Altına yatıran kazandı: Yüzde 30 değer artışı

Kısa Dalga - İsrail'in İran'a saldırmasıyla başlayan süreç nedeniyle altın fiyatlarında dalgalanma olsa da hala 'en güvenli liman' olarak tarif ediliyor.
Hürriyet'in haberine göre, ABD Başkanı Trump'ın İsrail'in Tahran'a yeni bir saldırı başlatacağına yönelik söylemlerinin ardından toparlanarak güne 3400 dolar üzerinde başlayan ons altın şu sıralarda 3394 dolar seviyesine kadar çekildi.

Dün rekor kıran gram altın ise sabah saatlerinde 4300 TL seviyesinin altını görmesine karşın şu sıralarda 4302 TL seviyesinden işlem görüyor. Kapalıçarşı'da çeyrek altın 7122 TL'den satılırken tam altın ise 28361 TL'den alıcı buluyor.

Analistler, 3400 doların üzerinde tutunamayan ons altında 3373 dolar desteğinin test edilmesini ve bu seviyenin kırılması halinde 3348 dolar desteğine kadar geri çekilme yaşanmasını bekliyorlar.

Nisan ayında rekor kıran ve şu sıralarda 3400 dolar seviyesinde olan spot altın, yıl başından bu yana yaklaşık yüzde 30 değer kazandı. Külçe altının kazanımları Japon yeni, İsviçre frangı ve ABD hazine bonoları gibi diğer geleneksel güvenli limanların kazanımlarını geride bıraktı. Altın talebi, özellikle Orta Doğu’daki son gelişmeler ve ABD’nin güvenli limanlarına olan talebin azalmasıyla birlikte istikrarsızlık ve belirsizlik atmosferi tarafından yönlendirildi.

ABD Başkanı Donald Trump'un 2 Nisan'da başta Çin olmak üzere birçok ülkeye gümrük tarifeleri açıklaması ile yatırımcı güvenli liman algısına yöneldi. Ticaret savaşı korkusu ile 22 Nisan'da altın 3500 dolar ile rekor kıran altının ons fiyatı ABD'nin Çin ile tarifeler konusunda anlaşması ile dengelendi.
Dünya Altın Konseyi’nin merkez bankaları küresel başkanı Shaokai Fan, CNBC'ye “ABD doları ve ABD Hazine piyasasının geleceğinin ne olacağından emin olmama hissi giderek artıyor. Ve bunun altın gibi alternatif güvenli limanlara olan ilgiyi çok daha fazla artırdığını düşünüyorum” dedi.

ABC Rafinerisi’nde kurumsal piyasalar küresel başkanı Nicholas Frappell ise, “Altın, diğer para birimlerini etkileyen yüksek borç/GSYİH oranlarından etkilenmiyor” dedi. Frappell, ABD ve diğerlerinin benimsediği mali duruşun, sabit gelir piyasalarının kontrolsüz borç büyümesi nedeniyle çaldığı alarm zillerine rağmen rahat kalmaya devam ettiğini sözlerine ekledi.