'Hırsız AKP' demek suç mu?
TUGAY BEK
Bilindiği üzere DEM Partili Van Bahçesaray Belediyesi’ne geçtiğimiz 29 Kasım da kayyum atanmıştı. Bu olaya ilişkin Duvar’da çıkan haberi sosyal medya hesabımdan “Hırsız AKP, istediğini alabilmek için rehine olarak gördüğü belediyelere kayyum atıyor.” Yorumu ile paylaşmıştım.
Herhangi bir şikayet ve ihbar olmaksızın Adana Emniyeti Siber Suçlar Müdürlüğü sanal devriye ekibi, kendisine iş edinip bu paylaşımın peşine düşmüş. Adana Cumhuriyet Savcılığı da “Halkı kin ve düşmanlığa sevk ve aşağılama suçundan” hakkımda soruşturma başlattı.
Burada paylaşımdan rahatsız olan emniyet içindeki AKP kadrolarının, suçu vasıflandırırken çok zorlandıkları anlaşılıyor. Bir dönem yargı ve polis içinde yuvalanması için iktidar tarafından önü açılmış olan Fetullahcı kadroların, toplumu ve siyaseti dizayn etmek için yargının bir silah olarak kullanılması ve komplo soruşturmalar konusunda, hali hazırdakilere göre çok daha becerikli olduğu hususunda haklarını teslim etmek gerekir.
TCK 216 “Halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik ve aşağılamayı” cezalandırmaktadır. Görüldüğü gibi bu suçun kanundaki tanımı yoruma yer bırakmayacak ölçüde net bir şekilde yapılmıştır. Bir siyasi partiye yönelik sözlerin bu kapsamda değerlendirilmesi öngörülmüş olsaydı, kanuna bununda eklenmesi beklenirdi. Anlaşılan o ki soruşturma savcısı ve polis, bizati halkın kendisi olarak gördüğü AKP’ye hırsız denmesini suç olarak değerlendirmiş.
Bu durumda AKP Genel Başkanı ve yöneticilerinin, muhalefeti, aydınları, kadınları hedef alan mesnetsiz, kara çalma ve ağza alınmayacak hakaretler de aynı suç kapsamında değerlendirilecek mi?
Kayyum, siyasi hırsızlıktır.
AKP’nin çoğunluğun oyunu alıp, seçimi kazanamadığında, bir bahane bulup, halkın iradesini hiçe sayarak belediyeleri gasp etmesi, bir tür siyasi hırsızlık olup, demokrasinin esasına ve hukukun temel prensiplerine aykırıdır. Bu hukuksuzluğa, anayasal bir demokraside yargının dur demesi beklenirken, bizde tam tersi oluyor. Kayyum uygulamasını eleştiren, itiraz eden yurttaşlara yargı sopası sallanıyor.
Kayyum uygulaması, halk desteğinin erimesinin önüne geçemeyen, giderek kan kaybeden ve zorbalıkla ülkeyi yöneteceğini düşünen AKP’nin demokrasiye yaptığı bir tür darbedir. Cuntacı yönetimlerle, halkın iradesinin gasp edilmesine itiraz etmek ise bir yurttaş olarak en temel Anayasal hakkımızdır.
AYM’ye göre 'Hırsız AKP' sloganı suç değil
2014 yerel seçimleri öncesi AKP’ninEdirne’de düzenleyeceği miting öncesi ÖDP il örgünün bulunduğu binaya “Katil Hırsız AKP” pankartı asılmıştı. Polis parti binasının kapılarını kırarak içeri girip içerde bulunanları darp edip pankartı indirmişti. Anayasa Mahkemesi (AYM) 2020 yılında vermiş olduğu kararda “Hırsız Katil AKP” sloganını ifade özgürlüğü olarak değerlendirip hak ihlali kararı verdi.
AYM kararında “Olayların meydana gelmesinin esas nedeni olan pankartta, iktidarda bulunan AK Parti’ye yönelik değer yargısı niteliğinde iki sert ifade yer almaktadır. Bunlardan "hırsız" ifadesi iktidar partisinin yolsuzluklara bulaştığını ima etmekte, “katil” ifadesi ise PKK terör örgütü ile mücadele kapsamında uygulanan güvenlik politikalarından duyulan memnuniyetsizliği yansıtmaktadır. Bireylerin veya grupların ekonomiyi düzenleyici mekanizmaların iyi işlemediğinden rant ve yolsuzluk iddialarına kadar bir dizi rahatsızlıklarını yüksek sesle dillendirmeleri, ayrıca hükûmetin hesap vermesini ve yönetimin saydam olmasını istemeleri ancak düşüncelerin herhangi bir engelle karşılaşmadan açıklanabildiği demokratik rejimlerde mümkündür” denilmişti.
AYM örnek kararları ve yasa hükümlerine rağmen “Hırsız AKP” sözünün Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma konusu yapılması ifade hürriyetinde yaşanan geriyi gidişi gösteriyor.
Huylu huyundan vazgeçmiyor
İBB Başkanı İmamoğlu’nun uydurma boş iddialarla tutuklanıp görevden alınması da darbeci siyasal anlayışın son oyunudur. Halkın iradesinin bu şekilde gasp edilmek istenmesine karşı, başta üniversite gençliği olmak üzere milyonlarca yurttaş demokrasi ve hukuka sahip çıkması ile AKP kayyum planından vaz geçmek zorunda kaldı. İktidar, yüzlerce genci hapislere atarak topluma gözdağı vermeye çalışmıştır.
Halkın iradesini yok sayarak kayyumlar ve tutuklamalarla belediye başkanlıklarını gasp eden AKP yönetimi, kendilerine “hırsız” denmesinden alınganlık gösterebilir. Ancak, hukuku ve Anayasa’yı korumak için yemin etmiş olan cumhuriyet savcılarının AKP’yi savunmayı görev olarak görmesi yargının içine düştüğü halin en açık göstergesidir.
İBB’ye yönelik yargı kumpası sonucu hızla ülke çapına yayılan eylemlerde öne çıkan sloganlardan biri de “Korkmuyoruz, Susmuyoruz, İtaat Etmiyoruz” olmuştu. Halkın iradesini hiçe sayıp belediyeleri gasp eden AKP’nin, yargı eliyle ile bizleri ıslah etme planına karşı Can Baba’yı yâd edip “Hırsıza hırsız” demeye devam edeceğiz.
Kaynak:Haber Merkezi
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.