Özgür Özel, Brüksel'de: Biz 1500 odalı saraylara değil demokrasiye talibiz
Kısa Dalga - CHP, ''Millet İradesine Sahip Çıkıyor'' mitinglerini yurt dışında da başlattı. İlk miting bugün Belçika’nın Brüksel kentinde düzenlendi.
Jean Rey Meydanı’ndaki mitingde konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Önce miting yapıyoruz sandılar, toplanırlar dağılırlar dediler, uzun sürmez dediler, yaz gelince ne yapacaklar dediler ama her çarşamba akşamı İstanbul'da bir meydanda, yüz binleri, her hafta sonu Türkiye'nin güzel bir ilinde, doğusunda, batısında, kuzeyinde, güneyinde, çoğunlukla da bir zamanlar AK Parti'nin kalesi denilen yerlerde o şehrin en tarihi, en büyük mitinglerini yaptık. Çünkü yaptığımız şey bir miting değil, bir eylemdi, bir karşı çıkıştı, bir karşı koyuştu" dedi.
"Buraya eylem yapmaya değil, sesimizi duyurmaya, dayanışmaya, sizlerden güç almaya, sizlere umut vermeye geldik" diyen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Buraya gelmeden önce Türkiye'de iktidar sahipleri her zamanki kolaycılıkla, 'Yurt dışına mı gideceksiniz, Türkiye'yi mi şikayet edeceksiniz?' diye bir safsataya sarılmaya başladılar. Birisi birine gammazlanacak, şikayet edilecekse karşı tarafın düşman olması lazım, hasım olması lazım. Biz buraya dertleşmeye, konuşmaya, güç almaya, güç vermeye dosta geldik, dosta sarılmaya geldik, sizlere sarılmaya geldik. Suçsuz yere 207 gündür hapiste bulunan Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'na, Adana gibi başkan Zeydan Karalar'a, Torosların yiğit evladı Muhittin Böcek'e, onların da içerisinde olduğu 16 belediye başkanımıza, yüzlerce siyasetçiye, bürokrata, Türkiye'deki tüm siyasi tutsaklara, Selahattin Demirtaş'a, Figen Yüksekdağ'a, fikrinden, düşüncesinden dolayı içeride kim varsa ona sahip çıkmaya geldik."

"AK Parti iktidarı artık Trump'a çalışmaya başladı"
Özel, şu ifadeleri kullandı:
"Biz içeride de dışarıda da Türkiye'nin menfaatlerini savunmaktan geri durmayız. Türkiye'nin ana muhalefet partisi yurt dışına çıktığımızda Türkiye'nin partisiyiz ama karşımızdaki iktidar sadece kendi menfaatlerini koruyan, kollayan, kendi çıkarı için Türkiye'nin çıkarlarını bir kenara bırakabilen ve bu yüzden de her türlü müzakereyi kendi iktidarını sürdürmek üzere yapan bir iktidardır. Soruyorum: Bu darbe sürecinin milletimize bir faydası var mı? Türkiye'nin demokrasiden kopmasının milletimize bir faydası var mı? Bu yapılanların Türkiye–Avrupa ilişkilerine bir faydası var mı? Ekonomiye faydası var mı? İşsizliğe faydası var mı? Memlekete faydası var mı? Hiçbiri yoksa demek ki Erdoğan yanlış yoldadır, Türkiye'nin menfaatinin karşısındadır; kendi iktidarı için pazarlık halindedir. Türkiye'nin tarafında olan, Türkiye'nin zenginleşmesinde, gençlerinin iş bulmasını isteyen ve Türkiye'nin tarafında olan parti Cumhuriyet Halk Partisi'dir; kurulduğu gün gibi Cumhuriyet Halk Partisi Türkiye'nin birinci partisidir."
"Türkiye'nin çıkarına değil de kendi çıkarlarına çalışan her şey bir yana, yandaşının çıkarına çalışan, sadece zenginlere çalışan AK Parti iktidarı artık Trump'a çalışmaya başladı" diyen Özel, şöyle devam etti:
"Ülkede bulamadığı meşruiyeti, Avrupa'da, dünyada bulamadığı meşruiyeti Beyaz Saray'ın kapılarında, Oval Ofis'lerde arar oldu. Artık milletin desteğini kaybetti; milletin yitirdiği desteğine karşı Trump'a güveniyor. Ülkenin her şeyini pazarlık konusu yaptı: 300 Boeing uçağı da masada, Türkiye'nin pahalıya yakacak gaz alması da masada. Maalesef gelecekteki en büyük zenginliğimiz, dünyada 5. sıradayız, nadir elementlerimiz de Trump ile pazarlık masasında. Oysa ülkeyi kuran parti olarak bakın bize en zor günümüzde, Cumhurbaşkanı adayımız, İstanbul Belediye Başkanı tutuklanmışken ve en zor günlerde Avrupa'nın, dünyanın desteği bekleniyorken, Almanya hükümeti Eurofighter'ları Türkiye'ye vermekten vazgeçti, blokaj koydu. Onlar olsa, AK Parti olsam, mağdur olan kendisi olsa buna çok memnun olur; 'aman vermeyin, der süründürün bunları' der: önce biz kurtulalım sonra Eurofighter gelsin der. Biz ne yaptık? Ekrem İmamoğlu, yattığı hapishaneden, hücreden mesaj yazdı. Ben Şansölye Yardımcısıyla, Savunma Bakanı ile görüştüm. Almanya hükümetine bizzat mesajı ilettik. Bizim yaşadığımız hukuksuzluk ayrı, Türkiye'nin savunma kaygıları ayrı. Eurofighter'ı Türkiye'ye mutlaka verin dedik. Almanya blokajı kaldırdı ve Türkiye Eurofighter alma noktasına geldi. Bir tarafta Türkiye'nin nadir elementlerini Trump'a peşkeş çekenler, bir tarafta kendi canından geçip ülkenin menfaatini düşünenler."

"Demokrasi giderse, sandık giderse her şey felaket olur"
"Biz olduğumuz yerde dimdik duruyoruz. Biz Türkiye ittifakıyız. Türkiye'nin çıkarlarını savunuyoruz" diyen Özel, şöyle devam etti:
"Burada, bu meydanda sadece sosyal demokratlar yok; Allah eksikliklerini göstermesin, muhafazakar demokratlar, milliyetçi demokratlar, Kürt demokratlar, liberal demokratlar omuz omuzadır çünkü demokratlar bilir ki demokrasi varsa her sorun halledilir. Demokrasi giderse, sandık giderse her şey felaket olur. Bunu en iyi bilenler sizlersiniz. Batı sadece bir yön değildir, bir anlayış meselesidir. Batıya gidildikçe saraylar gider; tarihi saraylar vardır, ancak ülke daha mütevazi mekanlarda yönetilir. Konvoylar kısalır, arabalar mütevazileşir, liderler denetim altındadır, mütevazidir; ancak halk zengindir. Oysa bundan uzaklaşınca, otoriterlik artınca saraylar başlar. Bin odalı saraylar, uzun konvoylar. Dünyanın en pahalı makam araçları, uçak filoları... Ancak itibar çoktur, ancak halk fakirdir. Şimdi Erdoğan ve biz iki farklı akımı temsil ediyoruz. Bir yanda uzun konvoyları, bin 500 odalı sarayları, tasarruf etmediği itibarı ve yoksulluk vaat ettiği halkıyla Erdoğan; bir tarafta onun uçan sarayına, en pahalı limuzin Mercedes'lerine değil, ülkenin demokrasisine talip olan bizler varız. Andolsun ki biz kazanacağız, biz kazanacağız, biz kazanacağız."
Kaynak:ANKA
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.
