İstanbul Barosu Kanal İstanbul bölgesinde: “Bakanlık su havzasını yok ediyor"

İstanbul Barosu Kanal İstanbul bölgesinde: “Bakanlık su havzasını yok ediyor"
İstanbul Barosu, Kanal İstanbul projesi alanında yer alan Sazlıdere su havzasında inceleme yaptı. Burada yapılan açıklamada, Bakanlığın, su havzasını yok ettiği belirtilerek “Yasama, yürütme, yargı doğanın ve halkın hakkını korumak zorundadır. Hukuk devletinin sağlanmadığı yerde kaosun ayak seslerini duyuyoruz” denildi.

Kısa Dalga - İstanbul Barosu, yapılaşmanın hızlanarak devam ettiği Kanal İstanbul proje alanında yer alan Sazlıdere havzasında gözlem ziyareti gerçekleştirdi. İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu’nun ve baro üyesi avukatların katılımıyla gerçekleşen ziyaretin ardından İstanbul Barosu Çevre, Kent ve İmar Hukuku Komisyonu, havzada yer alan TOKİ inşaat alanı önünde basın açıklamasında bulundu. Açıklama, komisyon başkanı Gülay Çolak Çalışkan tarafından okundu.

"Tahribat üç ayda havzayı kapladı"

Açıklamada, Çevre, Kent ve İmar Hukuku Komisyonu’nun 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde bölgeyi ziyaret ettiği belirtilerek, şöyle denildi:

“O gün küçük bir alanda başlayan tahribatın, aradan geçen 3 ay içinde su havzasının büyük bir bölümünü kapladığını çok üzülerek görüyoruz. İnşaatların devam ettiği bu kıyı alanında 10 bin konut yapılacağı beyan edilmektedir. Barajın diğer bir kıyısında ise Bakanlık tarafından ‘göl manzaralı’ olarak 2,5 milyon metrekare daha alan imar planı ile şehirleşmeye açılmış, imar planı henüz askıda ve itirazlar sürerken inşaat ihalelerine hukuka aykırı olarak başlanmıştır. Hedef yine hızlı bir şekilde, oldu bittiye getirilerek su havzası ve doğal alanın yok edilmesidir.”

"Bakanlık su havzasını yok ediyor"

Açıklamada, Sazlıdere su havzasının korunma gerektiği halde doğrudan yürütme organı tarafından 'kupon arazi' olarak görüldüğü belirtilerek şöyle devam edildi:

"Oysa Türkiye artık su fakiri ülkeler arasında kabul edilmektedir. Bu yaz maalesef kuraklık nedeniyle tarım ürünlerinin hasat edilememesine ve tamamen kuruyan nehir ve göllerle bu gerçeği idrak ettik. Artık her bir metreküp su, her bir metrekare doğal alanın kıymeti tartışmasız olup, özenle korunmalıdır. Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı; gerek İklim Stratejisi, gerekse Çölleşme ve Kuraklıkla Mücadele Eylem Planı ile su kaynaklarının korunmasını taahhüt etmiştir. Ancak aynı Bakanlık, kendi hedeflerine aykırı biçimde İstanbul’un özenle korunması gereken su havzasını kendi eliyle yok etmektedir."

Can Atalay hatırlatması

"Bizler hukukçu olarak, hukuk devletinin sağlanmadığı bir yerde oluşacak olan kaosun ayak seslerini duyuyoruz" denilen açıklamada İliç ve Kartalkaya gibi felaketlere karşı korumasız olunduğu belirtildi ve şunlar kaydedildi:

"Özellikle İstanbul’da Gezi parkını koruduğu, Mimarlar Odası avukatı olduğu için hapiste olan ve Anayasa Mahkemesi’nin birden fazla kez verdiği hak ihlali ve derhal tahliye kararlarına rağmen hala hapiste tutulan İstanbul Barosu mensubu avukat Şerafettin Can Atalay’ın derhal tahliyesini talep ediyoruz. Yasama, yürütme, yargı organları doğanın, suyun, toprağın, havanın hakkını gözetmek, halkın ve dahi henüz doğmamışların da hakkını korumak zorundadır. Biz avukatlar bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da havasına, suyuna, toprağına sahip çıkan halkın yanında olacağımızı, hukuki mücadelemizi, doğa için, yaşam için, adalet için kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.”

Kaynak:ANKA

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.