Erdoğan yine 'heybedeki turp' dedi: 'Henüz ortaya dökülmedi'
Kısa Dalga - CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan ve ülkenin hemen her şehrine yayılan eylemler sürüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eylemlerin gölgesi altında AKP Grup Toplantısında konuştu. Erdoğan'ın hedefinde muhalefet ve CHP lideri Özgür Özel vardı. Görevden alınan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na yönelik operasyonu savunan Erdoğan, daha önce de dile getirdiği "Heybedeki büyük turp" söylemini tekrarladı:
"Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığında, bunların yakınlarının yüzüne bakacak yüzleri kalmayacak."
Gizli tanık, Erdoğan'ın 'Turpun büyüğü heybede' dediği gün ifade vermiş
CHP lideri Özel'i hedef alan Erdoğan, "Ey Özgür Özel, heralde senin de bir gün kabrini bu şekilde hazırlayacaklar ve senin de kabrini birileri gelip ya kazar ya yıkar. Bu nasıl iştir? Bu kabristanları yıkmanın kime ne faydası var? Bunu hangi hakla nasıl yapıyorsunuz? Hepsi tarih, hepsi eser olarak muhteşem eserler ve bu eserleri ne yazık ki bu ahlaksızlar, bu edep yoksunu namussuzlar orada gelip yıkıyorlar. Bunlara eyvallah etmek mümkün değil. Orada tarih yatıyor" ifadelerini kullandı.
'Yağmacılar'
Erdoğan, "Bize yönelik husumetlerin bir kısmı da soygun çarkını bozmamızdandır. 23 yıl boyunca en büyük tepkiyi bunlardan gördük. Bu yağmacıların kuyruk acısı hala dinmedi. Türkiye'deki başarılarımızı ihanetlere rağmen başardık. Kaos çıkarma niyetinde olanları engelledik" dedi.
'Her türlü sabotajın hesabı yargı önünde sorulacaktır'
Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başları her sıkıştığında ülkemize uluslararası müdahale çağrısı bulunanları, her fırsatta inanç köken sosyal farklılıklar üzerinden milleti birbirine düşürmeye çalışanları, bizi gayrimeşru yollarla alt etmeye gayret edenleri, ülkeyi ve milleti ateşe atacak kadar gözü dönmüşleri unutmadık unutmuyoruz. Milletimiz bunları gereğinde hesabı sorulmak üzere belleğine tek tek kaydetti.
Milli iradeye yönelik ihanetlerin hesabı hukuk önünde tek tek sorulmuştur. Bundan sonra da Türkiye ekonomisine, milletin refahına yönelik her türlü sabotajın hesabı yargı önünde sorulacaktır. Milletin kardeşliğine pusu kuranlar eninde sonunda adalete hesap verecek. Bunun adı kör düşmanlık değil, milli iradenin gereğidir.
‘Türkiye'nin kaderi ile AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın kaderi bütünleşmiştir’
Hukuktaki masumiyet karinesi gibi, siyasette de beyan karinesi esastır. AK Parti'nin kapısını çalıp selam veren herkesi içeri buyur etmekle mükellefiz. Sokak sokak, ev ev dolaşıp insanları bu çatının altında davet etmek en başta gelen vazifemizdir.
Uzunca süredir dile getirdiğimiz, bazılarını rahatsız etse de yaşanan gelişmelerin hakikatin tam kendisi olduğuna yönelik bir tespitimiz var. Türkiye'nin kaderi ile AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın kaderi bütünleşmiştir. Son dönemde yaşanan gelişmeler bu tespiti bir kez daha ve çok çarpıcı şekilde ispatlar niteliktedir.
Cumhur İttifakı olarak, Türkiye yüzyılı vizyonu ile 2023 yılı seçimlerini kazanıp Cumhurbaşkanlığı'nı aldık ve Meclis'te çoğunluğu sağladık. Ancak geçen yıl yapılan belediye başkanlığı seçimlerinde arzu ettiğimiz neticelere ulaşamadığımız gibi, kayıplarla da karşı karşıya kaldık. Bir kısmı 2019 yılına kadar uzanan belediyelerde yaşanan kayıpların hem şehirlerimize hem ülkemize nasıl büyük maliyetler getirdiğini görüyorsunuz. Türkiye, belediyeler bağlamında 1989-1994 yılı dönemine geri döndü. Şehirlerimiz ve oralarda yaşayan on milyonlarca insanımız eser ve hizmet namına hiçbir çalışma göremedikleri gibi üstüne bir de hakaret işitiyorlar, hizmet bekledikleri için aşağılanıyorlar. Çalışmayan merdivenlerin, aksayan hizmetlerin suçu bile İstanbullu kardeşlerimize yükleniyor. Belediyelere milletimizin ödediği vergilerden aktarılan kaynakların eser ve hizmet yerine birilerinin çıkarları için kullanıldığı ortaya çıkıyor.
‘Hırsızlık konusunda yamyamlığın kitabını yazdı’
İstanbul'un büyükşehiri ve kimi ilçe belediyeleri ile yolsuzluk, hırsızlık konusunda yamyamlığın kitabını yazdığı anlaşılıyor!
Üniversite sınavını kazanan yüz binlerce gencin hakkının yenildiği usulsüz diploma ile başlayıp bütün şehri adeta bir ahtapot gibi saran rüşvet ve haraç çarkı ile devam eden rezilliklerin boyutu son operasyonla gün yüzüne çıkmış oldu.
'Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığında...'
İstanbul'un CHP'li belediyelerindeki yolsuzluklarını dizi yapsanız, Brezilya dizilerinden daha fazla malzeme ile karşılaşırsınız. Bunlar henüz heybede duran büyük turplar ortada dökülmeden, CHP'nin içinden gelen belge ve bilgiler ışığında elde edilen suçlar. Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığında, bunların yakınlarının yüzüne bakacak yüzleri kalmayacak.
Ortada bunca yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet varken hukuku, adaleti dilinden düşürmeyen CHP yönetimi, iddiaları aydınlatmak yerine ucuz siyasete yönelmeyi tercih etti. Yargının iddialarının hiçbirine cevap veremeyen CHP yönetimi, insanları sokağa döküp ülkede kaos çıkarmaya çalışarak skandalı örtbas etmeye çalıştı. Çalana değil, yakalayana kızıyorlar. Yolsuzluğa bulaşanları savunuyorlar. Belediye başkanlarının kurduğu haraç ve rüşvet düzeninin bedelini sokaklara döktükleri seçmenlerine ödetmeye kalkıyorlar.
‘Partiniz içindeki bilek güreşinde bizden destek alma hinliğini terk edin’
Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına esas olan bilgi ve belgeleri getirenler CHP'lilerin bizzat kendileridir. Yolsuzluğu yapan, rüşveti alan, paraşütle diploma sahibi olup yüz binlerce gencin hakkını yiyenler CHP'lidir. Bu paraların bir kısmını siyasi ajandaları için kullanan, bir kısmını da kurdukları suç örgütleri üzerinden şirketlerine aktaran da CHP'lidir. Soruşturma başlayınca emniyet ve savcılıkta itiraf sırasına giren CHP'lidir. Soruşturma derinleştikçe savcılığa yeni bilgi ve belge yağdıranlar CHP'lidir. Kurultayda şaibe var diye mahkemeye şikayet eden CHP'lidir. Yapılan hırsızlıkları ekran ekran dönüp anlatan CHP'lidir. Ama suçlu AK Parti'dir... Allah aşkına, biz böyle bir iç hesaplaşmanın neresinde olabiliriz?
Yolsuzluk çarkınız deşifre oldu. Pislikleri örtemezsiniz, sağa sola çamur atmayı bırakın. Partiniz içindeki bilek güreşinde bizden destek alma hinliğini terk edin. Ağzı bozuk müptezellerle sokakları terörize etmekten artık vazgeçin. Bodoslama daldığınız çukura bizi ve milletimizi çekmeye çalışmayın. Kendinize zerre saygınız varsa biraz dürüst olun, şeffaf olun.
'CHP lideri Özgür Özel, gitmiş bizi dünyaya şikayet ediyor. Sen kimsin ya?'
CHP'nin düştüğü durum bizi hem üzüyor hem öfkelendiriyor. CHP lideri Özgür Özel, gitmiş bizi dünyaya şikayet ediyor. Sen kimsin ya? Senin gramın ne? Nasıl olur Hazine Bakanını şikayete kalkarsın.
Hepsinden öte bu marjinal grupları Şehzadebaşı'na toparlayıp orada Şehzadebaşı Camii'nin yanındaki kabristanı adeta yerle bir ediyorlar.
'Özel, senin de bir gün kabrini bu şekilde birileri gelip ya kazar ya yıkar'
Ey Özgür Özel, heralde senin de bir gün kabrini bu şekilde hazırlayacaklar ve senin de kabrini birileri gelip ya kazar ya yıkar. Bu nasıl iştir? Bu kabristanları yıkmanın kime ne faydası var? Bunu hangi hakla nasıl yapıyorsunuz? Hepsi tarih, hepsi eser olarak muhteşem eserler ve bu eserleri ne yazık ki bu ahlaksızlar, bu edep yoksunu namussuzlar orada gelip yıkıyorlar. Bunlara eyvallah etmek mümkün değil. Orada tarih yatıyor.
O tarihi eserleri bu şekilde yıkmaya yeltenmek yenilir yutulur bir iş değil. Onun için de şu anda biz yargımızla da bu işin üzerine gidiyoruz ve bu eylemlere katılanların da tespitini yapmak suretiyle bu yüzü maskeli olan teröristleri tespit edip onların da üzerine gideceğiz.
'Yaşanan bu alçaklığın en büyük sebebi CHP yönetiminin tükenmişliğidir'
Pazartesi akşamı meydana gelen yolsuzluk, soysuzluk, CHP yönetiminin ısrarlar sürdürdüğü nefret siyasetinin sonucudur. Bundan kaçamazlar, kendilerini ayrı tutamazlar. Yaşanan bu alçaklığın en büyük sebebi CHP yönetiminin tükenmişliğidir, ta kendisidir. Sayın Özel maalesef özgürleşememiştir. Koltuğunu borçlu olduğu vesayet odaklarının emrinden çıkamamıştır. Son bir haftada sarf ettiği sözleriyle, tavırlarıyla şu an bulunduğu makama yetersiz geldiğini, oturduğu koltuğu dolduramadığını açıkça ortaya koymuştur. Bugün söylediğini yarın inkâr eden, belediye başkanlarından sürekli ayar yiyen, aciz, çaresiz bir karakterle karşı karşıyayız. Biz son bir ümitle her gün iyiye gitmesini, kendisine biraz çeki düzen vermesini beklerken, Sayın Özel freni boşalmış kamyon gibi yokuş aşağı sürükleniyor. Aslında yumuşama ve normalleşme süreciyle biz buna çare olmaya, toksik muhalefet anlayışından siyaset kurumunu arındırmaya çalıştık, CHP'yi hapsolduğu ideolojik yankı odalarından kurtarmak istedik. Ancak muvaffak olamadık. CHP seçmeni bir senede Bay Kemal'i mumla arar hale geldi.
'Ülkenin yerli milli markalarını boykottan bahsediyorlar!'
Ülkenin yerli milli markalarını boykottan bahsediyorlar. Medya dünyasına saldırıyorlar. Hoş onu da her zamanki gibi yine ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Sayın Özel, CHP Genel Başkanı gibi değil, hırsları ve korkuları aklını esir almış bir siyasi müflis gibi davranmaktadır. Ne tutuğu yol yoldur ne de ağzından çıkan sözü kulağı duymaktadır. Çıksın, cesareti varsa şu akıl ve vicdan tutulmasını millete izah etsin.
Türkiye'yi uluslarası basına şikayet etmek bir CHP geleneğidir. Ülkenizi yabancılara kötülemekten hiç mi utanmıyorsunuz? Türk ekonomisine zarar vereceğim diyen bir ana muhalefet lideri olur mu? Böyle şuursuz cümleler kuran birinin akılla hareket ettiğine kim inanır?
Bu rüşvet ve yolsuzluk çarkının içinde kimlerin olduğu zamanlar ortaya çıkacaktır. Başı İstanbul'da olan ahtapotun kollarının nerelere uzandığı görülecektir. Soruşturmalar derinledikçe biz de bazı şeyleri daha net anlayacağız. O zaman mevcut yönetim tarafından CHP'nin nasıl tepe tepe kullanıldığını daha iyi kavrayacağız.
Parayı verenin CHP'yi ve yönetimi nasıl parmağında oynattığını daha net göreceğiz. İnşallah bu süreç CHP'yi bir iç sorgulamaya yöneltir ve ardından Cumhuriyetimize yakışır bir dönüşüme vesile olur."
Kaynak:Haber Merkezi
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.