Kemal Can: "Satın alımları devlet büyüklerinin yönlendirmesiyle yaptım"
Kısa Dalga - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü Can Holding soruşturması kapsamında yönetim kurulu başkanı Kemal Can 28 Eylül’de tutuklandı. Can’ın ifadesi dün Sabah gazetesinde haberleştirilmişti, ancak gazeteci Timur Soykan’ın Birgün’deki haberi, Sabah’ın haberindeki ifadenin pek çok kısmının "kırpıldığını" gösterdi. Soykan’ın haberine göre, Kemal Can, Ciner Medya grubu, Doğa Koleji ve Bilgi Üniversitesi'nin satın alımında "devlet büyüklerinin" aracı olduğunu iddia etti.
“Devlet büyüğü" aracılığıyla KRT TV alınacakmış
Kemal Can, “etkin pişmanlıktan” yararlanmak istemediğini belirterek sorulara yanıt verdi. Savcılık genel sorulardan sonra Can Holding’in, Habertürk ve Show TV’nin de yer aldığı Ciner Medya Grubu’nu satın almasıyla ilgili soruya şöyle yanıt verdi:
“Biz normalde holding bünyesinde medya sektöründe faaliyet göstermemiştik. 2024 yılı veya daha önceki zaman diliminde KRT TV’nin 3’ü peşin 4’ü taksit olmak üzere toplamda 7 milyona alınması konusunda bir devlet büyüğümüz aracı olmuştu. Ancak biz sektörü bilmediğimizden ve o dönemki çeşitli süreçlerden kaynaklı olarak bundan vazgeçtik.”
Kemal Can, Ciner Medya Grubu’nu da devlet yetkilisinin talebiyle aldığını söyleyerek şunları anlattı:
“Geçen yıl Ankara’daki Çayırhan Termik Santrali’nin alım ihalesi söz konusuydu. Bu termik santral daha öncesinde Turgay Ciner’e aitti. Turgay Ciner ile olan münasebeti ve nezaketen Kenan Tekdağ, bu termik santralin alımı konusunda ihaleye girmekte herhangi bir sakınca olmadığını bana iletti. Daha sonrasında benim bu termik santral işinden kaynaklı olarak yine bir devlet yetkilisi aracılığıyla Turgay Ciner’in Silopi’deki termik santralini ve medya grubunu bana satma konusunda teklifi söz konusu oldu. O dönem çok sayıda arabuluculuğun yüksek kullanıldığı bir süreçti.”
“Üst düzey yetkililerin araya girmesiyle...”
Kemal Can, sorgu sırasında devletten teşvik aldılarını da aktararak şöyle devam etti:
“Bizim Mersin’de kapalı 570 bin metrekare alanı olan ve ham maddenin elektronik üretime dönüştüğü 8 fabrika barındıran Avrupa’nın en büyük elektronik üretim tesisi projemiz vardı. Bu yatırım için uzun vadede devlet yatırım teşvikiyle beraber 1 milyar dolardan fazla para harcadık.”
Can, Ciner Medya’nın satışıyla ilgili ise şunları söyledi:
“Silopi’deki termik santral ve medya grubunun satın alınmasının, mali açıdan risk barındırması, sektöre yabancı olunması ve ailemin bu konuya şerh düşmesi nedeniyle ben çok sıcak yaklaşmadım. Sonrasında yine üst düzey yetkililerin de araya girmesiyle Silopi ‘deki termik santrali hariç tutulmak üzere önce 600 milyon dolar sonrasında ise 575 milyon dolara alımı konusunda anlaşıldı. 275’i peşin, 75’i kısmen olmak üzere toplamda 350 milyon doları da kısmi olarak bu ay ve önümüzdeki sene olmak üzere vade konusunda anlaşıldı. Kenan Tekdağ’ın bu konudaki dahli sürecin başındadır. Süreç tamamen bahsettiğim şekilde tamamlanmıştır.”
Türk Telekom’un alınması için yönlendirme yapılmış
Savcılık, Kemal Can’a “Doğa Koleji’nin satın alınması sürecinde finansmanı hangi şirketler üzerinden sağladınız” diye sordu. Can şöyle devam etti:
“İlk başta bizim şirket bünyesi olarak Türk Telekom’un satın alınmasına dair bir niyetle buna dair yönlendirme yapılmıştı. Türk Telekom’un satın alınması için bir finansal mühendislikle peşin bir tutar ödemeden bankalarla anlaşarak kredilendirme yöntemiyle bir satın alım sürecine dahil olmuştuk. Bizim holdingimizin eski ve köklü olması ve bu konuda vizyoner ve kurumsal bakış açımız nedeniyle bu husus yöneltildi. O dönem içerisinde Rusya-Ukrayna savaşı çıkınca bu kez Turkcell’in varlık fonu tarafından satın alınması gündeme geldi. Hem Turkcell hem Türk Telekom varlık fonuna devredilince Doğa Koleji’nin satın alınması için üst düzey yetkililer tarafından yönlendirme yapıldı. Yaklaşık 104 şubesiyle faaliyette bulunan bir eğitim kurumunu mağduriyetinin giderilmesi istendi… Devraldıktan sonra zaman içerisinde toplamda 570 milyon dolar para ödedik. Biz koleji devraldığımızda borca batık durumdaydı. Üst düzey yetkililerin yönlendirmesiyle mağduriyetin giderilmesi adına böyle bir atılımda bulunduk.”
Bilgi Üniversitesi’nin yönetimini de devlet belirlemiş
Savcılık, Kemal Can’a “Bilgi Üniversitesi’nin Can Holding bünyesine alınması sürecinde hangi şahıslarla finansal ortaklık ilişki kuruldu” diye sordu. Kemal Can şöyle yanıtladı:
“Üst düzey devlet yetkililerinin yönlendirmesiyle Bilgi Üniversitesi’nin alınması konusunda bize yönlendirmede bulunuldu. Üniversiteyi o dönem bir kısmı yine taksitli olmak üzere toplamda 90 milyon dolara satın almıştı. Üniversitenin ABD’nin elinden alınarak yerli statüsüne kazandırılması konusunda bir tasarruf söz konusu oldu. Biz de buna binaen üniversiteyi satın aldık.”
“Üniversite üzerinden örgütlü yapıya eleman kazandırıldığı ya da kara para aklandığı iddialarını nasıl açıklıyorsunuz” diye sorulan Can şu yanıtı verdi:
“Yönetim kadrosu üst düzey devlet yetkililerimizin yönlendirmesi ve onların onayı ile oluşturulmuş olup halen yer alan kişilerin devlet kademesinde rolleri ve safahatları incelendiğinde bu durum teyit edilecektir.”
Erdoğan’ın arkadaşının oğlu ile ortak olmuş
Sorgu sırasında Can’a Can Holding çatısı altındaki Bosphorus Mimarlık Taahhüt İnşaat A.Ş. şirketinin faaliyeti de soruldu. Can da “Ben bu şirketi Remzi Gür’ün oğlu Ömer Gür ile birlikte kurmuştum. O dönem içerisinde herhangi bir faaliyetim olmadı. Resen terk ettik” dedi.
MASAK eski Başkan Yardımcısı: “Can Holding'in faaliyetlerinin sonradan öğrenilmesi mümkün değil"
Kemal Can: “Termik santral ve medya grubunun alımına sıcak bakmadım”
Kenan Tekdağ: "Can Holding binasına gitmişliğim yok"
Can Holding soruşturması: Kasımpaşa Sportif Faaliyetler ve 7 şirkete kayyım
Kaynak:Birgün
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.
