Barış Çavuşoğlu ile “Evim Yuva” sergisi üzerine: Bir ev olsaydım...
HALE GÖNÜLTAŞ
Kısa Dalga - Eserleri uluslararası alanda ses getiren sanatçı Barış Çavuşoğlu’nun “Evim Yuva” başlıklı sergisi İMÇ’de kurduğu bağımsız sanat alanı BENTA’da açıldı. Barış Çavuşoğlu sergisinde “ev-yuva ve aidiyet” kavramlarını endüstriyel tasarımın görsel dilinden yararlanarak aktarıyor. Çavuşoğlu evi, yalnızca bir barınak ya da koruma alanı değil, aynı zamanda duygusal, işlevsel ve teknolojik bir sistem olarak ele alıyor. Çavuşoğlu “İzleyicinin duygusal ve mekanik unsurlar arasındaki kavramsal ilişkiden yola çıkarak bir bağ kurabileceğine inanıyorum” diyor.
Barış Çavuşoğlu zihnini uzun süredir “eğer ben bir ev olsaydım acaba nasıl bir ev olurdum?” sorusunun meşgul ettiğini söylüyor. Biz de kendisine sanatçının zihnini meşgul eden soruyu yöneltiyoruz. Genç sanatçının verdiği yanıt bir hayli çarpıcı: “Ben bir ev olsam, insanları bir ana rahmi sıcaklığı ile sarıp sarmalar, korur, kucaklardım. Bu evin alçı kaplı duvarlarından geçen kablolara sırlar fısıldar, dış dünyadan gelen iletimlerin kaotik hikâyelerinden içimde yaşayan insanları korurdum. Tüm derdim onlar için acı vermeyen bir alan yaratmak olurdu. Söz gelimi, modemin hiç takılmadığından, ocağın üzerindeki çaydanlığın asla soğumadığından her daim emin olurdum. Kötü enerjileri dışarıda tutar, güneş ışığını kocaman kocaman içeri alırdım. Pencerelerimden parlak bir dünyaya bakmak, şarkı söylemek, dans etmek, dışardaki her şeye karşı pervasız olmak isterdim.”
Sevgi dolu bir ev tasviri
Çavuşoğlu üretim sürecinde duyumsadıklarını şöyle anlatıyor: “Sergi, çocukluğumun geçtiği ve mekanik ama sevgi dolu düzeniyle aklımda kalan evi konu alıyor ve iki ana bölümden oluşan bir yerleştirme içeriyor: İçeride, endüstriyel bir robot kolunun düğmelere bastığı bir sistem ve çitlerle çevrelenmiş bir "iç mekân"; dışarıda ise iki heykel yer alıyor. Aynı zamanda da, içerde kurulan sahte güvenlik hissiyle dış dünyanın gerçekliği arasındaki çatışmayı sorguluyorlar.”
Mühendis ebeveynlerle büyüyen Çavuşoğlu, çocukluğundan itibaren tornalar, frezeler, matkaplar, CNC tezgahlar ve endüstriyel robotlarla iç içe olduğunu söylüyor. Sergisinde de sahne düzenlemesi, 90’ların banliyö yaşamına mekanik bir bakış sunuyor. Bir kontrol ünitesinin çevresinde konumlanmış bir robot kol aracılığıyla iş ve bakımın nostaljik bir portresi. Bu kol, sadece iki basit hareketi gerçekleştirebiliyor; düğmelere basmak ve saç taramak. Banliyö evlerinin ahşap çitlerini andıracak şekilde tasarlanmış, bulanıklaştırılmış cam bölme ile çevrelenen bu sahnede, iç mekânın güvenliği ve huzuru ile sığınağın ötesindeki bilinmez arasında belirgin bir ayrım var. Bu ayrım da sahte bir güvenlik hissi uyandırıyor; içsel gerçekliği sorguluyor ve dolayısıyla varlığın kendisini bulanıklaştırıyor.
“Üretimsel anlamda yeni bir aşama kaydetmek istedim"
Barış Çavuşoğlu’na kulak verelim: “Duygusal ve teknolojik öğeler arasında kurduğum bağlantının sadeliği çocuksu geliyor. Tıpkı hatasız çalışan endüstriyel robotlar gibi, ‘sağlıklı’ aileler, toplumlar ve yaşamlar da tanımlı, olması gerektiği gibi, ama aynı zamanda tekdüze, gerçeklikten bir nebze uzak ve donuk hissettirebiliyor Bu çocuksu benzetmeye sadık kalarak, tanımlı küçük bir zemin üzerinde, bu tekdüzeliğin içinden sivrilebilecek bir yapıt oluşturmaya çalışıyorum.
Eklemek isterim ki, geçmişime ve çocukluğuma dair anlatmak istediğim hikâyenin yanı sıra, bu sergi ile üretimsel anlamda da yeni bir aşama kaydetmek istedim. Bu nedenle, izleyicinin duygusal ve mekanik unsurlar arasındaki kavramsal ilişkiden yola çıkarak bir bağ kurabileceğine inanıyorum. Ancak herhangi bir bağ kurulmadan yalnızca tasarımsal ve mühendislik yönlerinin incelenmesi ve geleceğin üreticilerine örnek olabilmesi de benim için fazlasıyla yeterli.”
Barış Çavuşoğlu kimdir?
Barış Çavuşoğlu (d. 1994), İstanbul merkezli çalışan bir sanatçıdır. Animasyon, heykel ve yerleştirme pratiğinde grotesk estetik, absürt mizah ve dijital çağın çarpıtılmış imgeleri iç içe geçer. Kendi bedeninden, şehirden, medyadan ve makinelerden beslenen işler üretir; anlatıları çoğunlukla parçalı, zaman algısı ise bozuktur.
Sanat yolculuğu Londra’da görsel efekt eğitimi ile başlayan Çavuşoğlu, bilgisayar bilimi ve oyun teknolojisi alanındaki lisans eğitiminin ardından Berlin’de bir sanat kolektifi bünyesinde çalıştı. 2019’da Los Angeles’a taşınarak California Institute of the Arts’ta Deneysel Animasyon yüksek lisansına başladı. Bu dönemde geliştirdiği animasyon işleri, başta ABD olmak üzere çeşitli uluslararası festival ve gösterimlerde yer aldı. Aynı süreçte Adult Swim için bağımsız animasyon yönetmeni olarak projeler üretti.
2022’de Türkiye’ye dönen sanatçı, üretimini hem bireysel hem de kolektif olarak sürdürüyor. 2024 yılında İstanbul, İMÇ’de kurduğu bağımsız sanat alanı BENTA, aynı zamanda bir sergi mekânı, stüdyo ve düşünsel üretim alanı olarak faaliyet gösteriyor.
Çavuşoğlu'nun güncel kişisel sergisi evim yuva, 25 Nisan – 15 Haziran 2025 tarihleri arasında BENTA’da izleyiciyle buluşuyor. “evim yuva”, sanatçının teknolojik araçlarla kurduğu kişisel ilişkiler kadar, insan sonrası dünyaya dair sezgisel bir anlatı da inşa ediyor.
Sergi Video Linki burada
Fotoğraf Linki de burada
Kaynak:Haber Merkezi
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.