin sona erdirilmesinde geçerli bir sebep olarak gösterilmesi mümkün değildir” dedi.

Yüksek Mahkeme, çalışanın bireysel sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla işi veya işvereni arasında bir ilgi bulunmadığını da şöyle aktardı:

“Söz konusu paylaşımların başvurucunun işi, işyeri veya işvereni ile bir ilgisi bulunduğu da mahkemelerce kabul edilmiş değildir. Paylaşımın hangi sebeple aralarındaki güven ilişkisinin kopmasına ve işyerinde olumsuzluğa yol açtığı izah edilememiştir.”

Memur değil, işçi

İşverenin çalışandan, önceden belirlenen nesnel kurallara karşı sadakat bekleyebileceğine de işaret eden Anayasa Mahkemesi gazetecinin bir devlet memuru olmadığının da dikkate alınması gerektiğini şöyle ifade etti:

“Başvurucunun idare ile arasında belirli bir düzeyde güven ve sadakat ilişkisinin tesis edilmesi gereken bir devlet memuru olmadığı, 4857 Sayılı Kanun’a (İş Kanunu) tabi bir işçi olduğu unutulmamalıdır. Bu bağlamda, özel hukuka tabi olarak çalışan işçilerden, işverenlerine karşı yerine getirmeleri beklenen sadakat, sakınma ve gizlilik yükümlülüğü, kamu kurumlarında çalışanların sadakat ve sakınma yükümlülüğü kadar katı değildir. Somut olayda da başvurucunun görevini yaparken belirlenen ilkeler çerçevesinde işverene sadakat yükümlülüğüne hangi paylaşımı ile ne şekilde aykırı hareket ettiği açıklanmamıştır… Anayasa Mahkemesi, 4857 Sayılı Kanun’un 18. Maddesinin (Dere’nin iş akdinin fesih dayanağı) aşırı bir yoruma tabi tutularak düşünce açıklamalarının dolaylı sınırlandırılmasına dayanak yapıldığı ve derece mahkemelerinin Anayasa’nın 26. Maddesinde güvence altına alınan ilkelere uygun hareket etmediği kanaatine varmıştır. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. Maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”

Tazminat ve yeniden yargılama

Anayasa Mahkemesi, hak ihlalinin ortadan kaldırılması için İdil Alakuş Dere’nin açtığı işe iade davasının yeniden görülmesi için dosyayı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi’ne gönderdi. Yüksek Mahkeme, ayrıca Dere’ye 18 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti.

Özel Haber