Avukat Rezan Epözdemir'in savcılık ifadesi ortaya çıktı

Avukat Rezan Epözdemir'in savcılık ifadesi ortaya çıktı
Rezan Epözdemir, "Soruşturma yetkisi olmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın delil toplama yetkisi yoktur. Bu sebeple elde edilen deliller hukuka aykırıdır" dedi.

Kısa Dalga - Avukat Rezan Epözdemir, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmalar kapsamında 'Rüşvet vermek', 'Siyasi-askeri casusluk' ve 'FETÖ/PDY'ye yardım' suçlamalarıyla gözaltına alınmıştı.

Bugün adliyeye sevk edilen Epözdemir'in 'Rüşvet' soruşturması kapsamında savcılığa verdiği ifade ortaya çıktı.

İfadesinde savcı C.Ç.'yi tanıyıp tanımadığı, hangi yıllardan itibaren ne sıklıkla görüştüklerinin sorulması üzerine Rezan Epözdemir, "C.Ç., 2007 yılında Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığında Cumhuriyet Savcısı olarak görev yapmaktaydı. Ben de aynı dönem İstanbul Barosu’nun aynı bölgede temsilcisiydim. Tanışıklığımız burada başlamıştır. Ayrıca C.Ç.'nin 2020 yılından itibaren vekaleti bendedir. C.Ç. ile tatile ya da mesai dışında yemeğe gittiğimi hatırlamıyorum. C.Ç.'nin soruşturmasını yürüttüğü hiçbir dosyaya vekalet sunmadım. 2021 yılı Nisan ayı sonrasında işlerimin çok yoğunlaşması sebebiyle C.Ç.'yi makamında ziyaret etmedim. Ancak bu tarihin öncesinde adliyeye gittiğimde kendisini ziyaret ederdim" dedi.

A.D. isimli kişiyi tanıyıp tanımadığı, hangi yıllardan itibaren ne sıklıkla görüştüklerinin sorulması üzerine ise Epözdemir, "A.D. ile şu an tam tarihini hatırlamadığım bir dönemde ortak bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştım. 2018 yılında A.D. bana dosyalarını takip etmem için vekalet verdi. Adamın dolandırıcı olduğunu öğrendikten sonra avukatlığından istifa ettim. A.D.'nin adli sicil kaydına bakıldığında da görüleceği üzere kendisi bir dolandırıcıdır. Rüşvet suçundan yargılanmaktadır. Ayrıca A.D., yabancı numaralar üzerinden yaklaşık 5 yıldır benden para vermediğim takdirde bir kumpas ile iftira atacağından bahisle para talep etmektedir" dedi.

Z.Y., A.M.Y., K.Y. ve N.E. isimli kişiler sorulduğunda ise Epözdemir, "Z.Y., A.M.Y. ve N.E.'yi tanımam. Hayatım boyunca hiç görmedim. Aramızda ne yüz yüze ne de GSM veya sair yollarla bir iletişim olmamıştır. K.Y., C.Ç.'nin katibiydi. Kendisiyle herhangi bir temasımız olmamıştır. C.Ç.'yi makamında ziyaret ettikçe odasında görürdüm" dedi.

K.Y.'nin dijital materyallerinde Epözdemir’le mesaj kayıtları olduğu ve K.Y.'ye forma hediye edildiği, A.D. ve ihbar eden Z.Ç.'nin C.Ç.'nin rüşvet eylemlerinde K.Y.'yi de Epözdemir ile irtibat kurmak için kullandığına dair iddialar sorulduğunda, "K.Y. ile bir irtibat kurduğumu hatırlamıyorum. Z.Ç., FETÖ kumpas dosyalarında lehine tanıklık yapmıştır. Z.Ç. ile aramızda 3 adet tazminat, 1 adet ceza davası bulunmaktadır. Bu sebeple aramızda hukuken husumet bulunmaktadır. Kendisi, talimat aldığı kişilerin emriyle bana kumpas kurmaktadır" şeklinde konuştu.

"Rüşvet iddiasıyla Whatsapp kayıt tarihleri uyuşmamaktadır"

Tanık A.D.'nin savcı C.Ç. ile Rezan Epözdemir'in 150 bin dolar karşılığında tutuklu şüphelilerin tahliyesini sağlayacağı yönündeki iddiaları hakkındaki soruyu cevaplayan Epözdemir, şöyle konuştu:

"Bahsettiğiniz dosyadaki şüpheliler 15.06.2021 tarihinde tahliye olmuşlardır. A.D. ise beyanında bu dosya kapsamında 150 bin dolar rüşvet karşılığında anlaşıldığını iddia etmiştir. Göstermiş olduğunuz kayıttaki mesajlaşma ise 07.07.2021 tarihindedir. Atalay'ın beyanını kesinlikle kabul etmemekle birlikte, beyana göre, benim bu parayı en geç 14.06.2021 tarihinde almam gerekiyordu. Göstermiş olduğunuz mesaj kayıtlarının olduğu 07.07.2021 tarihinde bu şahıslar zaten tutuksuz yargılanmaktadır. Bu şahıslar tekrardan aynı dosya kapsamında Yargıtay 5 Ceza Dairesi'nin de yargılama konusu olan suçüstü halinin yapıldığı 29.09.2021 tarihinde gözaltına alınmışlardır. Daha sonra Adli Kontrol şartıyla serbest bırakılmışlardır.

Ben 07.07.2021 tarihinde veya bu tarihe yakın tarihlerde savcı C.Ç. ile buluşup buluşmadığımı, şayet buluşmuş isem C.Ç.'nin bana kendisine daha önce vermiş olduğum borca ilişkin bir ödeme yapıp yapmadığını hatırlamıyorum. Zaten aradan yaklaşık 5 sene geçmiştir. Hatırlamam hayatın olağan akışına da aykırıdır. C.Ç.'ye şu an tarihini hatırlamadığım dönemlerde 1-2 kez borç para vermiştim. Hatırladığım kadarıyla birini bir bankanın Sultangazi şubesinde vermiştim. Bunun dışında da benden bir kez, 'Ev alacağım' diye para istediğini hatırlıyorum. 2021 yılı Haziran ayından itibaren bir spor kulübünün yönetimine seçilmem sebebiyle işlerim çok yoğunlaştı. Bu tarihten itibaren C.Ç. ile iletişimim eski sıklıkta olmamaya başladı. C.Ç.'den miktarını ve borç verdiğim tarihi şu an hatırlayamadığım parayı yüz yüze ya da telefon vasıtasıyla istemeye başladım. Hatırladığım kadarıyla bir kısmını ödemişti, ancak ne kadar ödeme yaptığını da hatırlamıyorum.

Ayrıca C.Ç. bu dosyadan rüşvet almış ise mantıken paranın kendisine teslim edilmesi gerekirdi. Ben aracı olsaydım, paranın bana getirilip benim üzerimden C.Ç.'ye ulaştırılması gerekirdi. Yazışmada ismimin neden geçtiğini bilmiyorum. C.Ç.'ye borcunu ödemesi hususunda yapmış olduğum baskı sebebiyle yazışmada ismim geçmiş olabilir. Aralarındaki para alışverişine ilişkin bir bilgim yoktur. Bunun ne parası olduğunu bilmiyorum. Dosyada menfaat temin etmek için beyan değiştirerek bu paranın rüşvet suçuna ilişkin olduğunu, benim de buna dahil olduğumu beyan ederek şahsıma kumpas kurmuştur."

"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın delil toplama yetkisi yok"

Epözdemir'in ofisinde yapılan aramada borçlusu savcı C.Ç. alacaklısı ise Rezan Epözdemir olan toplam 2 milyon 490 bin lira bedelli 2 adet bono ele geçirildi. Savcı C.Ç. ile Rezan Epözdemir'in telefonlarının 08.07.2021 günü gece saatlerinde ortak baz istasyonundan sinyal verdiğinin tespit edilmesiyle birlikte değerlendirildiğinde, bonolardan birinin rüşvet alınan paranın C.Ç.'de kalması karşılığında düzenlendiği yönünde kanaat oluşturuldu.

Epözdemir, bununla ilgili soruya şöyle yanıt verdi:

"İfademin başında da soruşturmanın 2802 sayılı kanunun 86. Maddesi uyarınca HSK müfettişleri tarafından yürütülmesi gerektiğini düşündüğümü söylemiştim. Buna ilişkin Yargıtay Genel Ceza Kurulunun ve Anayasa Mahkemesinin emsal kararlarını sunmuştum. Bu sebeple dosya HSK'ya gönderilmeli ve kıymetli evrak olanlar tarafımıza iade edilmelidir. Özel hayata ilişkin dosya kapsamına giren evraklar ise imha edilmelidir. Soruşturma yetkisi olmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının delil toplama yetkisi de bu sebeple yoktur. Bu sebeple İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan soruşturma işlemleri kapsamında elde edilen delillerin tamamı, 'Zehirli ağacın meyvesi de zehirlidir' ilkesi gereği hukuka aykırıdır. Delil olarak kullanılamaz. Dolayısıyla hukuksuz delil niteliğindeki bu bonolar soruşturmaya konu olmamalıdır. Hukuka aykırı arama ile elde edilen bonolara ilişkin sorulara cevap vermek istemiyorum. Hükme esas alınamazlar. Bu belgeler alacak iddiamı tevsik eder mahiyettedir. Bu konuda HSK nezdinde hukuki başvurularda bulunacağımı da beyan etmek isterim."

Kaynak:DHA

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.