MHP'li yazardan "yeni paralel yapı" iddiası: 15 Temmuz benzeri darbe ve kaos kaçınılmaz olur
Kısa Dalga - Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasıyla 11 Eylül'de 37 ilin emniyet müdürü değişmiş, 22 emniyet müdürü de merkeze çekilmişti.
Kararnamede dikkat çeken görev yeri değişiklikleri de vardı. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin elini öpmesi ile gündem olan Özel Harekât Daire Başkanı Süleyman Karadeniz emniyet müdürü olmuştu. Sinan Ateş cinayetine ilişkin soruşturması sırasında Tolgahan Demirbaş’ın, dönemin MHP milletvekili Olcay Kılavuz’un yanından alınması talimatını veren polis başmüfettişi Arzum Nazman da Adıyaman Emniyet Müdürü olmuştu. Süleyman Soylu döneminde atanan ve MHP'ye yakın bazı emniyet müdürleri de merkeze çekilmişti.
MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail özdemir de dün sosyal medya hesabından “İstatistik veriler paylaşmayı sözüm ona vazife gören anlayış yerine, KAHRAMAN’lara sahip çıkan ve zafiyet oluşturmayan iradeye sahip olmak lazımdı" diye yazmıştı.
Bugün de MHP'ye yakın Türkgün gazetesinde Yıldıray Çiçek "Yeni paralel yapının izleri uyarısı" başlıklı bir başyazı kaleme aldı. Yazıda, "Ülke güvenliği her alanda titizlikle sağlanmalı; Türkiye’nin güvenliğinden sorumlu kişiler milli şuura, mücadele azmine ve hassasiyete sahip isimler arasından seçilmelidir. 'Milli güvenlik' ancak bu nitelikteki kadrolarla korunabilir. Bu kadrolara karşı da her zaman vefalı olunmalı, onların mücadele motivasyonunu güçlendiren bir hassasiyet özenle gösterilmelidir" denildi.
Yazının devamındaysa, "Aksi hâlde, devletin en hassas hücrelerine başka ülkelerin hesabına çalışanlar ya da terör örgütleriyle bağlantılı kişiler sızarsa, 15 Temmuz benzeri darbe girişimleri ve toplumun huzurunu, güvenliğini tehdit eden kaos senaryoları kaçınılmaz olur" ifadeleri kullanıldı.
Yazının tamamı şöyle:
"MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli; davasındaki her adımda ve memleket meselelerine gösterdiği her yaklaşımda, “Göz odur ki dağın arkasını göre, akıl odur ki başa geleceği bile” sözünü devlet adamlığı duruşunun temel felsefesi edinmiştir. Onun bir uyarısı varsa mutlaka bildiği vardır; bir çağrısı varsa mutlaka gördüğü vardır. Ve nitekim, bildiğinde de gördüğünde de tarih onu hep haklı çıkarmıştır.
Tarihe şöyle bir göz atın: PKK’dan FETÖ’ye, Kıbrıs’tan Azerbaycan’a, ABD’den AB’ye, Irak’tan BOP’a, Arap Baharı’ndan İsrail’e kadar Türkiye’yi, bölgemizi ve dünyayı doğrudan ilgilendiren meselelerde yaptığı her değerlendirme ve uyarı, birer birer gerçekleşmiştir.
Geçtiğimiz günlerde ise Sayın Bahçeli, bu kez “çocuk” odaklı ve genel olarak suç oranlarındaki artış bağlamında Türkiye’yi yeni bir tehlike karşısında şöyle uyarmıştır:
'Milleti ve devleti buhrana sürüklemek, geleceğimize ipotek koymak isteyen FETÖ terör örgütünün en mahrem alanlara kadar nasıl sirayet ettiği bilinmektedir.
Bu itibarla; suç, suçlu, suçluluk ve cezalandırma karmaşasını kaos üretmek maksadıyla istismar eden ‘yeni bir paralel yapının’ milli bünyemize sızmış olup olmadığını derhal sorgulamak gerekmektedir.'
Türkiye’yi içten, asayişsizlik üzerinden bir kaosa sürüklemeye çalışan bir sistemin kurulmakta olduğu yönünde ciddi izlenimler mevcuttur. Hedef ülke olarak seçilen yerlerde, emperyalizmin laboratuvarında bu tür senaryolar her zaman hazır bekler. Türkiye’nin hedef ülke olduğu düşünüldüğünde, Sayın Devlet Bahçeli’nin 'yeni bir paralel yapının izleri'ne dikkat çekmesi ne tesadüf ne de yersiz bir endişedir.
Bu nedenle ülke güvenliği her alanda titizlikle sağlanmalı; Türkiye’nin güvenliğinden sorumlu kişiler milli şuura, mücadele azmine ve hassasiyete sahip isimler arasından seçilmelidir.
'Milli güvenlik' ancak bu nitelikteki kadrolarla korunabilir.
Bu kadrolara karşı da her zaman vefalı olunmalı, onların mücadele motivasyonunu güçlendiren bir hassasiyet özenle gösterilmelidir.
Aksi hâlde, devletin en hassas hücrelerine başka ülkelerin hesabına çalışanlar ya da terör örgütleriyle bağlantılı kişiler sızarsa, 15 Temmuz benzeri darbe girişimleri ve toplumun huzurunu, güvenliğini tehdit eden kaos senaryoları kaçınılmaz olur.
Bölgemizde bitmek bilmeyen ABD’nin emperyalist oyunları ve İsrail’in Ortadoğu’yu büyük bir kaosa sürükleyen, Türkiye’yi de hedef alan pervasızlıkları sürerken; devlet yapısı içinde hiç kimse, kendi saplantıları, takıntıları yahut birilerinin hücresel hesapları uğruna ülkenin milli kadro genetiğini değiştirmeye kalkışmamalıdır. Çünkü Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlar ve karşı karşıya olduğu tehlikeler, milli güvenlik kuşağını güçlendirmek için milli kadrolara her zamankinden daha fazla ihtiyaç olduğunu göstermektedir.
Yaşananlar ve yaşatılanlar ortadayken, Sayın Devlet Bahçeli’nin 'yeni bir paralel yapının izleri' uyarısı ihmal edilemez.
TSK, Emniyet ve istihbarat, milletimizin güvenliğini korumada en hayati alanlardır.
Türk milletinin varlığını, güvenliğini ve geleceğini esas almayan; bedeni burada, ruhu ise başka yerde olan hiç kimse bu kritik alanlarda barındırılmamalı, bu hayati alanda asla etki ve yetki sahibi kılınmamalıdır. 15 Temmuz hain darbe girişimi devlet yönetiminde ders ve tecrübe olmadıysa daha ne olması lazımdır?
Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Sayın Devlet Bahçeli’nin 15 Temmuz sonrası oluşturduğu 'milli güç birliğini' bozma üzerine hesaplar yapılıyor, oyunlar kuruluyor. Bu aynı zamanda Türkiye üzerinde oyun oynama hevesidir. Oyun oynayanlara ve hücresel hesap yapanlara dikkat edelim. Ne demişler; dikkat etmeyen, görmeyen gibidir…"
Bahçeli'nin 'Alevi' çıkışı tartışılırken Emniyet'te Alevi polis müdürleri tasfiye edildi
37 ilin emniyet müdürü değişti: Antalya'da tutuklanan emniyet müdürünün yerine gelen isim belli oldu
Kaynak:Türkgün
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.