Garson dansı turizmi ikiye böldü: Arz-talep meselesi mi, Sarah ve Musa vakası mı?

Garson dansı turizmi ikiye böldü: Arz-talep meselesi mi, Sarah ve Musa vakası mı?
Marmaris gibi turistik yerlerdeki yarı çıplak danslar, turizmcileri ikiye böldü. Kimi az turist yüksek maliyet nedeniyle turist çekmeye çalışıyor kimi de AB vatandaşlığı kovalıyor.

Kısa Dalga - Türkiye’nin en gözde tatil destinasyonlarında turistlere yapılan eğlence ve dans gösterileri, sosyal medyada yayılıp gündem olunca, yeni bir tartışmanın kapısı aralandı.

Marmaris, Kuşadası gibi turistik tatil beldelerinin çarşılarında, gece kulüplerinde, plajlarında, Ege ve Akdeniz’deki bazı otel ve işletmelerde, garsonların yarı çıplak dans görüntüleri, kamuoyunda çok konuşuldu.

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “Asla kabul edilemez” dediği görüntülerle ilgili haberlerden sonra Muğla, Antalya, Aydın ve Balıkesir valileri, İçişleri Bakan Yardımcısı ve eski Antalya Valisi Münir Karaloğlu başkanlığında toplandı. Denetimler sonucunda 14 işletmeye kapatma cezası verildi. Konuyla ilgili belediyeler de harekete geçti. Birçok turistik bölgede gece saatlerinde yapılan kontrollerde, kafe, restoran ve eğlence mekanlarında yüksek ses, kapanış saatine uyulmaması, hanutçuluk gibi ihlaller tespit edildi ve işletmelere idari para cezaları uygulandı.

Tartışılan görüntüler şu soruları beraberinde getirdi: Türkiye’de turizm böyle mi yapılıyor? Turizm sektörünün içinde bir seks turizmi mi büyüyor? Turistlerin önünde yarı çıplak dans eden bu adamlar bir anda nereden çıktı?

Turizmde eğlence anlayışı ve nedenleri üzerinden başlayan tartışma, sektörü ikiye böldü. Kimine göre bu bir arz-talep meselesi. Bu yüzden turizm destinasyonlarında oldukça yaygın ve talep sürdüğü müddetçe bunlar da olacak. Turizm dünyasının bir bölümü de garsonların yaptığı bu yarı çıplak dansın ülke imajına darbe vurduğunu söylüyor. Onlara göre, sosyal medya kanalıyla yayılan bu görüntüler, çirkin ve kabul edilemez.

Benzer gösterilere sahil bandındaki birçok beldede rastlanabileceğine ilişkin görüşler, bir soruyu daha gündeme getirdi. Madem yaygın, neden şimdi gündem oldu? Bu konuda da sektörde farklı görüşler var. Bazı sektör temsilcileri, bu sene çevre ülkelerdeki savaşların etkisiyle Rusya, İran ve Almanya pazarlarından Türkiye’ye turist akışının ciddi düzeyde azaldığına vurgu yapıyor. Onlara göre bu garip şovlar, ayakta kalmaya çalışan işletmelerin müşteri çekme politikası olarak önceki yıllara göre çok daha ulu orta sergilenir hale geldi. Bu şovları turist tavlayarak yurtdışına kapak atmaya çalışan çaresiz gençlerin çabası olarak değerlendiren de var. Bazılarına göre ise bu, turistik yerlerde alışıldık bir görüntü ama sosyal medya üzerinden yayılınca infial yarattı.

Görüntülerin yayılması üzerine 90'lı yıllara damgasını vuran İngiliz Sarah ve Maraşlı Musa "aşkı" akıllara geldi. 1997 yılında Sarah 13 yaşında Alanya'da tatildeyken o sırada 18 yaşındaki garson Musa ile tanışıp ailelerin tüm itirazlarına rağmen dini nikahla evlenmesi, medyanın gündemine oturmuştu. Sarah ile Musa'nın birlikteliği Sarah'ın yaşının küçük olması nedeniyle bekledikleri gibi gitmese de turistik yerlerdeki garsonların benzer bir hikaye peşinde olup olmadığı da tartışma konusu oldu.

sarah-musa.jpeg
İngiliz Sarah ve Maraşlı Musa aşkı, 90'lı yıllara damga vurdu.

Bir turist çekme yarışı

Turizm sektörünün tecrübeli isimlerinden, eski Turizm Bakanı Bahattin Yücel’e göre, bu tarz vahşi turizm yöntemleri sektörü tahrip ediyor. Turizm operasyonlarına, profesyonel acenteciliğe ve otelciliğe zarar veren bu görüntüler, Türkiye algısı üzerinde kalıcı hasarlar bırakıyor.

Görüntüleri çok çirkin bulduğunun altını çizen Yücel, bu tür agresif bir turizm anlayışının, Türkiye’de uygulanan turizm politikalarının bir sonucu olduğunu düşünüyor. Turist çekmek için yapılan şovların Türkiye algısını ciddi anlamda bozduğunu belirten Yücel, “Aslında görmeye aşina olduğumuz, sahil hattı üzerinde turistik bölgelerde yaşayan insanların çok rahatsız olduğu, değişsin istediği bir durum bu. Amerikalıların meşhur direk dansı var, bu da erkeklerin direk dansı herhalde. Ama birdenbire nasıl böyle gündeme geldi şaşırtıcı. Sanıyorum sosyal medyanın etkisiyle bu kadar gündeme geldi. Turizmde bu tür turist çekme yarışları son bulsun istiyoruz, ama uygulanan ekonomik politika, turizmde düze çıkmamıza uygun değil maalesef. Bozuk bir sistemin içinde ayakta durmaya çalışan işletmeciler, daha çok turist çekme yarışına giriyor” dedi.

Kurtuluş gibi görüyorlar

Daha ucuz emek ve kayıt dışılıktan yararlanmak isteyen işletmecilerin Orta Asya’daki Türk topluluklarından personel getirdiğini söyleyen Yücel’e göre kuralsızlık ve lakayt görüntüler hep o kayıt dışılıktan kaynaklanıyor.

Göçmenler karın tokluğuna kaçak çalıştırılırken, ülke gençliğinin de birçok sebeple gelecekten umudunu kestiğine dikkat çeken Yücel, durumu şöyle anlattı: “Son zamanlarda bunu sık duyuyoruz. Üniversite sınavlarından sonra 16-17 yaşlarında bir delikanlı, ‘Bu soruları hazırlayanların Allah cezasını versin. Ben de kurtuluşu bir yaşlı Alman kadın bulup kapağı Almanya’ya atmakta görüyorum’ dedi. Çok üzücü bir şeydi. Beni çok yaraladı. Evlenip kapağı Avrupa’ya atmak diye bir şey var sıkça dillendirilen. İngiltere’de çok var böyle bu delikanlılarla evlenip oraya götüren. Turistik eğlence mekanlarındaki motivasyon da biraz buna benzer gibi görünüyor. Bunun başlıca sebepleri var. İşletmeler sezonluk biliyorsunuz, verimlikleri düşük. İkincisi ekonomimiz kayıt dışı.”

recep-yavuz-1.jpg
Recep Yavuz

Bu gösteriler aslında yaygın

Marmaris’teki dans görüntülerine bizzat tanık olduğunu aktaran NBK Touristik Genel Müdürü Recep Yavuz, izlenimlerini şöyle aktardı: “Bir bara maç seyretmeye gitmiştim. Kafasında bira şişesiyle barın üstünde dans eden adam, aşağıda iki İngiliz kadın turist, garip gelmişti, rahatsız olup kalkmıştım. ‘Acaba turistler bundan hoşlanıyor mu?’ diye de düşünmüştüm. Sonra bu olaylar patlak verdi. Bir iki kişi çekmiş yayınladı. Yayıldıkça tartışma büyüdü. Tabii doğru değil, eğlencenin ayarı çok kaçmış ama aslında gece kulüplerinde, diskolarda, eğlence mekanlarında dans yeni bir şey değil, hatta yaygındır. Dans edenlerin erkek olması ve şovların tuhaflık seviyesi rahatsız etmiş olabilir. Bizim ahlaki değerlerimize ters düştüğü için, biraz yadsıdığımız için, ucuz geldiği için çok tepki verdik.”

Sahnede sanatçılar olsun

Görüntülerin estetikten yoksun olması sebebiyle tepki çektiğini belirten Yavuz, “Dans mı? Dans değil. Sanat mı? Sanat da değil. Erotik desen erotik de değil. Ne olduğu belirsiz, vıcık vıcık bir görüntüydü. Peki biz bu muyuz? Değiliz tabii. Bunu isteyen varsa gitsin, seyretmek istiyorsa seyretsin fakat Marmaris bundan ibaret değil. Böyle şeyler sadece Türkiye’de yok, birçok ülkede benzerleri var. Talep varsa arz olur. Seyretmek isteyen seyreder. Bu sene savaşların etkisiyle ana pazarlarımızdaki turist sayılarında düşme var. Ayakta kalmaya çalışan işletmeler, canhıraş bir şekilde turist çekmeye çalışıyor. Bu görüntülerin sokağa kadar uzanması bundandır. Çıkan haberlerden sonra bir duyarlılık oluştu. Bu işin suyunu çıkaran işletmelerin bir kısmı kapatıldı. Bundan sonra işletmeler turist çekmek için bar tezgahına garson çıkarmak yerine sanatçılarla, dansçılarla anlaşırlar. Sahnede şarkılar söylenir, dans gösterileri yapılır. Hayranlıkla izleriz” ifadelerini kullandı.

Bozulan ekonomide çıkış yolu

Türkiye’de, Avrupalı turist kadınlarla evlenip gitmek niyetinde geniş bir kitlenin olduğunu hatırlatan Recep Yavuz, “Bu çaba bir zamanların medyatik Sarah ile Musa aşkına benzetiliyor. Turizmde ‘Kimi kafalarım da benle evlenir, İngiltere’ye, Avrupa’ya giderim’ beklentisi içinde olanlar var. Bu belki şu anda turizm çalışanları arasında yaygın bir hedef olabilir. Bunu, Türkiye’nin bozulan ekonomik koşullarda hayatta kalmak için çare arayan insanların çırpınışı olarak tanımlayabiliriz. Kimi dikkat çeken şovlarla işletmesini ayakta tutmaya çalışıyor, kimi de bir turistle tanışsam, çekip gitsem, sefaletten kurtulsam diyor. Yani böyle bireysel motivasyonlar da var. Bu insanların çoğu, hayattan umduklarını bulamamışlar, hiçbir şey olamamışlar. Bu bir çıkış yolu. Buna kızalım, ama durumu anlayalım” diye konuştu.

Yabancı medyada iyi haberler

Antalya Kent Konseyi Turizm Çalışma Grubu’nun başkanlığını da yapan Yavuz, turistik beldelerde kızılacak uzun bir liste olduğunu, listenin dondurmacıdan, çakma ürün satan esnafa, hanutçuya, taksiciye kadar uzandığını vurguladı. Yavuz, şöyle konuştu:

“Yine de Türkiye turizmini bunlarla özdeşleştirmek haksızlık olur. Yurt dışı yayınlar güzel şeyler de yazıyor. Geçenlerde Avusturya’da yayımlanan bir gazetede bizim için övgü dolu sözler vardı. Muğla’ya tatile gelen 2 bin 500 turistle sohbet edilmiş. Dalyan’a gidip kaplumbağa görmüşler, Datça’ya gidip bademli kurabiye yemişler, Marmaris’te tekne tur yapmışlar, harika koylarda yüzmüşler. Seneye tekrar geleceklerini söylüyorlar. Benzer bir örneğe de bir emekli turist kafilesinde şahit oldum. 20 yaşlarında Ferdi adında bir garsonu sarılıp öpüyorlardı. O kadar sevmişler ki garsonu, neredeyse omuzlarına almışlar. Çocuğa ne olduğunu sordum, ‘Her akşam geliyorlardı, iyi akşamlar diye karşılıyordum, yemeklerini alıyorlardı, içkilerini getiriyordum. Beni alkışlıyorlardı her akşam. Sonra giderken bana zarf içinde bahşiş verdiler, mektup yazdılar’ diye anlattı. Aslında böyle örnekler çok. Gelen turistlerin çoğu buradan çok güzel duygularla ayrılıyor. Bu kültürü de insanın sıcaklığını da seviyorlar. Bizde insan faktörü turisti sürükleyen en önemli konu. Kötü örneği görmezden gelmeyelim; ama değerlendirirken gerçekçi olalım. Suriye, İran, Irak, İsrail, Rusya, Ukrayna, her tarafımız ateş çemberiyken bir bizde mi var güneş? Buna rağmen geliyorlarsa turizmde fena değiliz demektir.”

mehmet-gem-3-1.jpg
Mehmet Gem

Santorini'de de var, Kanarya Adaları'nda da

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Bölge Temsil Kurulu Başkan Yardımcısı ve Seyahat Acentaları Yöneticileri Derneği (SAYD) Başkanı Mehmet Gem ise şunları söyledi: “Marmaris'teki gündeme gelen görüntüler çok tartışıldı. Bizim de turizmciler olarak onaylayabileceğimiz veya tasvip edebileceğimiz görüntüler değil bunlar. Ama bundan önce de yok muydu sanki? Dar bir çevrede, belirli mekanlarda bu tür şovlar yapılıyordu. Bunun her zaman alıcısı vardı. Dünyada her yerde var bu. Mikonos'ta da var, Kanarya Adaları'nda var, Santorini'de var. Ama bu sene Türkiye’de işletmeler müşteri azlığı nedeniyle bu şovları ayyuka çıkardılar. Şuna döndü iş. Dikkat çeksin diye şehrin ortasındaki mekanlarda, çoluk çocuğun gezdiği yerlerde dahi bu tip şovları görmeye başladık. Rahatsız edici hale gelince tepki çekti. Türkiye turizmi hakkında deformasyon, dezenformasyon yapılacak noktalara ulaştı.”

Turist azaldı, şovlar şaklabanlığa kaydı

Gem, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kültür ve turizm politikamızı güncellemediğimiz sürece ve Türkiye’ye gelen tatilci profilini değiştirmediğimiz sürece bunlar yaşanacak. Örnek veriyorum Side'ye, Alanya'ya, Kundu’ya gidin. İmitasyon ürünler satan bir çarşının içerisinde birbirine benzer yüzlerce mağaza var. Yani kültürümüzü koymuyoruz o çarşılara. Aynı şey eğlence mekanları ve gece kulüplerinde de var. Bu sene turist az diye işletmeler sıkıntıda. Savaş nedeniyle 1.5 milyon civarı turist gelen İran pazarı devre dışı kaldı. Rus pazarında yüzde 15 civarı düşüş var. Almanlarda da yüzde 30 düşüş var. İngilizlerde ve bazı Avrupa pazarlarda artışlar yaşandı ama bu artışlar düşüşleri karşılamıyor. Turizmde işlerin ‘şov business’a dönmesi bu yüzden. Müşteri olmayınca işletmeler şaklabanlığa döndürdü şovları.”

Kaynak:Haber Merkezi

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.