Bakan Göktaş: Yok yoksulluk, yok bilmem ne... Bu pencereden bakarsak ilerleyemeyiz
Kısa Dalga - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, bağlı ve ilgili kuruluşların 2026 yılı bütçesi ve kesin hesabının görüşmeleri tamamlandı.
Milletvekillerinin genel üzerine konuşmalarının ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, soruları yanıtladı. Göktaş ‘Aile Yılı’ ile ilgili eleştirilere ilişkin şunları söyledi:
"Aileyi ve kadını karşı karşıya getirme çabalarını ben gerçekten anlamıyorum. Birini yüceltip diğerini küçümseyen zihniyet aslında hem kadını hem aileyi zayıflatıyor. Biz aileyi bu ideolojik kalıplara sığdırmaya çalışan bakış açısını tamamen reddediyoruz. Ayrıca ben birine baktığım zaman önce insan görüyorum. Bunun bir altını çizeyim önce. Ailesi var mı yok mu diye bir ayrım yaptığımızı söylemek en hafif tabirle kötü bir niyet okumaktır. Kalıp yargılarınızı bir kenara bırakarak ortak bir dile buluşacağımıza ben inanıyorum."
"Konu hiçbir şekilde sosyal ve ekonomik düzeyle açıklanamayacak durumda"
"Benim dedem 1964'te Avrupa'ya göç etti. Neden göç etti biliyor musunuz? Avrupa yaşlanıyordu, hızla yaşlanıyordu. Çalışabilecek durumda olan genç ve dinamik nüfus yapısı yoktu" diyen Göktaş, şöyle devam etti:
"Dedem dört çocuğuyla gitti, dört çocuğu da orada oldu. Ben de orada doğdum, büyüdüm. Ben istiyorum ki ülkemizin rekabetçi kurumu, özellikle demografik gücü hala devam etsin. Ben bu konuda dertlendiğim için bunları dile getiriyorum. Ama siz yok yoksulluk, yok bilmem ne... Bu pencereden bakarsak bu işlerde ilerleyemeyiz."
DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş, Göktaş’ın bu sözlerine "Senin kişisel travmalarının sonucunu kadınlar mı çekecek?" diye tepki gösterdi.
Göktaş, şunları söyledi:
“Avrupa'dan tutup dünyanın dört bir yanına, bugüne kadar tek çocuk politikası yürüten ülkeler dahil aileyi korumak ve güçlendirmek adına önemli adımlar atıyor. Biz de bu konuda gerçekten sizlerden destek bekliyoruz. Olaya sadece ideolojik bakmayalım. Nüfus planlaması uygulandı uzun yıllardır ülkemizde, hala da uygulanıyor. Şunu söylemek istiyorum. Nüfus planlaması uygulanırken 2000 yılında Türkiye'de 100 milyon nüfus olacağı algısı oluşturuldu. Bakın bu çok yanlış. Şu anda biz ülke olarak 100 milyon muyuz? Yani demek oluyor ki burada gerçekten stratejik adımlar atıldı ve maalesef ülkemizin dinamik rekabetçi kurumlarıyla ilgili önemli maalesef erozyona uğradı. Bununla beraber toplumsal bir zihniyet dönüşümünde bu konuda önemli bir şey değil. Konu hiçbir şekilde sosyal ve ekonomik düzeyle açıklanamayacak durumda. Olaya ideolojik perspektiften baktığımız sürece bu konuda bir adım daha ilerleyemeyiz. Siz aileden ne anlıyorsunuz bilmiyorum ama biz aileden dayanışmayı, merhameti anlıyoruz.”
Kaynak:ANKA
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.