CHP'li Genç'ten araç satışında noter harcına tepki: Şirketlere gelince aynı iştah yok

CHP'li Genç'ten araç satışında noter harcına tepki: Şirketlere gelince aynı iştah yok
CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, noterde yapılan araç satışlarında binde 2 oranında noter harcı alınarak 2026 yılı için yaklaşık 13,1 milyar lira ek gelir hedefine tepki gösterdi.

Kısa Dalga - TBMM Genel Kurulu’nda Vergi Kanunları ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ilk 10 maddesi kabul edildi.

Teklifin 8'inci maddesine ilişkin konuşan CHP Kayseri Milletvekili Aşkın Genç, düzenlemeyle ilgili yaptığı konuşmada, araç sahiplerinin halihazırda ÖTV, KDV, motorlu taşıtlar vergisi ve akaryakıt üzerinden yüksek vergi ödediğini belirterek, getirilen yeni harcın vatandaş üzerinde ilave mali yüke yol açacağını söyledi.

CHP’li Genç, konuşmasında şunları kaydetti:

“Görüşmekte olduğumuz teklifin 8’inci maddesi, kağıt üzerinde bir ‘noter harcı düzenlemesi’ gibi duruyor ama aslında Hazine’nin bütçe açığını nasıl kapatmayı tercih ettiğini bizlere gösteriyor. 2025 yılının ilk on ayında merkezi yönetim bütçe gideri 11 trilyon 592,5 milyar lira, gelir ise 10 trilyon 152 milyar lira. Yani sadece on ayda 1 trilyon 440,5 milyar liralık bütçe açığı verilmiş durumda. Bu, her ay ortalama 144 milyar lira açık demek.

Bu açığı nasıl kapatıyorsunuz? 2025 Ocak-Ekim döneminde tahsil edilen 8 trilyon 729 milyar liralık verginin yaklaşık yüzde 49’u KDV ve ÖTV’den gelmekte. Yani toplanan her 100 liralık verginin yaklaşık 49 lirası fişten, faturadan, pompadan, market rafından tahsil ediliyor. Toplam vergi gelirlerinde dolaylı vergilerin payı yüzde 63, dolaysız vergilerin payı ise yüzde 37. Başka bir ifadeyle vergi yükünün üçte ikisi gelirine, kazancına göre değil, tükettiği kadar vergi ödeyen yurttaşlarımızın sırtında.

Bütçenin ana omurgası...

Gelir vergisi toplam vergiler içinde yüzde 26 paya sahipken, kurumlar vergisinin payı sadece yüzde 10. KDV, ÖTV, harçlar, damga vergisi derken bütçenin ana omurgası işçinin bordrosu, kiracının faturası, şoförün deposu üzerinden kurulmuş durumda.

Şimdi gelelim harçlara… Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın ekim raporuna göre 2024 Ocak-Ekim döneminde harç tahsilatı 154 milyar lirayken, 2025’in aynı döneminde 254 milyar liraya çıkmış. Artış oranı yüzde 65. TÜİK’e göre Ekim 2025’te yıllık enflasyon yüzde 32,87. Yani harçlardaki artış, resmi enflasyonun yaklaşık iki katı. Asgari ücret 2024’ten 2025’e yüzde 30 artırılarak net 22 bin 104 liraya kuruşa çıkarıldı. Vergiler yüzde 50–65 artıyor, harçlar enflasyonun iki katı hızla büyüyor; ücretler ise bu hızın belirgin şekilde gerisinde kalmakta. Bütün dengesizlik işte burada. Üstüne bir de şunu eklemek lazım; Hazine 2025 bütçesinde harç gelirleri için yaklaşık 282 milyar lira hedef koymuşken, 2026’da bu kalemi yüzde 62,66 artırarak 459 milyar liraya çıkarmayı planlıyor. Bu sıçramanın önemli bir kısmı da bugün görüştüğümüz torba yasadaki yeni harçlarla, özellikle araç satışında getirilen noter harcıyla sağlanmak isteniyor.

Şirketlere gelince aynı iştah yok

8’inci madde tam da bu resmin mühendislik ayağıdır. Maddeyle, noterde yapılan sıfır araç tescillerinden ve tescilli ikinci el araçların satış ve devrinden, satış bedeli üzerinden binde 2 oranında noter harcı alınıyor; üstelik ‘asgari bin liranın altına düşmemek üzere’. Teklifin etki analizinde, 2024 yılında 9,2 milyon ikinci el, 1,3 milyon da sıfır araç satışı yapıldığı, bu hacim üzerinden 2026 yılı için yaklaşık 13,1 milyar lira ek gelir öngörüldüğü yazıyor. Yani Hazine diyor ki: ‘Araç alım satımında noter masasına oturan her vatandaştan biraz daha alacağım; buradan da 13 milyar lira devşireceğim.’ Bu noktada 8’inci maddede yapılan şeyi şöyle okuyorum; zaten ÖTV ödenmiş, üzerine KDV ödenmiş, her yıl motorlu taşıtlar vergisi ödeyen, akaryakıtta tekrar ÖTV ve KDV’ye maruz kalan bir araç sahibi, şimdi bir de aracını satarken ‘noter harcı’ adı altında ikinci bir taşıt alım vergisine tabi tutulmakta. Bu vergileme adalet ilkesine açıkça aykırıdır. Aynı ekonomik varlık üzerinden, ömrü boyunca defalarca vergi almaktasınız ama iş kurumların, yüksek karlı şirketlerin, servetin vergilendirilmesine gelince aynı iştah ortadan kayboluyor."

screenshot-2025-12-02-at-21-53-19.png

DEM Partili Koca: İşçiyle patron aynı vergiyi ödüyor

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca da Türkiye'de giderek derinleşen vergi adaletsizliği üzerinden kanun teklifini eleştirdi. Koca, şunları söyledi:

"Türkiye'de bütçe gelirlerinin yaklaşık yüzde 70'i dolaylı vergilerden, yani KDV ve ÖTV'lerden oluşuyor. Bu ne demek değerli arkadaşlar? Bu, bu ülkede vergi gelire göre değil, tüketime göre alınıyor demek, asgari ücretle geçinmeye çalışan işçiyle patron aynı ekmeği satın alırken aynı vergi oranını ödüyorlar demek. Ancak burada büyük bir vergi adaletsizliği, büyük bir adaletsizlik var. Zira, şirketler ödedikleri KDV'yi "İndirilebilir KDV" yoluyla vergiden düşüyorlar. Yani patron için KDV bir yük değil, aslında bir muhasebe kalemi ama işçi için KDV sofrasından eksilen ekmek demek, işçi için KDV sofrasından eksilen gıda demek, yine işçi için KDV çoluğun çocuğun rızkından çalınması demek. Çünkü işçi vergiyi sofrasından feragat ederek, çocuğunun beslenmesinden feragat ederek, barınmasından feragat ederek ödüyor. Öte yandan, patronlar ÖTV'yi de fiyatlara yansıtarak yine halka ödetiyorlar, emekçilere ödetiyorlar. Patronların bu vergi hilelerine ise siz "vergiyi tabana yayma" adını veriyorsunuz ama aslında olan şey vergi aracılığıyla tam bir soygun düzeninin işletilmesidir."

Kaynak:ANKA

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.