Berlin neden 60 saat karanlığa gömüldü?

Berlin'de ne oldu?

Berlin'de Salı sabah erken saatlerde başkentin güneydoğusundaki Treptow-Köpenick bölgesinde bulunan iki yüksek gerilim hattı direğine kundaklama saldırısı düzenlendi. Çıkan yangına kısa sürede müdahale edilse de söndürme işlemleri bir saatten fazla sürdü.

Yaklaşık 50 bin hane ve ticari abonenin elektriği kesildi. Sabotajdan bölgedeki teknoloji parkı, toplu taşıma ve telekomünikasyon hizmetleri de etkilendi, bir okulda eğitime ara verildi. Perşembe sabahı itibarıyla hâlâ 13 bin 700 abonenin elektriği ve sıcak suyu yoktu, telefonları da çalışmıyordu.

Yaklaşık 60 saat süren elektrik kesintisi sonrasında dün akşam itibarıyla yaşam normale dönmeye başladı. Başkentin güneydoğusunda hayatı felç eden kesinti, 25 yıldır yaşanan en uzun elektrik kesintisi oldu.

En son 2019'da Köpenick'te meydana gelen büyük elektrik kesintisinde 30 binden fazla haneye yaklaşık 30 saat boyunca elektrik verilememişti. Bu seferki kesinti hem 50 bin ile daha fazla aboneyi etkiledi hem de 60 saat sürmesiyle öncekinin iki katı uzun sürdü.

Hasarın onarımı aylar sürecek

Berlin'in güneydoğusundaki elektrik kesintisi sebebiyle oluşan hasarın giderilmesi çalışmalarının aylarca sürmesi bekleniyor. Bölgedeki enerji dağıtımından sorumlu Stromnetz GmbH şirketinin sözcüsü Henrik Beuster, ilk tahminlere göre onarım çalışmalarının 2026 yılına kadar sürebileceğini açıkladı.

Şu anda geçici bir çözümle tedariğin sağlandığını belirten Beuster, "Şimdi, hasar gören hatları tekrar nasıl devreye alabileceğimizi adım adım inceliyoruz, ancak bu karmaşık bir durum" diyerek kesin ve net bir çözümün henüz sağlanmadığına işaret etti.

Saldırıyı anarşist bir grup üstlendi

Berlin İçişleri Senatörü, Sosyal Demokrat Parti (SPD) üyesi Iris Spranger, milletvekillerine yaptığı bilgilendirmede, 9 Eylül günü solcu bir internet sitesinde paylaşılan ve saldırının üstlenildiği mektubun gerçek olduğunu değerlendirdiklerini kaydetti. Spranger, mektubun Şubat ayında Brandenburg'daki Tesla otomobil fabrikası yakınında düzenlenen benzer bir kundaklamanın üstlenilmesine benzediğini de söyledi.

İçişleri Senatörü, "Faillerin aşırı solcu çevreden olduğunu düşünüyoruz. Yani yurt dışından değil, yurt içinden" dedi ve zanlıların "yüksek bir suç enerjisine sahip olduğunu ve çok profesyonelce hareket ettiğini" belirtti. Hayatı felç eden saldırının "insanlık dışı" olduğu nitelendirmesinde bulunan Spranger, faillerin elektriklerin tamamen kesilmesini sağlayarak insanların ölümünü de bir "yan hasar" olarak kabul ettiğini ifade etti.

Yüksek gerilim hattına düzenlenen kundaklama sonucu acil ve ilk yardım hatları olan 112 ve 110 çağrı merkezleri de sınırlı şekilde ulaşılabilir ve hizmet verir hâle gelmişti. Polis veya ilk yardım ekiplerinin elektrik kesintileri nedeniyle ne kadar vakaya müdahale edemediği ya da geciktiğine dair veri henüz bulunmuyor.

Eyalet Başbakanı, Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) üyesi Kai Wegner de saldırının sorumlularından hesap sorulması için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını vurguladı. Wegner, "Sadece birkaç aşırı solcunun, ideolojilerinin insan hayatından daha önemli olduğunu düşünmesi nedeniyle bu durumun yaşandığını" söyledi ve o da eylemi "insanlık dışı" diye nitelendirdi. Wegner, "bilinçli olarak en savunmasız kişileri hedef aldığını" ifade etti.

Anarşist grubun hedefi ne?

Indymedia adlı solcu sitede yayımlanan uzun bir mektupla, başkentte 60 saatlik elektrik kesintisine neden olan kundaklama saldırısını anarşist bir grup üstlendi. Mektupta, 9 Eylül sabahı ülkede her şeyin normal işliyormuş gibi başladığı ancak öyle olmadığı vurgulanarak "Bugün her şey o kadar pürüzsüz işlemiyor. Avrupa'nın en büyük teknoloji parkı olan Berlin'in doğusunda, genellikle yoğun bir faaliyetin yaşandığı yerdeki 'normal durum', sabahın erken saatlerinde birkaç dakikada yok olmuş gibi görünüyor" dendi.

Yazının devamında, "Bundan özel hanelerinde etkilenen sakinlerden anlayış bekliyoruz, bu kesinlikle niyetimiz değildi" ifadesi yer aldı. Bölgede yerleşik birçok firmanın her gün doğada yıkıma yol açtığı, insanları "ölümcül boyutta boyunduruk altına aldığı" iddia edilen mektupta, bunların yanında elektrik kesintisinin "ikincil zarar" olarak olduğu ve bunun "kabul edilebilir bulunduğu" savunuldu. Saldırıdan etkilenmesi hedeflenen şirketlerin bulunduğu Adlershof Teknoloji Parkı'ndaki firmalara atıfla "Onların entrikaları, kapitalist ölüm makinesinin devamının garantisidir. Hepsi eylemimizin asıl hedefidir" ifadesi dikkat çekti.

Grup; binden fazla savunma, yapay zeka, çip ve bilişim firmasının etkilendiği eylemde teknoloji şirketlerinin neden hedef alındığını da mektubunda açıkladı. Buna göre Siemens'ten Trumpf'a Atos'tan Rohde ve Schwarz'a hedef alınan şirketler, savaş ve kriz bölgelerine ürün ve hizmet satmak, otoriter devletlerin istihbaratları için çalışmak, insan hakları ihlallerine yol açmak, doğaya zarar veren projeleri hayata geçirmekle suçlanıyor. Suçlamaları arasında, sık sık bu şirketlerden bazılarının Batı Şeria'da İsrailli radikal yerleşimcilerin işgali altında bölgelerde altyapıyı destekledikleri, İsrail'e savunma ve güvenlik hizmeti sunarak da Gazze'deki savaştan ve soykırımdan sorumlu oldukları ifadeleri de dikkat çekiyor.

Düzenledikleri saldırının "umutsuzluğu nihayet geride bırakma çağrısı" olduğunu iddia eden grup, "Anarşist fikirlerimizin, eylem coşkumuzun geliştiğini ve yöneticilerin sorumsuz eylemlerinin her zaman sonuçları olacağını ilan etmek için bir haykırıştır. Bu özellikle silah endüstrisinin suç ortakları için geçerlidir, çünkü savaşlarda insanların katledilmesi veya açlıktan ölüme mahkum edilmesini pasif bir şekilde izlemeyeceğiz" diyerek Gazze'ye atıfta bulundu.

"Askeri-sanayi kompleksinin suyunu kesin!" sloganıyla biten mektup, "Bazı anarşistler" imzasıyla sona eriyor.