Yargıtay Başkanı: AYM'nin her konuyu incelerim anlayışı doğru değil

Yargıtay Başkanı: AYM'nin her konuyu incelerim anlayışı doğru değil
Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Anayasa Mahkemesi’nin yetki aşımına girmemesi gerektiğini belirterek, “’Süper temyiz mahkemesi’ niteliğine kavuşursa bu kargaşaya neden olabilir. AYM'nin 'yargısal aktivizm' değil de bir yönlendirme yoluna başvurmasının daha doğru olacağını düşünüyorum” dedi.

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, yıllık değerlendirme toplantısında basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Akarca, yıllık bilgilendirme toplantılarının, yargının şeffaflığının ve topluma karşı hesap verebilirliğin bir gereği olduğunu kaydetti.

Akarca, Yargıtay’ın reform çalışmalarının 'etik', 'şeffaflık' ve 'adli kalite' olmak üzere üç ana sütun üzerine inşa edildiğini belirterek, "Hepimizin üzerine titrediği yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, yargıda dürüstlük, yargının şeffaflığı ve hesap verebilirliği ilkelerinin gerçek ve görünür olmasının en etkili yollarından biri adli kaliteyi artırmaktır" diye konuştu.

“Yargıtay gerekçeli kararlar ile konuşur”

Yargıtay’ın ülkede içtihat birliğini sağlamasının ve yargı hizmetinin kalitesini artırmasının en etkili aracının gerekçeli kararlar olduğunu ifade eden Akarca, "Yargıtay gerekçeli kararları ile konuşur. Adli kalitenin önemli bir bileşeni olarak gerekçeli karar kalitesinin yükseltilmesi amacıyla yaklaşık 2 yıldan beri kapsamlı ve sistematik bir çalışma yürütülmüştür. Rehberde yer alan en önemli yapısal reform, temyiz nedenlerinin kararda özetlenecek olmasıdır. Bu reformla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin verdiği ihlal kararlarının tekrarlanması da önlenecektir" ifadelerini kullandı.

“Yapay zeka destekli Yargıtay İçtihat Merkezi Haziran’da faaliyete geçecek”

yargitay-baskani-akarca-yargitayda-yapay-zeka-haziranda-faaliyete-gececek-fotograflar-6463-dhaphoto5.jpg

Akarca, 2015 yılında tüm Yargıtay kararlarını istisnasız şekilde toplumun erişimine açtıklarını hatırlatarak, bununla birlikte bazı kararların da herhangi bir filtraj olmadan internet sitesinde olmasının, emsal karar arayanların işlerini zorlaştırdığını dile getirdi.

Akarca, bunun üzerine, Yargıtay İçtihat Merkezinin yapay zeka destekli şekilde geliştirilmesi fikrinin doğduğuna vurgu yaptı. Akarca, şöyle devam etti: "Bireysel olarak kullanıcıyı tanıyan sistem, kısa sürede ve kolay şekilde aradığı kararı bulmasına imkan verecek. Yapay zeka destekli Yargıtay İçtihat Merkezi en geç Haziran ayında faaliyete geçecek olup, bu sistem büyük ölçüde Gerekçeli Karar Yazım Rehberine göre tasarlanmıştır. Yargıtay İçtihat Merkezinde karar aranırken Rehberde yer alan ana başlıklara göre indeksleme ve sorgu da yapılabilecektir. Kararlar önem derecesi de dahil olmak üzere kullanıcının belirleyeceği çeşitli sorgu kriterlerindeki sıraya göre ekranda görülecektir. Kullanıcılar ilgilendikleri kararları sistemde oluşturdukları kendi dosyalarına da kaydetme olanağına sahip olacaktır."

yargitay-baskani-akarca-yargitayda-yapay-zeka-haziranda-faaliyete-gececek-fotograflar-6463-dhaphoto3.jpg

Toplam dosya sayısı 420 bin 287

Akarca, 31 Aralık 2022 tarihi itibarıyla Yargıtay hukuk daireleri ile Hukuk Genel Kurulunda toplam 64 bin 126, ceza daireleri ile Ceza Genel Kurulunda 293 bin 233, Cumhuriyet Başsavcılığında ise 62 bin 928 derdest dosya bulunduğunu, 2022 sonunda Yargıtay’daki toplam derdest dosya sayısının 420 bin 287 olduğunu belirtti. Akarca, derdest dosya sayısının 2016 yılı sonunda 1 milyon 438 bin 785, 2017 yılı sonunda ise 1 milyon 179 bin 027 olduğu dikkate alındığı bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesi ile birlikte son 6 yıl içerisinde Yargıtay’ın derdest dosya sayısında önemli bir azalma olduğunun ortaya çıktığını kaydetti.

“AYM'nin her konuyu incelerim anlayışı doğru değil”

Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Akarca, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bireysel başvurulardaki kararlarını değerlendirirken, yasa ve anayasanın AYM'yi de bağladığına dikkat çekerek, şöyle konuştu:

"Ama zaman zaman bunu aşma eğilimi olduğunu görüyoruz. 'Her konuyu incelerim, bütün maddi delilleri denetlerim, bütün delilere bakarım' şeklinde bir anlayış doğru değil. Bu AYM'nin iş yükünün daha da artmasına, işin içinden çıkılmaz hale gelmesine, kesinleşmiş kararlarda hukuk güvenliğinin otoritesinin zedelenmesine de yol açar. Yasa ve anayasa sınırları içinde hareket edilirse daha doğru bir iş yapılmış olur.

"Özellikle terör suçlarında kanaat verici emareleri bile Yargıtay kabul ediyor. Özellikle terör suçlarında kod isimler kullanılıyorlar, gizli faaliyetler yürütülüyor, uluslararası güçler arkalarında bulunuyor, dijital alanları kullanıyorlar. Saklanma, gizlenme, iz bırakmama alanında profesyonelleşmiş bunlar. O mücadelenin zayıflatılmaması gerekir. Bireysel başvuruda temel hak ve özgürlükler denetlenirken, yasa yolu incelemesinde Yargıtay'ın yetkisinde olan bir konunun da aşırı bir gayretleşlikle aşırı bir yorumla o mekanizmanın işletilmeyecek hale gelmesi de doğru olmaz."

“Süper temyiz mahkemesi niteliği”

AYM kararlarının herkesi bağladığına vurgulayan Akarca, "Ancak AYM'nin kararlarının da anayasa ve yasaya uygun olması gerekiyor. Eğer yetki aşımında bulunur da 'süper temyiz mahkemesi' niteliğine kavuşursa bu bütün toplumda bir tartışmaya ve kargaşaya neden olabilir. AYM'nin çoğu kararlarında buna özen gösterdiğini, dikkat gösterdiğini biliyoruz; ama bazı kararlarında, istisnai bazı kararlarında da Yargıtay'ımız tarafından Danıştay tarafından eleştirilmektedir. Eğer deliller hukuka uygun toplanmışsa, kanun maddeleri doğru uygulanmışsa, yasa yolunda temyizde, istinafta bunlar denetlenmişse artık AYM'nin bu alana girmemesi gerekir. Hepimizin dikkatli olması gerekir. İlk derecenin de diğer mahkemelerin de elbette AYM'nin kararlarının bağlayıcılığını göz önünden uzak tutmamaları gerekir" diye konuştu.

“Yargısal aktivizm değil, yönlendirme yapmalı”

Akarca, bireysel başvurunun alanının daraltılıp daraltılmamasına ilişkin soru üzerine, "Netliğe kavuşması gereken alanlar var. Adalet Bakanlığı'nın bu konuda çalışması var. Daha da netliğe kavuşturulmasında fayda olduğunu düşünüyorum. AYM'nin 'yargısal aktivizm' değil de bir yönlendirme yoluna başvurmasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Şimdi herkesin yerine geçerek; savcının, ilk derece mahkemesinin, hâkimin, istinafın, Yargıtay'ın yerine geçerek bir karar oluşturulursa ve bu şekilde anlaşılırsa bu yetki ve hukuki problemlerin daha da artmasına neden olur" dedi.

“Yetki aşımında bulunmazsa kararlarının saygınlığı artar”

Akarca, bireysel başvurunun vatandaşlar için önemli bir kazanım olduğunu kaydederek, "Bireysel başvuruda temel hak ve özgürlüklerin korunması esas alınıyor. Temel hak ve özgürlüklerin özüne ilişkin bir zedelenme, varsa tutuklama süreleri, haksız tutuklamalar, adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi, varsa yasak bilgilerin kullanılması, mülkiyet hakkının, düşünce ifade özgürlüğünün ihlal edilmesi konularında AYM çok önemli bir fonksiyonu yerine getiriyor. Ama buradaki rolünü anayasa ve yasanın emredici hükmü çerçevesinde yetki aşımında bulunmadan, bu yetkiyi dikkatli kullanmak suretiyle gerçekleştirirse kararlarının saygınlığı artar" diye konuştu.

"Eşit derecede yüksek mahkemeleriz"

yargitay-baskani-akarca-yargitayda-yapay-zeka-haziranda-faaliyete-gececek-fotograflar-6463-dhaphoto1.jpg

Mehmet Akarca, AYM'nin bireysel başvuruyu incelerken kendi kararlarında da değindiği konuların dışına çıktığını zaman zaman gördüklerini söyledi. Özellikle terör suçlarında sendika üyeliği, bankaya para yatırma, gazete aboneliği, sohbet toplantıları gibi konuların tek başına değerlendirilmediğini belirterek, "Bunlar hepsi bir bütün olarak değerlendiriliyor. AYM'nin bireysel başvuruda inceleme yapacağı alanlar kanunda açıkça söylenmiş. Biz AYM'nin rakibi değiliz ya da o da bizim rakibimiz değil. Biz eşit derecede yüksek mahkemeleriz. Burada bireysel başvuruda incelenecek konular belli. Kendi kararları da var. Bu kararlarla çelişecek başka bir karar verip, yetki aşımında bulunursa bu eleştirilir. Yoksa Anayasa Mahkememiz önemli bir anayasal kurum, yüksek mahkeme. Yargıtay da yüksek mahkeme. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ya da Danıştay'ın üzerinde bir mahkeme değil" dedi.

“Yargı siyasallaştı iddiasını doğru bulmam”

Akarca, yargının siyasallaştığı eleştirilerine ilişkin de "Yargı mensuplarının kararları eleştiriye açık. Yargılama süreci başlar başlamaz bir yaygara koparılıyor. Hâkim ve savcının cesur olması gerekir. Güç odaklarından, kamuoyundan, politikacıdan çekinerek hâkimlik savcılık yapılmaz. Hâkim ve savcı olacaksa adaleti işin özüne koyacak, insanı koyacak temeline ve ona göre hareket edecek, vicdanına göre karar verecek. Ama bunu yaparken hata yapabilir mi, duygusal davranabilir mi? Yapabilir. Onun için düzeltme mekanizmaları var. Yargının siyasallaşmasını istemeyiz, doğru bulmayız. Böyle bir iddiayı doğru da bulmam. Herkes işine gelmeyen bir kararı yorumluyor; yargı siyasallaştı. İşine geldiğinde de çok güzel yargı, çok güzel karar. Bunlar doğru değil" diye konuştu.

Akarca, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki yargı kararının kesinleşme sürecine ilişkin soru üzerine de yargı sürecinin devam ettiğini söyledi. (DHA)

Gündem