CHP'li Tanal, İBB soruşturmasında yaşananları anlattı: ‘Bu beyanların konkordato başvurusunun kabulüne etkisi olmuş mudur?'

CHP'li Tanal, İBB soruşturmasında yaşananları anlattı: ‘Bu beyanların konkordato başvurusunun kabulüne etkisi olmuş mudur?'
CHP'li Tanal, İBB soruşturmasında yaşananları aktardı ve "'İtirafçı' olunarak sağlanan bu beyanların, daha önce reddedilen konkordato başvurusunun kabulüne etkisi olmuş mudur?" diye sordu.

Kısa Dalga - CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik operasyonlarda yaşananlara ve etkin pişmanlığa başvuranlara dair açıklama yaptı.

‘Bu beyanların konkordato başvurusunun kabulüne etkisi olmuş mudur?'

Tanal, sosyal medya hesabından "Konkordatoya ‘itirafçılık’ kalkanı mı?" başlıklı bir paylaşımında şunları kaydetti:

"13 Ocak 2025 – Şirket yöneticisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınıyor. 13 Ocak 2025 – Şirket, konkordato başvurusunda bulunuyor. 13 Şubat 2025 – T.C. Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi, konkordato talebini reddediyor. 19 Mart 2025 – Aynı şirket, bu kez T.C. Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden geçici mühlet alıyor. 30 Nisan 2025 – Aynı şirketin yöneticisi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi soruşturmasında "itirafçı" oluyor. Aynı ifadelerle onlarca kişi adli kontrolle mahkemeye sevk ediliyor. Bazıları tutuklanıyor. Şimdi sorulması gereken hayati sorular var: "İtirafçı" olunarak sağlanan bu beyanların, daha önce reddedilen konkordato başvurusunun kabulüne etkisi olmuş mudur? Ceza dosyasındaki "işbirliği" hali, ticaret mahkemesindeki değerlendirmeye gizli veya açık bir müdahale oluşturmuş mudur?

‘Ne konkordato bir ödül sistemidir, ne de iftira bir kurtuluş yoludur!’

Bu kişi, konkordato sistemini kullanarak malvarlığını korumak, "itirafçı" olarak da cezai sorumluluktan kurtulmak istemektedir. Ama unutulmamalı: Ne konkordato bir ödül sistemidir, ne de iftira bir kurtuluş yoludur! Konkordato müessesesi, borçlarını dürüstçe ödemeye çalışan, samimi borçlular içindir. "İtiraf" adı altında siyasal davalara malzeme olup, ardından ticaret mahkemelerinden kurtuluş sağlanıyorsa; burada artık ne hukuk kalır ne de kamu güveni. Bu tablo; yargı bağımsızlığına, masumiyet karinesine, konkordato hukukunun amacına açıkça aykırıdır! Ticaret mahkemeleri, bu "itirafçı" sıfatının ekonomik iflası maskelemesine asla izin vermemelidir! Ceza dosyalarında gösterilen işbirliği, ticari sorumluluktan kaçışa dayanak olamaz! Bu hukuki tablo açık bir soruyu önümüze koyuyor: "İtiraf mı verdi, mühletten mi kurtuldu; mühletten mi faydalandı, itiraf mı verdi?" Bu denklem çözülmeden adalet kurulamaz!"

Kaynak:ANKA

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.