ZİNDAŞTİ DAVASI’NDA ÇARPICI İDDİA: “ÇETİN KOÇ HAYATTA”

ZİNDAŞTİ DAVASI’NDA ÇARPICI İDDİA: “ÇETİN KOÇ HAYATTA”
 Yazar ve Yayın Kurulu Üyesi
İran’da olduğu bilinen Naci Şerifi Zindaşti’nin avukatları Atilla Akın ve Buse Kurt  bu davanın maktülleri arasında yer alan Çetin Koç’un yaşadığını ileri sürdü. Avukat Atilla Akın duruşmanın sonunda söz alıp 4 Mayıs 2016 günü Dubai’de yüksek güvenlikli rezidansında öldürüldüğü söylenen Çetin Koç’un “hayatta olduğunu” ve bunu ispat edebilecek bir tanığı olduğunu, mahkemenin tanığı dinlemesini istedi. Mahkeme heyeti bu istemi reddetti ve avukata “daha somut delillerle gelirse” bu talebi yenileyebileceğini bildirdi.

Baronlar, birbiri ardına işlenen cinayetler ve Yunanistan’da yakalanan 2.1 ton uyuşturucu… 

Bir Netflix dizisi gibi dikkatle izlenen İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Zindaşti Davası’nın son duruşması gazetecilerin ilgisini çekmese de tempo düşmedi. 

İran’da olduğu bilinen Naci Şerifi Zindaşti’nin avukatları Atilla Akın ve Buse Kurt  bu davanın maktülleri arasında yer alan Çetin Koç’un yaşadığını ileri sürdü. Avukat Atilla Akın duruşmanın sonunda söz alıp 4 Mayıs 2016 günü Dubai’de yüksek güvenlikli rezidansında öldürüldüğü söylenen Çetin Koç’un “hayatta olduğunu” ve bunu ispat edebilecek bir tanığı olduğunu, mahkemenin tanığı dinlemesini istedi. Mahkeme heyeti bu istemi reddetti ve avukata “daha somut delillerle gelirse” bu talebi yenileyebileceğini bildirdi. 

"TANIK DİNLETECEĞİZ"

Kısa Dalga’ya açıklama yapan avukat Atilla Akın iddiasını tekrarladı: “Çetin Koç ismini kullanan Parvis Kashavarz Omarabadı, ya da Heydar Ahmadı ismiyle bilinen İran’dan Türkiye’ye geçip Türk vatandaşı olan kişi yaşıyor ve biz onu bir dahaki duruşmada hazır edeceğiz. Zaten Dubai’de işlendiği söylenen cinayetle ilgili belgelerde ve yazışmalarda usuli eksikler ve hatalar var. Çetin Koç ismi ölmüş bir vatandaşın adına duruyor, düşümü yapılmamış, eşi de Ayşe Koç değil. Yani Çetin Koç adını alan İran asıllı gerçek kişi yaşıyor. Orada öldürüldüğü iddia edilen o kişi yaşıyor, kendisini bizzat dinleteceğiz. Ayrıca müvekkilim Naci Şerifi Zindaşti’ye yönelik farklı suçlamalarla değişik mahkemelerde davalar var, biz bu dosyaların da İstinaf mahkemesi kararı doğrultusunda birleştirilmesini istiyoruz.

Çetin Koç’un öldürülmesinden dokuz ay sonra kardeşi Kashkavars Omar Abadi’nin 11 Ocak 2017 günü Tahran’da Zindaşti’nin akrabaları tarafından kaçırıldığı da iddianamede yer alıyor. 

Avukat Atilla Akın’ın sözünü ettiği İstinaf mahkemesi kararı ise Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Naci Şerifi Zindaşti’nin kızı Arzu Zindaşti ve Devrim Öztunç’un öldürülmesine  ilişkin dava. Şüpheliler Yavuz Yavuztürk, Nizamettin Yeke, Bekir Karçiğa, Savaş Samusak, Aslan Turan, Sabri Turan, Hasret İlter Üzüm ve Ali Golzari “tasarlayarak 2 kişiyi öldürme suçuna yardım etmek" suçundan 30'ar yıldan 40'ar yıla kadar hapisle, Orhan Ünğan tasarlayarak 2 kişiyi öldürme suçuna azmettirmek suçundan 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanıyordu.

ÜNĞAN'IN AVUKATI: "DAVAYI BULANDIRMAYA YÖNELİK"

Dava sürerken sanıklar arasında yer alan Orhan Ünğan’ın kardeşi İlhan Ünğan öldürüldü. Mahkeme 21 Ekim 2019’da tüm sanıkların beraatine karar verdi. İstinaf’tan beraat kararı bozularak gelen bu davada Orhan Ünğan’ın üç kez tahliyesine karar verilmiş, ancak üç karar da savcının itirazı üzerine üst mahkemeden dönmüştü. Ünğan bunun için Burhan Kuzu ve İstanbul Grubu olarak tanınan kimi yargı mensuplarının devreye girdiğini ileri sürdü. Bu suçlamalar karşısında Ünğan’la temas kuran kimi savcılar ve yargı mensupları suçu birbirlerinin üzerine attılar. Gazeteciler, İsmail Saymaz ve Bahadır Özgür bu konuda HSYK’ya verilen iki ayrı dilekçeyi gündeme getirmişti. 

Zindaşti Davası’nın müştekilerinden Orhan Ünğan’ın avukatı Çağdaş Çelik ise Kısa Dalga’ya yaptığı açıklamada Bakırköy’deki bu davanın kimi eksikler nedeniyle bozulduğunu, Zindaşti davasıyla birleştirilmesinin söz konusu olmadığını, mahkemenin Küçükçekmece’de Hacı Osman Sezen ve Turgay Akar’ın öldürülmesine ilişkin dosyayı istediğini söyledi.

Çelik “Bakırköy’de görülen Kudbettin Kaya cinayetine ilişkin dosyanın da Zindaşti davasıyla birleştirilmesini talep ettik, ancak bu olmadı” dedi. Çağdaş Çelik, Çetin Koç’un yaşadığı yönündeki iddiayı davayı bulandırmaya yönelik hareketler diye nitelerken “Biz de merakla tanığın mahkemeye çıkarılmasını bekliyoruz” dedi.  

CHAAB'IN KAÇIRILMASI DOSYASI DAVAYA EKLENDİ

40. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Zindaşti Davası’nda bir başka gelişme İsveç’ten İstanbul’a gelen İranlı rejim muhalifi Habib Chaab’ın kaçırılmasına ilişkin soruşturmanın davaya eklenmesiydi. Habib Chaab’ın “Saberin Saadi” adıyla tanıdığı Zeynep Savari’nin davetiyle İstanbul’a geldiği, bindiği minibüste bayıltılarak Van üzerinden İran’a kaçırıldığı ileri sürülüyor, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın devreye girdiği ve 12 kişinin tutuklandığı bu olayda Naci Şerifi Zindaşti suçlanıyordu.  

Tıpkı 14 Kasım 2019 günü İranlı rejim muhalifi Mesut Mevlevi Vardanjani’nin Levent’te öldürülmesi gibi. Ancak İstanbul 39. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sessizce görülen bu dava Zindaşti Davası ile birleştirilmedi. Bu soruşturmanın şüphelisi Abdulvahap Koçak’ın DNA’sının Kudbettin Kaya cinayetinde kullanılan araçtaki kalıntılarla örtüştüğü ileri sürüldü. Soruşturmada İran’ın İstanbul’daki 2. Konsolosu Reza Nazırzade 8 Şubat 2021 günü havaalanında yakalandı. Konsolos Nasırzade 1 Nisan 2021 günü savcının talebi üzerine tahliye edildi, 15 Nisan’da aynı savcı tarafından düzenlenen iddianamede ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi. 

Hatırlatmak gerekirse Yunanistan’da Noor One gemisinde yakalanan 2.1 ton eroinden sonra yeraltında bir savaş başlamış, önce baskından kaçıp Türkiye’ye gelen Esfendiyar Rigi ortadan kaybolmuş, ardından eroini ABD’nin Uyuşturucuyla Mücadele Dairesi’ne (DEA) ihbar etmekle suçlanan Naci Şerif Zindaşti’nin kızı ve yeğeni 26 Eylül 2014 günü öldürülmüştü. Orhan Ünğan’ın azmettirdiği ileri sürülen iki isim Osman Sezen ve Turgay Akar 22 Aralık 2014 günü öldürüldü, soruşturma faili meçhul kaldı. 

DOĞRUYSA DUBAİ'DE ÖLDÜRÜLEN KİM?

Gemideki eroinin sahipleri arasında olduğu ileri sürülen Hacı Perviz lakaplı Çetin Koç ya da asıl adıyla Parvis Kashavarz Omarabadı 4 Mayıs 2016 günü Dubai’de yüksek güvenlikli rezidansının otoparkında, aracının içinde öldürüldü. Dubai polisine göre tetikçiler Kanada pasaportu taşıyan Kolombiyalı Orosman Garcia Aravela ve Hint asıllı Harpret Singh Majhu’ydu. Yanlarında Türk vatandaşı Bora B. de bulunuyordu. İki tetikçi’den Garcia-Aravela 11 Mayıs’ta Mahju ise 10 Haziran’da Kanada’da ölü bulundu. İddianamede Çetin Koç’u öldürenin Naci Şerifi Zindaşti olduğu öne sürülmüş, delil olarak yaşadığı rezidansta bir yıl öncesinden tutulan bir daireye ilişkin para transferlerinden söz edilmişti. 

Birbirinden detaylı karşılıklı ihbarlar ve suçlamalarla karmaşık bir yumağa dönüşen iddianamede Çetin Koç cinayetine yönelik evraklar; Türkiye’nin Dubai Başkolosluğu tarafından Dubai Polisi’nden elde edilen ve Kaçakçılık ve Organize Suçlar Daire Başkanlığı’nın farklı tarihlerde savcılığa gönderdiği yazılardan oluşuyor. Davada Çetin Koç’un yakını müşteki olarak İran uyruklu Nalımet Ayazı Ghasriki yer alıyor. 

Avukat Atilla Akın ve Buse Kurt’un Çetin Koç’un yaşadığını ileri sürmesinden sonra gündeme gelen soru şu: Dubai’de öldürülen kim? Kanadalı tetikçileri öldüren de bu planı yapan Çetin Koç mu? Eğer böyleyse Koç neden olayı Zindaşti’nin üzerine yıkmak istedi? Yoksa Naci Şerifi Zindaşti bu iddiaları ortaya atarak davayı karmaşık ve kuşkulu hale getirmeye mi çalışıyor? 

Bütün bu soruların cevabı için İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 3 Mart 2022 günü yapacağı duruşmayı beklemek gerekiyor. 

Özel Haber