Yılmaz Tunç'tan yargı krizine ilişkin dikkat çeken açıklama: 'Yeni Anayasa’yı işaret etti... Yüksek yargıda astlık üstlük yok

Yılmaz Tunç'tan yargı krizine ilişkin dikkat çeken açıklama: 'Yeni Anayasa’yı işaret etti... Yüksek yargıda astlık üstlük yok
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Yargıtay ve AYM arasındaki krize ilişkin açıklama yaptı.

ATGV Antalya Hakimevi'ndeki Yargı Teşkilatı Toplantısı'na katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gündemdeki tartışmalara ilişkin konuştu.

Tunç,"Yüksek mahkemeler arasında astlık üstlük ilişkisi yok" ifadelerini kullandı.

“Astlık üstlük ilişkisi yok”

Bakan Tunç'un yaptığı konuşmada şu ifadeler öne çıktı:

"Anayasanın birbiriyle çelişen birçok maddesi var. Kanun koyucunun iradesi dışında uygulanan veya uygulanmayan maddeleri var. Evet, AYM'nin kararları herkesi bağlar. Adliye mahkemelerinden verilen kararların son inceleme merciinin Yargıtay olduğu maddesi de var. Yüksek mahkemeler arasında astlık üstlük ilişkisi yok."

Yeni Anayasa'yı işaret etti

Sorunun çözümü yeni bir anayasa yaparak çelişkileri ortadan kaldırmaktan geçiyor. Anayasa değişikliği olmadan sorun kalıcı olarak çözülemez. TBMM'de grubu bulunan partilerimizin, milletvekillerimizin artık bu sorun karşısında duyarlı olacaklarına yürekten inanıyorum. Bizim TBMM'de oturma eylemine değil, çalışma eylemine ihtiyacımız var.

“Hukuk içinde çözülecektir”

Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik yakışıksız ifadeleri kabul edebilmemiz mümkün değil. Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Sorunlar hukuk içerisinde çözülebilir. Ancak birileri tarafından farklı boyuta çekilmek isteniyorsa farklı bir kasıt vardır. Bu mesele hukuk içinde çözülecektir."

“Yıllarca böyle uygulandığını savunuyor”

"Bireysel başvuruda kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz diyor. AYM milletvekili dokunulmazlığını düzenleyen Anayasa’nın 83’üncü maddesinin 14’üncü maddeye atıf yaptığı durumların belli olmadığını savunurken, Yargıtay ise devletin güvenliğine ilişkin suçların, TCK ve Terörle Mücadele Kanunu’nunda ayrıca düzenlendiğini belirlilik ilkesine aykırılığın olmadığını ve bu maddelerin yıllarca böyle uygulandığını savunuyor.

Bazı bireysel başvuru kararları, Yargıtay’ın yıllarca oturmuş içtihatlarına aykırılık, teşkil ettiği ve ülkede içtihat birliğinin bozulmasına da yol açtığını görmek mümkün. AYM üyeleri 15 üyeden oluşuyor. Şu anda AYM’nin önünde 129 bin 900 bireysel başvuru dosyası var. Bu 129 bin 900 dosyaya 15 üye bakacak. Ve bu dosyaların büyük çoğunluğu da kesinleşmiş mahkeme kararlarına ilişkin. 15 üyenin 129 bin 900 dosyayı süresi içerisinde incelemesinin imkansızlığı da açık. AYM de bundan yakınıyor zaten."

Ne olmuştu?

Can Atalay, Gezi Parkı davasında 18 yıl hapse mahkum edildikten sonra 14 Mayıs'ta yapılan 28. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde TİP'ten milletvekili seçilmişti.

Atalay'ın, "milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi" talebiyle yaptığı başvuru, Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nce reddedilmişti. Milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazandığı gerekçesiyle yargılamada durma kararı verilmesi talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiği ileri sürülerek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılmıştı.

Anayasa Mahkemesi, TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için 'tahliye edilsin' kararı verip, uygulama için kararı İstanbul Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Mahkeme kararı uygulamayıp, evrakı Yargıtay'a iletti. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise AYM'nin yetkisini aştığını ileri sürerek hak ihlali kararına uymadı ve Atalay'ı tahliye etmedi.

Ayrıca Atalay'ın milletvekilliğinin düşürülmesi işlemlerinin başlaması için dosyayı TBMM'ye gönderdi. Daire, kararı veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında da suç duyurusunda bulundu. (Kısa Dalga)

Gündem