Osman Kavala için adalet mesajları: 'Masum olduğunu herkes biliyor'

Osman Kavala için adalet mesajları: 'Masum olduğunu herkes biliyor'
Cezaevinde 8. yılını dolduran Osman Kavala için aralarında Abdullah Gül, Cemil Çiçek, Ahmet İnsel gibi isimlerin olduğu pek çok kişi destek mesajı yayınlayıp "adalet" istedi.

Kısa Dalga - Anadolu Kültür'ün kurucusu olan iş insanı Osman Kavala, 2013 yılında başlayan Gezi eylemleri nedeniyle tutuklandı. Eylemlerin hükümeti devirmek amacıyla dış güçlerin bir komplosu olduğu ve Kavala’nın bu komplonun yerli organizatörü olduğu iddia edildi.

2019 yılında AİHM, ihlal kararı vererek derhal serbest bırakılmasını istedi ancak mahkeme Kavala'nın tutukluğunun devamına karar verdi.

Kavala, 1 Kasım 2017'den bu yana Silivri'deki Marmara Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor. Kavala, tutukluluğunda 8. yılı geride bıraktı.

Türkiye'den ve dünyadan siyasetçiler, hukukçular, akademisyenler ve insan hakları savunucuları Kavala için yayınladıkları destek mesajlarında "adalet" talebini yineledi ve Kavala'nın serbest bırakılması için çağrı yaptı.

'Bu kayıt dışı hukukun fiili yürürlüğüne son verilmelidir'

Bu mesajlardan bazıları özetle şöyle oldu:

11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: "Osman Kavala'yı AK Parti hükümetlerinin ilk dönemlerinde Dışişleri Bakanı iken tanıdım.

Benim nazarımda Osman Kavala, nasıl birçok samimi muhafazakâr iş adamları gönüllü olarak bizim camiamızın vakıf ve dernek faaliyetlerini destekledilerse, o da kendi inandığı doğrultuda toplumsal ve kültürel çalışmaları destekleyen bir iş adamıydı.

Osman Kavala ile ilgili AİHM kararının yerine getirilmesi hem ona yapılan haksızlığı giderecek hem de Türkiye Cumhuriyeti'nin imajına katkı sağlayacaktır."

Prof. Adem Sözüer: “Hukuk devletlerinde yürürlükteki "olan hukuk" ve bunu iyileştirmek söz konusu olduğundan göz önünde tutulan "olması gereken hukuk" dışında üçüncü bir kategori yoktur. Ancak son gelişmelere bakıldığında tıpkı cezaevlerindeki üçüncü bir kategori gibi hukukta da üçüncü bir kategori ile karşı karşıyayız.

Bu üçüncü kategorinin tüm antihukuk göstergelerinin Osman Kavala'ya yansıdığı aşikardır.

Adalet amacı gütmeyen, gayriresmî kuralları ile kaynakları yazılı olmayan bu kayıt dışı hukukun fiili yürürlüğüne son verilmelidir. Bunu sağlamanın ilk adımı ise başta "tüm siyasi aktörlerin", AİHM/AYM kararlarının gereklerinin amasız ve derhal yerine getirilmesini ilk öncelik ve ortak payda olarak kabul etmeleridir. Osman Kavala'nın (elbette diğerlerinin de) cezaevinden ve üçüncü kategoriden çıkmasını istiyorsak, tüm siyasi süreçlerdeki işbirliğinin temel koşulu bu olmalıdır.”

'Osman Kavala unutulmuş bir mahkum değildir'

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnès Callamard: "Osman Kavala nihayet özgürlüğüne kavuştuğunda – ki umarım o gün çok yakın, ona yapılan adaletsizlik, Türkiye tarihinin bu döneminin en utanç verici örneklerinden biri olarak anılacaktır.

Bir insanı, sadece toplumun geri kalanına mesaj vermek için özgürlüğünden yoksun bırakmak nasıl korkutucu bir karar, ne büyük bir haksızlıktır: "Cesaretiniz varsa aykırı davranın; hapse atılırsınız ve hiçbir şey, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de dahil hiç kimse sizi kurtaramaz."

Osman Kavala ekim ayında 68 yaşına girdi. Bizler, Osman Kavala'nın ve diğer düşünce mahkûmlarının özgürlüğüne kavuşması talebimizden geri adım atmadık.

Osman Kavala unutulmuş bir mahkûm değildir; henüz fiziksel olarak aramızda olmasa da, çok yakında olacağına dair inancımız ve kararlılığımız tamdır."

Akademisyen Ahmet İnsel: "Sadece Türkiye açısından değil, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne taraf olan bütün devletler için de bir turnusol kağıdı işlevi görüyor Osman Kavala'nın özgürlüğünün yıllardır elinden alınması. Hiçbir somut delile dayanmadan verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının Sözleşme'nin açık hükmüne rağmen fütursuz biçimde uygulanmaya devam etmesi karşısında, Avrupa Konseyi kurumları, başta Bakanlar Komitesi olmak üzere, her toplantıda ellerini oğuşturup, utangaç biçimde "elimizden geleni yapıyoruz" diyerek, bir şey yapar gibi davranmaya iki yıldan beri riyakâr biçimde devam ediyorlar. AİHM kararının uygulanmamasının yarattığı ağır insan hakkı ihlalinin devam etmesi karşısında Sözleşme'nin öngördüğü yaptırım adımlarının en hafifini bile atmaktan imtina ediyorlar.

Kendi Anayasa Mahkemesi'nin kararını benzer başka davalarda uygulamayı bile reddeden bir "milli ve yerli yargı" zihniyetinin, görüşmeler devam ediyor bahanesini her defasında ileri sürüp, ipe un sermesini, demokrasinin olmazsa olmaz ilkeleri olan hukukun üstünlüğünün, yargı bağımsızlığının çiğnenmesini başlarını öte yana çevirerek izlemekle yetiniyorlar."

'Türkiye adalet ümidinin mahşere saklandığı bir ülke haline geliyor'

Köşe Yazarı Ahmet Taşgetiren: "Osman Kavala. Türkiye'de son yüzyılda sıklıkla devreye giren "siyasal yargı"nın örnekleri çok görülen sembol kurbanlarından biri haline geldi.

Birilerinin onu "içerde tutma" iradesi, milli ya da uluslararası tüm yargı süreçlerini anlamsız kılabiliyor. Bu da "Adalet er geç gerçekleşir" tarzındaki genel kabulü, ya da yargı alanına giren insanın hayatta iken "Adalet ümidi"ni ortadan kaldırıyor.

Türkiye'de yargı sistemi o kadar çok ömür boyu hapis uygulamasına gidiyor ki, her gün daha çok insanın adalet ümidini "Mahşer"e sakladığı bir ülke haline geliyor.

"Kavala için adalet" ülkenin en acil sorunudur. Tabii "Herkes için adalet" demek istiyorum."

Bilim Akademisi Kurucu Başkanı Prof. Ali Alpar: “Siyasî ve ahlâkî tavırlarımızın doğru ve tutarlı olması için yalandan, büyük yalanları sık sık tekrarlayan propagandadan, 'alternatif gerçeklik'ten etkilenmemek, olayları kanıtlara bakarak ve mantığımızı kullanarak değerlendirmek, bu anlamda titiz ve dürüst davranmaktan vazgeçmemek gerekir.

Osman Kavala işte bunu yaptı.

Osman Kavala her zaman Türkiye Cumhuriyeti'nde eşit haklardan, barışçı çözümlerden yana, şiddete karşıydı.

Evet Osman Kavala mantığa ve kanıtlara göre, vicdanıyla davrandı.

'Dindar' ve kindar bir hüküm giydi.

Bu hükmü verenler hukuk ve mantıkla açıklamaya gerek görmüyorlar.

Ve Osman Kavala hapiste dokuzuncu yılına giriyor. “

openDemocracy Kurucusu Anthony Barnett: “Osman Kavala’nın bitmek bilmeyen hapis süreci, vahim bir güç istismarıdır ve Türkiye’nin itibarında silinmesi zor bir leke bırakmaktadır. Kavala’nın masum olduğunu herkes biliyor. Dolayısıyla varılabilecek tek sonuç, Kavala’nın siyasal saiklerle cezaevinde tutulduğudur.

Peki neden? Barışa ve demokrasiye hayatını adamış; hakikat, adalet ve hakkaniyet için yorulmadan çalışmış; azınlıkların haklarını savunmada önemli roller üstlenmiş; onların topluma tam ve meşru katılımları için çaba göstermiş; malvarlığını uyum içinde yaşayan bir toplumun temelini oluşturacak dürüst ve hakiki bir tarih anlayışını desteklemeye vakfetmiş bir insan… Tüm bu değerlere sahip biri nasıl olur da “cebir ve şiddet kullanarak hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs” gibi akıl dışı bir suçlamayla yargılanır, dahası mahkûm edilir?"

'Kavala'nın serbest bırakılması insan onuruna ve ortak vicdana saygının gereğidir'

Eski TBMM Başkanı ve Eski Adalet Bakanı Cemil Çiçek: "Gerek Adalet Bakanlığım gerek sekiz yıla yakın süren Hükümet Sözcülüğüm ve daha sonra TBMM Başkanlığı görevlerim boyunca bu ve benzeri konularda muhtelif açıklamalar yaptım. Özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarının uygulanması gerekliliği hususunda yaptığım bir açıklama hemen aklıma geliyor.

Bu açıklamamda Abdullah Öcalan’la ilgili AİHM kararı uygulanması en zor karar olduğu hâlde, bu kararın bile uygulandığını belirtmiştim. Bugüne baktığımızda, o açıklamalarıma nazaran yeni bir durum yok. Konu aynı, uygulanacak kurallar aynı, kararı veren mahkemeler aynı… Dolayısıyla yeni bir şey söylemeye gerek yok. Geçmişte ne söylediysem aynı fikirleri taşıyorum."

İstanbul Barosu Başkanı Prof. İbrahim Kaboğlu: “Anayasamızın 19. maddesi, herkesin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını; 90. maddesi ise uluslararası insan hakları sözleşmelerinin iç hukukta bağlayıcılığını açıkça düzenlemektedir. Dolayısıyla İHAM kararlarının uygulanmama ısrarı yalnızca uluslararası yükümlülüklerimizin değil, aynı zamanda anayasal düzenin ve hukukun üstünlüğü ilkesinin de ihlalidir.

Osman Kavala’nın uzun süredir devam eden hapisliği, hukuk devleti normuna, adil yargılanma hakkına ve suçsuz sayılma hakkına gölge düşürmektedir.

Hiçbir hukuk devleti, hiçbir demokratik sistem, vicdana sığmayan ve hukuki dayanağı olmayan böylesi yargı kararlarıyla varlığını sürdüremez.

İHAM kararlarının gecikmeksizin uygulanması, Osman Kavala’nın serbest bırakılması ve Anayasa’ya saygının sağlanması, hukukun üstünlüğüne, insan onuruna ve ortak vicdana saygının bir gereğidir.”

'Bu geri dönmeyecek yılların hesabını kim verecek?'

Orhan Pamuk: “Osman Kavala içeri alınalı sekiz yıl olmuş! Onun uğradığı sınırsız haksızlık ve zulüm ve buna seyirci kalmak bize yalnız Kavala’nın değil hepimizin de onun gibi esir olduğunu hissettiriyor.”

Eski AİHM Yargıcı Rıza Türmen: “Sekiz yıldır Osman Kavala davasıyla yaşıyoruz. Osman’a yapılan büyük haksızlık, hukuksuzluk, vicdansızlık, Kavala davasını bizim yaşantımızın da parçası haline getirdi. Sekiz yılda çok şey öğrendik. Hukuk nasıl siyasallaştırılır, yargının siyasal iktidarın talimatıyla hareket etmesi nasıl sağlanır, AİHM kararları nasıl uygulanmaz, insanlar siyasal iktidar istedi diye hukuka aykırı olarak yıllarca nasıl cezaevinde tutulur, hukuk devleti nasıl rafa kaldırılır, kişiyi kamuoyunda kötülemek için nasıl bir algı operasyonu yürütülür, bunların hepsini öğrendik. Her şeyi biliyoruz.

Ama bilmediklerimiz de var. İktidar çevrelerinin Osman’a karşı duydukları nefretin, öfkenin nedenini bilmiyoruz, anlamıyoruz. Bu sadece Gezi’ye karşı duyulan kin ve nefretten ve Osman’ın Gezi’nin simgesi olarak görülmesinden mi kaynaklanıyor, yoksa bunun ötesinde Osman’a bakınca kendi eksikliklerini gördüklerinden mi, bunu bilmiyoruz.

Ama asıl şunu sormak gerekir: Osman Kavala neden hiçbir suçu olmadan sekiz yıldır cezaevinde? Bu geri dönmeyecek yılların hesabını kim verecek? Bunu da bilmiyoruz."

Tüm destek mesajlarına şuradan ulaşabilirsiniz.

Kaynak:Haber Merkezi

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.