Yeni varyant çocukları etkiliyor: Kalp şikayetiyle hastaneye giden çocuk sayısı arttı

Yeni varyant çocukları etkiliyor: Kalp şikayetiyle hastaneye giden çocuk sayısı arttı
İngiliz varyantının özellikle 0-9 yaş çocukları çok daha fazla vurduğunu söyleyen İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik İmmunoloji Bilimdalı’ndan Prof. Dr. Ayper Somer, “Ateş ve çarpıntı şikayetiyle gelen çocuk vakalarımız da arttı. Çocuklarda covid nedeniyle kalp hastalıklarında artış yaşayacağız” dedi.

Türkiye’de salgında ilk dalgada çok fazla çocuk vaka olmazken ikinci dalgada ise çocuklarda çoğu zaman farkında olmadan geçirilmiş Covid sonrası gelişen Mis-C sendromunda artış yaşandı.

 

Üçüncü dalgada çocuk vaka sayılarının hızla arttığına işaret eden İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik İmmunoloji Bilimdalı’ndan Prof. Dr. Ayper Somer, İngiliz varyantı’nın özellikle 0-9 yaş gurubu çocuklarda hızla artmaya başladığını söyledi. Prof. Dr. Somer, şunları söyledi:

 

“Ben açıkçası son 3 aydır Covid servisine hasta yatırmadım. Daha çok ayaktan tedavi ediyorduk. Çok hafif geçiriyorlardı ama şu son 2 hafta içerisinde Covid servisini yeniden açtık ve şu anda servisim doldu.

 

Aynı şekilde Türkiye'nin her yerinden benzer haberleri alıyoruz. Bir de yaş küçüldü. 10, 12, 13 yaşlarında vakalarımız olurdu; şimdi yatan hastalarımızın yarısı 9 yaş altında.

 

En küçüğü 5,5-6 aylık ve üstelik orta-ağır şiddette geçiren bir bebeğimiz bile var. Geçen seneki pandemi döneminde Covid sonrası Mis-C tablosu ortaya çıktı çocuklarda. Erişkinlerde olduğu gibi kalbi tutan bir virüs. Özellikle miyokardit (kalp kası iltihabı) başta olmak üzere, kardiyak sorunlar yaratıyor. Çarpıntı ve ateş şikayeti ile gelen birçok çocuk hastamız var. Miyokardit olasılığına karşı yakın takip gerekiyor. Yoğun bakım izlemleri gerekebiliyor çocuklarda. ,covid sonrası dönemde miyokardit vakalarında artış olabilir diye düşünüyorum.”

 

İngiltere varyantı çocukları vuruyor

Dünyadaki duruma da değinen Prof. Dr. Somer, 5 ayrı ülkeden gelen verilerin de 0-9 yaş arası grubun yüksek risk altında olduğunu doğruladığını belirterek, şöyle konuştu:

 

 

“Bu veriler 0-9 yaş grubunun giderek daha fazla enfekte olmaya ve ağır geçirmeye başladığını gösteriyor. Örneğin İsveç verisinde, son 3 ayda yüzde 123 artış var 0-9 yaş grubunda. 10-19 yaş grubunda da yüzde 72 civarında. İngiltere ve İtalya’dan gelen veriler de buna benziyor. Ama benim en çok ilgimi çeken Fransa'daki çalışma oldu. Çünkü orada direkt varyant oranını belirlemişler. Toplumun tümünde o dönemki Covid vakalarının yüzde 58’i İngiltere varyantı ile enfekte. Ancak 0-9 yaş grubunda varyant virüs oranı yüzde 68. Çok yüksek bir oran. 10 yaşından sonraki dönemde ise yüzde 61 olarak normalin üzerinde seyrettiği belirlenmiş. Demek ki 0-18 yaş arası çocuklarda varyanttan etkilenme oranı, eski normal suşa (virüsün ilk hali) göre çok daha fazla.”

 

Çocuklarda aşı

 

Şu an dünyada 100’e yakın çocukluk çağı aşı çalışmasının devam ettiğine değinen Prof. Dr. Somer, Covid aşıları içerisinde Pfizer/BioNTech, Sinovac gibi firmaların da çocuklarda Faz 3 klinik denemelerine başladığını vurgulayarak, Türkiye’de ABD’de geliştirilen ve tek doz aşı olarak erişkinlerdeki Faz 3 çalışması tamamlanan bir adenovirüs aşısı ile ilk kez çocuklarda Faz 3 aşı çalışmalarının Mayıs ayında başlatılacağını söyledi.  Prof. Dr. Somer, şu bilgileri verdi: “Türkiye'de çocuklarda Faz 3 çalışmaları yapılacak olan tek bir aşı var henüz. Bizim merkezimiz de bu çalışmanın yapılacağı merkezlerden birisi. ABD’li bir firmanın geliştirdiği, tek dozluk Covid aşısı bu. Erişkinlerde yapılan Faz 3 çalışması sonucu yüzde 85 etkili olduğu açıklandı. Muhtemelen Mayıs ayında çalışma başlayacak diye planlanıyoruz.

 

Aşı Faz 3 çalışmaları yenidoğan'dan 18 yaşına kadar tüm çocuklarda yapılır ama ön şart sağlıklı olması. Çünkü bu bir aşılama programı değil, bir çalışma. O yüzden aşı çalışmaları her zaman öncelikle sağlıklı kişilerde yapılır.

 

Doz belirleme süre belirleme vs, burada gönüllülük esastır zaten. Ayrıca çocuklardaki aşı çalışmalarında çocuğun gönüllü olması da yetmiyor, anne-babalarının da onayı gerekiyor. Türkiye’de Sağlık Bakanlığı etik kurul onayı da gerekiyor tüm bunlara ek olarak.”

 

İlk etapta 16 – 18 yaş grubu

 

Öncelikle 16-18 yaş grubunun dahil edileceği çalışmada bir sorun yaşanmazsa daha sonra daha küçük yaşlara doğru gidileceğini açıklayan Prof. Dr. Somer, sözlerini şöyle noktaladı: “Çocukluğun en hassas olduğu yeni doğan ya da 0-2 yaş değil, 16-18 yaş ile başlanıyor. 19-20 yaş grubunda zaten yapılan bir aşı. Benim şu anda 10 tane gönüllüm oldu bile 16-18 yaş grubundan. Diğer yaşlardan da üç dört tane isteklilerimiz var. Ama bunların çoğunluğu açıkçası sağlık çalışanlarının çocukları. Çünkü anne ve baba aşılı ama benim de oğlum var 24 yaşında, aşısı yok. Keşke erişkinler için bir çalışma daha olsa da oğlumu da soksam, diyorum şu an. Aynı şekilde yeğenlerim var, bu çalışmaya da giremiyorlar yaş nedeniyle. Biz bu endişeyi yaşıyoruz, hemşirelerimiz personelimiz, hepsi aşılı ama eve gidiyorlar 8-10 yaşındaki çocukları var aşısız. Aşı olsanız dahi hastalığa yüzde yüz yakalanmayacaksınız diye bir garanti yok. Yüksek virüs yüküyle karşılaşırsak, hastalığı getirebiliyoruz. O nedenle mümkün olduğu kadar almamamız gerekiyor. Bu türden çalışmaları da bir fırsat olarak görüyorum. Çünkü aşı çalışmasına girmek, aşılanmayı da garantilemek demek. Aynen erişkinde olduğu gibi, bu gönüllüler öncelikli aşılanacak. 30-40 yaşındaki insanlarımız şu anda aşı sırası gelmediği için aşı bekliyor. 'Keşke çalışmaya girseydim de aşılansaydım' diyor çoğu. Çünkü gerçekten aşıların başarılı olduğunu Covid’de görüyoruz.”

DHA

Sağlık