YÖK Başkanı yeni sınav sistemini anlattı: "Rekabet artacak, tercih havuzunda daha fazla öğrenci olacak"
YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar , barajsız sınav sistemini anlattı. Hürriyet'ten Nuran Çakmakçı'ya konuşan Özvar, "Önlisans ve lisans programlarını tercihte bugüne kadar olan baraj puan uygulamasını kaldırdık. Öğrencilerin tercih yapma imkanını genişletip, arttırdık" dedi. Özvar'ın yeni sistemle ilgili açıklaması özetle şöyle:
"Puanların kaldırılması, üniversitedeki bölüm ve programların puanlarının düşmesi anlamına gelmiyor. Bu puanları düşürmeye yönelik bir uygulama değil. Ön lisans ve lisans programlarını tercih etmek için önceden TYT’de 150, AYT 180 puan almak gerekiyordu. Bu barajı kaldırarak, puanı hesaplanabilen öğrencilerin tercihte bulunma fırsatını onlara vermiş oluyoruz.
Temel matematik veya Türkçe testinde belirli düzeyde ham puan almak yine gerekiyor. Ham puan uygulaması devam ediyor. TYT sınav puanının hesaplanabilmesi için bu iki testten birinde en az 0.5 veya daha fazla ham puan alınmalı. Bu ham puanı alan öğrencilerin sınav puanı hesaplanıyor. Buna göre puanı hesaplanan öğrencinin en düşük alacağı puan 100, en yüksek alacağı puan ise 500’dür. Bu açıdan puan hesaplamalarında herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Önceki senelerde olduğu gibi bu uygulama devam ediyor.
Geçen sene Y-TYT’de öğrencinin puanının hesaplanabilmesi için 150 puan alması gerekiyordu. 150 puan aldığında ön lisans programlarına başvurabiliyordu. AYT’de de puan türlerine göre sayısal, sözel, eşit ağırlık alanlarında 180 ve üzeri aldığı takdirde puanı hesaplanabiliyordu. Yeni dönemde ise puanı hesaplanabilen bütün öğrencilerin hem Y-TYT hem Y-SAY hem Y-SÖZ, Y-EA, Y-DİL puanı hesaplanacak. Fakat önceki senelerde olduğu gibi programları kazanabilmek için aldığı puan ile başarı sırasına bağlı. Yani bir programa girebilmek için puan üstünlüğüne sahip olmanız gerekiyor. Demek istiyoruz ki, herhangi bir programa başvuranlar kontenjan nispetinde başarı sırasına göre yerleştirilecek, önceki senelerde olduğu gibi.
Daha fazla sayıda öğrenciyi tercihte bulunabilme imkanına kavuşturmak istedik. Baraj puanını kaldırarak tercih havuzunda çok daha fazla sayıda öğrencinin olmasını sağladık.
Bu durumda öğrenciler arasında rekabet daha fazla artacak. Tercih havuzunda daha fazla öğrenci olacak. Bu tercih havuzunda puan üstünlüğüne sahip olanların, programa puanları yettiği takdirde, kayıt hakkı elde edebilmelerini sağlayacağız. Kısacası; geçen yıl olduğu gibi öğrenci, TYT ve AYT sınav puanı elde edebilirse, bunun için 0.5 net yapabilen ham puan alma imkanını elde etmiş olacak.
Başarı sıralaması olmayan, başarı sıralamasında o programın gerektirdiği puanı alamayan zaten kazanamaz. Kalite tartışması fevkalade yanlış tartışma. Tam tersi ortalamalar yükselecek, daha fazla sayıda öğrencinin katılımı programların puanlarının yukarı çıkmasına neden olacak.
Kontenjanları dolduralım diye alınan karar değil. Çünkü, geçen senelerde olduğu gibi programlara yerleşebilmek için puan üstünlüğüne sahip olmak gerekir, yüksek puan almak gerekiyor. Başarı sırası şartı getirdiğimiz programlarda herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Tıp, eczacılık, diş hekimliği, öğretmenlik, mimarlık, mühendislikte başarı sırasına girmedikçe o programlara tercihte bulunabilme, kazanabilme imkanı yok. Biz öğrenciyi programa yerleştirmiyoruz. Öğrenci aldığı puan ile programa yerleşme hakkı kazanıyor.
Bir simülasyon yaptık. Geçen yıl 2 milyon 607 bin 715 aday sınava alındı. Aralarında sıfır alanlar ve kopya nedeniyle elenenler var. Eğer baraj puanı olmasaydı 2 milyon 393 bin kişinin puanı hesaplanacaktı. Oysa 1 milyon 627 bin 539 kişinin puanı hesaplandı. 700 bini aşkın kişi sistem dışına itilmeyecekti. Önemli olan programları daha fazla sayıda adayın tercih etme bakımından ulaşılabilir hale getirmek."
SÖYLEŞİNİN TAMAMI
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.