CHP'li Başarır: Yargıdaki Susurluk vakası ortaya çıktı
Kısa Dalga - CHP Grup Başkanvekilleri Gökhan Günaydın ve Ali Mahir Başarır Çağlayan Adliyesi'nde açıklama yaptı.
Ali Mahir Başarır, İBB operasyonlarını başlatan mailleri açıklarken "Yargıda adalette Susurluk Vakası ortaya çıkmıştır. Bu olaylarda arkadaşlarımız aklanacak tek güzel tarafı şu Adliye’nin nelere bulaştığını ne işler karıştırdığını herkes görecek ve yargıda temiz eller operasyonu olacak. Bizim arkadaşlarımızın suçsuzluğu net" ifadelerini kullandı.
'Aziz İhsan Aktaş bugün nerede?'
Ali Mahir Başarır açıklamalarında şunları dedi:
"Bildiğiniz üzere 31 Temmuz’da yapmış olduğumuz basın toplantısında İBB soruşturmasının nasıl basıldığını anlatmıştık. 5 Eylül’de İstanbul Emniyet Müdürlüğü 'Valiliğine iki mail adresinden ihbar geliyor. Bir tanesi muhamedali987654 diğeridandiword987 Hotmail isimli kullanıcılardan. Buradan İBB Seyhan, Ceyhan ve Kütahya belediyesi ihbar ediliyor. Konu ihaleler. İhbar dilekçelerinde soruşturmanın ihbar dilekçesinin baş aktörü kim Aziz İhsan Aktaş. Bu ihbar dilekçesi İstanbul Cumhuriyet başsavcılığına yollanıyor. Tüm belediyeler birleştiriliyor soruşturma açılıyor. İki gün sonra Kütahya belediyesi için ayırma kararı veriliyor 1 gün sonra dosya Kütahya’ya yollanıyor. Kütahya’daki 4 ihale kim alıyor Aziz İhsan Aktaş’ın şirketi alınıyor. Bir kez daha Kütahya Cumhuriyet Başsavcılığı almak istiyor o raporun sonuç kısmında ‘konuya ilişkin belediye başkanını ailesinin söz konusu suç örgütü lideri sorumluluğu olmakla birlikte, nitelikli zimmet devlet alım ve satımlarında çıkar sağlamak ihalelere hile karıştırmak” Bu rapor en güncel rapor. Örgütün başında Aziz İhsan Aktaş bugün nerede? Önce tutuklandı. Sonra bu kişinin iftiralarıyla beraber tahliye edildi sonra ev hapsi kaldırıldı bugün koruma verildi.
Mehmet Yıldırım olayı çok önemli. Mücahit Birinci olayı ve son olarak Avukat Recep Seyhan ve Hamza Uçan Fatih Keleş ile görüşmeleri çok önemli. Bu üç görüşme yargıda borsayı ve kirliliği ve dosyaların hepsinin bir kumpas olduğunu ortaya koyuyor. Kütahya dosyasında ve İBB dosyasında suç örgütü olarak görülen kişinin kirli beyanlarında insanlar tutuklandı bu beyefendi serbest kaldı."
'Adaletin Susurluk skandalı ile sarsıldığı bir süreci yaşıyoruz'
Gökhan Günaydın açıklamalarında şu sözleri kullandı:
"Arkadaşlar an itibari ila adaletin Susurluk skandalıyla sarsıldığı bir süreci yaşıyoruz. Siyaset, ticaret ve tarikat adeta Asliye Sarayı’nı bir kene gibi sarmış durumundadır. Avukatlar kimlerin yönlendirildiğini bizim bildiğimiz ama yakında ortaya çıkacak şekilde, insanları tehdit ve şantajla muhattap kılarak çeşitli beyanları imzalamaya zorlamaktadır. Ve aynı zamanda avukatlık ücreti altında onlardan 2 milyon dolar 10 milyon dolar gibi edinimler elde etmeye çalışmaktadırlar. Bu bağlamda iftira edenler, gerçek suçlular çıkmakta, kendisine iftira edilenler ise dosyaları kabartılmaktır.
Bu artık İBB borsası meselesinin üzerine çıkmıştır. Mehmet Yıldırım vakasından bahsetmiyoruz. Mehmet Yıldırım’ın Yener Toraman’a gidip savcılığın talep ettiği şu beyannameleri imzala şu parayı da ver dedikten Sayın Genel Başkanımızın ifadelerinin arkasından Mehmet Yıldırım’ın gözaltına alındığını ve ev hapsiyle serbest bırakıldığını biliyoruz. Arkasından Mücahit Birinci vakası geldi. Mücahit Birinci bunu tekil bir şahıs olarak mı yapmaktadır yoksa sadece birilerinin sözcülüğü olarak mı yapmaktadır. Şu ana kadar savcılık tarafından ifadesi alındı mı? Hangi adliyenin kaçıncı katınca toplantı yaptığı ortaya kondu mu hayır. 23 Temmuz günü Fatih Keleş’in yanına iki tane avukat gidiyor. Recep Seyhan ve Hamza Uçan. Recep ve Hamza ne yapmışlar. Daha evvel Adem Soytekin’in verdiği iftiraların avukatlığını yürütmüşler.
'Sabah gazetesinin bu haberleri manşet yapması sıradan haber olmadığının kanıtı'
23 Temmuz’da gidiyorlar ve Fatih Keleş ben kimseye iftira atmam diyor. Ve 5 Ağustos’ta Recep Seyhan diyor ki senin hakkında ciddi iddialar var sen Aktaş’ı öldürtmek istemişsin bu nedenle adı gecen kişiyi kullanmaya çalışmışsın. Bunları imzala kurtul diyor. Daha sonra Fatih Keleş bu süreci açıkça anlatıyor. 17 Ağustosta 18 Ağustos’ta ve 19 Ağustos'ta Sabah gazetesi bu iddiayı manşet yapıyor. Sabah gazetesinin bu haberleri manşet yapmasının sıradan bir haber olmadığını ortaya koyuyor. 20 Ağustos’ta Devlet Bahçeli ortaya çıkıyor 'Selahattin Yılmaz ülküdaşımızdır ülküdaşımızla ilgili bu iddialara prim vermiyoruz' diyor. 17 Ağustos’ta Selahattin Yılmaz ve 6 kişiyle beraber gözaltına alınıyor. 21 Ağustos günü Sabah gazetesinin haber müdürü Nazif Karaman istifa ediyor. Bu haberleri 3 gün manşet yapıyorsun sonra Bahçeli açıklama yapıyor.
Sorular açık.
- Recep Seyhan ve Hamza Uçan hakkında resen soruşturma yapılmış mıdır, yapılmadıysa sebebi nedir?
- Recep Seyhan ve Hamza Uçan Fatih Keleş’i iftira atmaya zorluyorlar. İki avukat kimler tarafından kullanılıyor. Arkasındaki güçler nelerdir. Neden derhal baz ve HTS kayıtları alınmıyor?
- Üçüncü ve en önemli konu. Aziz İhsan Aktaş’ın ifade verdiğini biliyoruz. Henüz ifadesine ulaşamadık. Sabah gazetesi bunu 16 Ağustos’tan itibaren haber yapmaya başlamış. Bu iki avukat bu ayrıntıları nereden biliyor da bu kumpasa gidiyor Fatih Keleş’i çeşitli işleri yapmaya zorluyor. Daha önemli konu Sabah gazetesinin kaynağı kim Sabah gazetesi hangi amaçla bunu yapıyor. Sabah gazetesi MIT ve Jandarma yapıyor diyor. Eğer MIT ve Jandarma operasyonları yapıyorsa Sabah gazetesi bu operasyonları deşifre ediyor. MIT ve Jandarma bu olayın arkasında değilse ozman Sabah gazetesi tarafından iftira atılıyor. Sabah gazetesinin doğru olmayın bilgileri alenen yaymak suçunu işlediğini düşünüyor musunuz?
- Gelelim Selahattin Yılmaz’a, Aziz İhsan Aktaş’ın ifadeleri ortada ben onu olsa olsa korurum diyor ya. Sen Sabah gazetesine dava açtın mı Aziz İhsan Aktaş’a suç duyurusunda bulundun mu? Bunların arkasında kirlenmiş bir yargı mensubu var mı?"
Kaynak:Alıntı: TELE1
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.