Yargıtay Başsavcılığı, 15 Temmuz Genelkurmay Çatı Davası'nda beraat eden uzman çavuşlara ceza istedi

Yargıtay Başsavcılığı, 15 Temmuz Genelkurmay Çatı Davası'nda beraat eden uzman çavuşlara ceza istedi
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişimi davalarında haklarında beraat kararı verilen uzman çavuşlar için, “Anayasal düzeni değiştirmeye kalkışmaya yardım etme” suçundan ceza istedi. Başsavcılık, sadece “sözde atama listesi”nde yer alıp da darbeye katılmayanlar içinse beraat talep etti.

 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, 15 Temmuz darbe girişimi davalarında “hataya düşmüşlerdir, darbeden haberleri yoktu” denilerek haklarında beraat kararı verilen uzman çavuşlar için, “Anayasal düzeni değiştirmeye kalkışmaya yardım etme” suçundan ceza istedi. Başsavcılık bu görüşüne, 15 Temmuz’un ana davası niteliğindeki Genelkurmay Çatı Davası’nın temyiz incelemesi sırasında hazırladığı tebliğnamede yer verdi. Başsavcılık, sadece “sözde atama listesi”nde yer alıp da darbeye katılmayanlar içinse beraat talep etti.

15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından iki soru gündeme gelmişti.  Bunlardan ilki, “erler ve uzman çavuşlar ceza alacak mı?” sorusuydu. İkincisi de darbecilerin hazırladığı “atama listesinde yer alıp da darbe teşebbüsüne katılmayanların durumunun ne olacağıydı.”                                                 

“Erler ceza alacak mı?” sorusunun yanıtı, daha ilk derece mahkemelerinde dava açılmadan soruşturmalar aşamasında çözülmüş, il başsavcıları erler için takipsizlik kararları vermişti. İl Başsavcılıkları, uzman çavuşlar içinse eylemlerinin ağırlığına göre “Anayasal  düzeni ihlal”, “örgüt üyeliği” gibi suçlardan cezalar istemişti.

Darbe girişimi davaları devam ederken, mahkemeler arasında bir görüş birliği oluşmuş ve “eline silah almayan” uzman çavuşların darbe girişiminden haberdar olamayacakları bu nedenle TCK’daki “cezasızlık” içeren “hata” hükmünden yararlanmaları gerektiğine karar vermişlerdi. Yani yerel mahkemeler, uzman çavuşların darbe girişimini sağlıklı değerlendirme olanakları bulunmadığını, nitekim emirleri altında da silahlı asker olmadığından darbe girişimine katılıp da “Anayasal düzeni değiştirmeye kalkışma” suçunu işleyemeyeceklerine hükmetmişlerdi.

Bu mahkemelerden biri de 15 Temmuz kalkışmasının beyin takımı “Yurtta Sulh Konseyi Üyeleri”ni yargılayan Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ydi. Ağır Ceza Mahkemesi, davada “Anayasal düzeni değiştirmeye kalkışmak” suçundan yargılanan Uzman Çavuşlar Cahit Kükey, Murat Pekgüler, Mustafa Mengi, Okan Kurt ve Serkan Candan haklarında beraat kararı vermişti.

Yargıtay Başsavcılığı, temyiz incelemesini yapacak olan Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi’ne gönderdiği tebliğnamede, bu beş sanığın da beraat kararlarının bozulup, “Anayasa’yı ihlal suçuna yardım etmek” suçundan cezalandırılmaları gerektiğini belirtti.

Başsavcılık bu sanıkların darbe girişiminden öncesinde habersiz olsalar ve durumu tatbikat sansalar bile 15 Temmuz gecesi yaşananlar karşısında darbeyi fark etmiş olmaları gerektiğini savunduğu tebliğnamesinde, “kışlayı korumak ve darbecileri etkisiz hale getirmek için hareket etmediler” dedi.

Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi bu görüşü kabul edip Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını bu nedenle bozarsa diğer davalardan beraat eden ve henüz temyiz incelemeleri yapılmayan uzman çavuşlar da hapis cezası ile karşı karşıya kalacaklar.

 “SADECE LİSTEDE OLMAK CEZAYI GEREKTİRMEZ”

Yargıtay Başsavcılığı’nın, aralarında Akın Öztürk ve Mehmet Partigöç gibi isimlerin de bulunduğu Yurtta Sulh Konseyi üyeleri için verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının onanmasını istediği tebliğnamenin ikinci bir sürprizi daha oldu.

15 Temmuz’da darbeciler askeri ve sivil birçok makama atama yapmak için listeler oluşturmuşlardı. Yerel mahkemeler, “sözde atama listesi”nde yer alan bu kişiler için, darbecilerin kendileri ile bağlantılı olmayan kişileri listelerinde yer vermiş olamayacaklarından hareketle “örgüt üyeliği”nden mahkumiyet kararları kurmuştu.

Genelkurmay Çatı Davası’na bakan Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi de darbe girişimine fiilen katılmayan Oğuz Serhat Habiboğlu ve İlyas Bilgiç için “örgüt üyeliği”nden mahkumiyet kararı vermişti.

Yargıtay Başsavcılığı bu sanıkların sadece sözde atama listesinde yer almış olmasından dolayı cezalandırılamayacaklarını savundu. Başsavcılık “atamayı yerine getirmek için herhangi bir davranışta bulunmaması gözetildiğinde bu durum örgüt mensubiyetine delil oluşturmaz” dedi. 

TEK KADIN SANIĞIN BERAAT KARARINA BOZMA İSTEMİ

Davanın tek kadın sanığı, o dönemde üsteğmen rütbesinde olan Kübra Yavuz’du. Yavuz, 15 Temmuz akşamı dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı da karargahtan uğurlayan isimdi. Ankara 17’nci Ağır Ceza Mahkemesi, Yavuz’un beraatine karar vermişti.

Yargıtay Başsavcılığı, Yavuz’un soruşturma aşamasındaki ifadelerinden örgüt üyesi olduğu sonucunun çıktığı sonucuna vardı ve bu nedenle hakkındaki beraat kararının bozulmasını istedi.

Özel Haber