Yeni e-imza skandalı: Yüzlerce kişinin kimlik bilgisiyle uyuşturucu ticareti

Yeni e-imza skandalı: Yüzlerce kişinin kimlik bilgisiyle uyuşturucu ticareti
İtirafçı sanık, satın aldıkları kimlik numaraları ve doktorlardan çaldıkları e-imza cihazıyla binlerce uyuşturucu hap reçetesi düzenlediklerini, bu hapların üçüncü kişilere ve sokak satıcılarına satıldığını anlattı.

CANAN COŞKUN

Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, doktorların çalınan e-imza cihazlarıyla uyuşturucu etkili ilaçlara kırmızı reçete yazılmasıyla ilgili yürüttüğü soruşturmada yeni ayrıntılar ortaya çıktı. “Uyuşturucu imal ve ticareti” suçlamasıyla açılan ve kapsamı genişleyen davada, etkin pişmanlık yapan bir sanığın ifadesi sistemin nasıl işlediğini gözler önüne serdi.

Soruşturma kapsamında İstanbul, İzmir, Aydın, Antalya, Konya, Muğla ve Ankara’daki bazı devlet ve özel hastanelerde görevli doktorların e-imza cihazlarının çalındığı tespit edildi. Şüpheliler arasında yer alan Eyüp, Ertuğrul, Sergen, Kemal, Tınay Gürgür ve Atakan Lüder, çaldıkları e-imza cihazlarıyla 1006 kişinin T.C. kimlik numaraları üzerine uyuşturucu etkili ilaçlar için kırmızı reçete düzenledi. İddianamede, sahte reçetelerin İstanbul, Ankara, Antalya, İzmir, Kocaeli, Bursa ve Manisa’daki eczanelerden karşılandığı belirtildi. Karşıyaka 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2023’te açılan dava kapsamında sanıklar “uyuşturucu imal ve ticareti” suçlamasıyla yargılanıyor.

23 ayrı suç kaydı var

Dava dosyasında sanıkların suç kayıtları da öne çıkıyor. Eyüp Gürgür’ün, aralarında kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, suç örgütü kurmak ve yönetmek ile uyuşturucu imal ve ticareti suçlarının bulunduğu 23 ayrı suç kaydı bulunuyor. Onu 12 suç kaydıyla Ertuğrul Gürgür, ardından 8 suç kaydıyla Sergen Gürgür ve 7 suç kaydıyla Atakan Lüder izliyor.

“T.C. kimlik numarası satın alıyorlardı”

Dava kapsamında tutuklanan sanıklardan Mehmet Kanat etkin pişmanlıktan yararlandı ve sistemin nasıl çalıştığıyla ilgili bilgiler verdi. Kanat, şunları anlattı:

“Bildiğim kadarıyla Sergen ve Ertuğrul (Gürgür) İzmir Gültepe'de oturan ismi Muharrem ya da Muhammet olan bir şahıstan T.C. kimlik numarası satın alıyorlardı. Ardından çalınan e-imzalarla bu kimlik numaraları üzerine reçete yazıyorlardı. Bahsettiğim bu kişiyi teşhis edemem çünkü hiç görmedim ve tanımıyorum. Sinan İşlek isimli şahıs İzmir Konak'ta oturur ve şüpheliler Sergen, Ertuğrul ve Atakan'a reçetem sistemini öğretti, ayrıca 2021 veya 2022'de gerçekleşen bu hırsızlık eyleminde TC kimlik numaralarını o sağlamıştı. İlaçlar yazıldıktan sonra rastgele internetten yakınlarda bulunan eczaneleri araştırıyorduk. Ardından buralarla irtibata geçerek reçete yazdığımız ilaçların eczanede mevcut olup olmadığını telefonla öğrenmeye çalışıyorduk. İlaçları eczanelerden aldıktan sonra satıyorduk. Bazen ilaç alan kişilere reçeteyi satıyorduk, e-reçete numarasını ve kimlik numarasını söyleyip bu şekilde satış yapıyorduk. Bazen ise eczaneden giderek aldığımız ilaçları doğrudan satıyorduk.”

Hapların satış ve dağıtım sistemi

“İstanbul Esenler'de bulunan Karabayır Mahallesi’nde yazın polislerin yaptığı operasyonla Bahri Solak isimli bir şahsın evinde 150 kutu bu ilaçlardan ele geçirilmişti. İlaçları Bahri'ye Sergen ve Ertuğrul satmıştı. Bahri Solak satıcıydı ve çok kere ilaç satın aldı. Gaziosmanpaşa'da oturan ve bizden ilaç alan 'Cins Ozan’ lakaplı şahıs bu ilaçları satıyordu. Bizlerden defalarca ilaç alan Hüseyin Coşkun bu ilaçları satıyordu. Ayrıca Hüseyin'in arkadaşı İsmail isimli bir şahıs da yine bizden defalarca satmak için hap satın aldı. Yine İzmir’de bulunan çok satıcıya ilaç sattık, ancak bu kişilerin kimlik olduğunu bilmiyorum. İlaçları alacak olan kişileri çoğu zaman Eyüp (Gürgür) kendi bağlantıları ile buluyordu, bunlara kargo yapılmasını bile kendisi organize ediyordu. Ayrıca Zeynep Erdoğmuş Şası isimli bir kadın bizden satmak için hap almak istedi. Ben ve Sergen ilk başta kabul etmiştik ancak bu kadının kristal madde sattığını öğrenince kendisine hap satmaktan vazgeçtik, yani bizden hiç hap almadı.”

“Para karşılığı ilaç yazan doktorlar vardı”

İlaç yazan doktorlarla ilgili olarak şunu belirtmek isterim: Sergen Gürgür'ün İstanbul’da bulunan Beylikdüzü Devlet Hastanesinde çalışan Aydın Kocaoğlu veya Aydın Ağaoğlu isimli bir doktora 2021 ve 2022'de 100-200 kutusu yaklaşık 30,000 TL ye bu ilaçları yazdırdığını biliyorum. Doktor bey üçüncü kişiler adına bu şekilde para karşılığı çok defa ve her defasında yüklü miktarda ilaç yazdı. Ayrıca İzmir’de de Güzelbahçe taraflarında bu şekilde para karşılığında ilaç yazdırdıkları doktorlar vardı ancak bu doktorları tanımıyorum.”

“Hüseyin Coşkun bizlerden satın aldığı uyuşturucu hapları başka şahıslara satıyordu. Hüseyin bildiğim kadarı ile aldığı ilaçlar için Sergen'in, Eyüp'ün ve Atakan'ın hesabına 8 kutu karşılığı 2500 TL gönderiyordu. Hüseyin her defasında toplu alış yapıyordu. Ya bizim eczanelerden aldığımız ilaçları kendisine kargo ile yolluyorduk ya da reçete bilgilerini satıyorduk ve bizzat gidip eczanelerden kendisi alıyordu. Ben Hüseyin'e Ankara'dayken bir kere uyuşturucu ilaç kargoladım.”

Kimlik numaralarını telefonda aldı

Bir başka tutuklu sanık Recep Kuyubaşı ise Antalya’da devlet hastanesinden e-imza cihazı çaldıklarını anlattı: “Doktor benimle ilgilenirken Tınay Gürgür bilgisayara takılı olan e-imzayı aldı. Sonrasında hastane dışında bir taksiye bindik ve Konya merkeze doğru hareket ettik. Taksideyken Tınay Gürgür kendisine ait bilgisayarını açarak kendi telefonuyla bir şahsı aradı. Konuşmalarda karşıdaki şahsın verdiği T.C. kimlik numaraları ve isimleri yanında bulunan bilgisayara yazarak ilaçları yazmaya başladı.”

Emniyet, telefonun ucundaki kişiyi bulmaya çalıştı ancak görüşmenin GSM hattı üzerinden yapılmadığını tespit edince, kimlik numaralarının elden ele nasıl dolaştığı üzerinde çalışma yapamadı.

Uyuşturucu haplarla yakalanan şüpheli serbest bırakılmış

Mehmet Kanat’ın ifşa ettiği Hüseyin Coşkun da sonradan etkin pişmanlıktan yararlandı. Coşkun, Coşkun kargoyla 448 adet Lyrica isimli uyuşturucu özelliği olan ilacın yollanması olayında alıcı olduğu için yakalanmıştı. 17 Eylül 2023’te İstanbul Anadolu Adliyesi’ne sevk edilmiş ve İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimi tarafından yurtdışı çıkış yasağı ve üç ay boyunca karakola imza verme şartıyla konularak serbest bırakılmıştı. İfadesinde, kutunun içindekilerin uyuşturucu hap olduğunu bilmediğini, kurye olduğunu, kutuyu Mehmet Kanat’a götüreceğini söylemişti.

500 binden fazla hap yazıldı, 300 bini şüphelilerin eline geçti

2023’te yapılan operasyona ilişkin hakimliklerin arama ve el koyma kararlarında, çalınan e-imza cihazlarıyla 1301 kırmızı reçete düzenlendiği tespit edildi. Bu reçetelere bağlı olarak toplam 500 binden fazla uyuşturucu etkili Lyrica veya benzeri sentetik ilaç yazıldı. İlaçların 300 binden fazlası Antalya, İzmir, Bursa, Kocaeli, Manisa ve İstanbul’daki eczanelerden temin edilerek şüphelilerin eline geçti. Geri kalanların satışına savcılık müdahale ederek engel oldu.

Savcılık, şüphelilerin reçeteleri karşıladığı eczanelerin bulunduğu illerin sosyal güvenlik şube müdürlüklerine yazı yollayarak zararın tespiti için bilgi aldı. Müdürlükler, kuruma zarar oluşmadığını bildirdi. Dava dosyasına giren eczacı Aydanur Sirikaya’nın raporunda ise, İzmir’de karşılanan ilaç reçetelerinin Medula eczane sisteminde görünmediği, hastaların ilgili tarihlerde muayene kaydı olmadığı, reçetelerin kuruma fatura edilmediği belirtildi.

Bu dava, sonucundan bağımsız olarak, kişisel kimlik bilgilerinin devlet koruması altında olması gerekirken nasıl uyuşturucu çetelerinin eline geçtiğini ve bu zaafın organize suçlara nasıl fırsat verdiğini gösteren önemli bir örnek teşkil ediyor.

Kaynak:Haber Merkezi

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.