Yer Bilimci Naci Görür: Sadece yapı stokunu yenilemekle dirençli kent yapamazsınız

Yer Bilimci Naci Görür: Sadece yapı stokunu yenilemekle dirençli kent yapamazsınız
Binlerce insanın hayatını kaybettiği Şubat depremlerinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Peki geçen zamanda ne değişti? Merkezi hükümetin ve yerel yönetimlerin depreme dair nasıl bir yol haritası var. Yer Bilimci Naci Görür deprem sonrası atılan- atılmayan adımları anlattı.

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür depreme karşı halkın farkındalığının bir nebze arttığını ancak iktidarın planlı programlı bir çalışma içinde olmadığını söyledi. Sadece yapı stoku yenileme girişimi olduğunu anlatan Görür, "Yapı stoku bir kentin parametrelerinden sadece biri. Yani eğer o kentin diğer parametreleri tahrip olmuşsa, yapı stokunuz sağlam olsa bile nasıl hayatı devam ettireceksiniz?" diye sordu.

Binlerce insanın hayatını kaybettiği Şubat depremlerinin üzerinden neredeyse bir yıl geçti. Peki geçen zamanda ne değişti? Yer Bilimci Naci Görür Aydınlık gazetesinin sorularını yanıtladı. Görür'ün değindiği konulardan başlıklar şöyle:


Sadece yapı stokunu yenilemekle siz o kenti deprem dirençli yapamazsınız: Eskiye nazaran vatandaşlarda farkındalık biraz daha arttı. Halk zaten tedirgindi, bir şeyler yapmaya yeltendi. Ancak planlı programlı, hükümetin, yerel yönetimlerin vatandaşla işbirliği halinde sistematik bir çalışması olmadı. Hükümet kimi yerlerde kentsel dönüşüm gibi atılımlar yaptı. Ancak bilimsel anlamda kentin bütününü depreme hazırlama değil de yapı stokunu iyileştirme yönünde adımlar atıldı. Bu doğru değil. Bir kenti bütüncül olarak, halkıyla, alt yapısıyla, yapı stokuyla, ekosistemiyle, çevresiyle ve ekonomisiyle bütün olarak ele alıp depreme hazır hale getirmediğiniz sürece sadece yapı stokunu yenilemekle siz o kenti deprem dirençli yapamazsınız.


Stokunuz sağlam olsa bile nasıl hayatı devam ettireceksiniz: Yapı stoku bir kentin parametrelerinden sadece biri. Yani eğer o kentin diğer parametreleri tahrip olmuşsa, yapı stokunuz sağlam olsa bile nasıl hayatı devam ettireceksiniz? Okul yoksa, hastane yoksa, hijyen, temizlik yoksa, yol yoksa, köprü yoksa, kanalizasyon yoksa… Hükümet, belediyeler, depreme hazırlık noktasında bütüncül bir anlayışa sahip değil. Kenti depreme dirençli yerleşim haline getirmek, kentin bütün bileşenlerini dirençli yapmakla mümkün, sadece binayı değil. Altı tane birleşen saydık, bütün bunları deprem dirençli yaparsan o kent deprem dirençli olur. Altı bileşeni hazırlarsan, deprem oraya geldiği zaman minimum zarar verecek, günlük yaşam da kesintiye uğramayacak. Kaliforniya'daki gibi, Endonezya’daki gibi, Japonya'daki, Meksika'daki, İtalya'daki gibi. Daha büyük depremler oluyor, günlük yaşam kesintiye uğramıyor. Biz ise büyücek bir depremle karşılasak, on binlerce insanımızı telef ediyoruz.

Bize, ne yapalım diye soran olmuyor: Bize ne yapalım ne edelim diye soran olmuyor. Yani yapıldıktan sonra biz şunu yaptık veya yapacakları zaman biz bunu yapacağız… Yapıyorlar, gelip ondan sonra söylüyorlar. Öyle bir komisyon içerisinde resmen görevlendirilmiş de değilim, zaten o anlayış ve yapı içerisinde olmak istemem doğrusu. Bugüne kadar Hükümetten hiçbir yetkili bana gelip de şu işi yapacağız, nasıl yapalım, bizimle çalışır mısın, eder misin demedi. Birilerini çağırmışlar 500 kişi, 100 kişi, siz de orada oturursunuz veya böyle çok sayıda komisyonlar kurarsınız, çok kafadan ses çıkar. Siz oradasınızdır. Ama bu sizin çalışma şekliniz değildir. Ben böyle zaten çoklu fikir almalarda, çoklu insanlarla konuşmayla olacağını zannetmiyorum. Zaten ne yapılacak, ne edilecek, önceden belli, siz de çağrılıyorsunuz oraya ama sizin dediğiniz doğrultuda çalışma olmuyor, size bir şey sorulmuyor. Benim hatırladığım toplantılarda durum böyle.

Halk birlikteliği ile bu işler yürütülecek: Hükümet, yerel yönetim ve halk birlikteliği ile bu işler yürütülecek. Bir kentin bütün bileşenlerini kapsayacak şekilde el bildiğiyle, işbirliğiyle, adaletli… Halkı cesaretlendireceksiniz. Halk burada çok önemli denetim işlevi görecek. Mülkün, yani devletin sahibi halktır, ülkenin sahibidir, onun isteği doğrultusunda hareket etmek lazımdır. Yerel yönetimleri halk seçiyor; otoritesini kullanacaktır. Hükümet destek olmalı, yol gösterici, şefkatli, sarıp sarmalayan olmalıdır. Kentleri depreme hazırlama işi böylece seferberlik havası içinde yürütülecektir. (Kısa Dalga)

Gündem