Meral Danış Beştaş: Kürt kültürüne müdahaleler sistematik baskıdır

Meral Danış Beştaş: Kürt kültürüne müdahaleler sistematik baskıdır
DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş'la son dönemde yaşanan halay gözaltıları, uyarı yazıları ve doğu illerinde artan baskıları konuştuk.

Kısa Dalga- DEM Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş Kısa Dalga' dan Berna Can'ın sorularını yanıtladı. Beştaş, son dönemde yaşanan halay çekenlerin gözaltına alınması, Kürtçe trafik uyarı yazılarının silinmesi ve kayyım tehditleri gibi olayların altında yatan sebeplerin 'daha derin siyasi planların parçası' olduğunu belirtti.

'Toplumsal barışa zarar veriyorlar'

Kürt toplumuna yönelik bu tür baskıların, aslında yıllardır süregelen bir asimilasyon politikasının devamı olduğunu ifade eden Beştaş, toplumun özel hayatına yapılan müdahalelerin giderek arttığını dile getirdi. Beştaş, "Neticede şu anda insanların, yurttaşların özel hayatına bir müdahale var. Yani düğün, evlilik, taziye gibi zamanlar insanların özelini aynı zamanda teşkil eder" diyerek, bu tür uygulamaların toplumun huzurunu bozduğunu ve toplumsal barışa zarar verdiğini söyledi.

bestas.jpg

'Düğünlerde hangi müziği çalacağımıza karar veriyorlar'

Meral Danış Beştaş, düğünlere yapılan müdahaleler ve yaşanan gözaltıların, insanların özel hayatına yapılan bir saldırı olduğunu belirtti. "Düğünler insanların en özel anlarından biridir ve kültürlerini, kimliklerini özgürce yaşamak istedikleri yerlerdir. Halay çekmek, Kürtçe müzik çalmak suç değildir ve olamaz. Ancak son zamanlarda kolluk kuvvetleri, düğünlere müdahale ediyor ve insanları gözaltına alıyor. Bu müdahaleler, halkın kültürüne ve özel hayatına yapılan açık bir saldırıdır" dedi.

"Bu operasyonlar, bilinçli ve organize bir şekilde yürütülüyor. Birçok ilde, özellikle Kürt nüfusunun yoğun olduğu bölgelerde, polis düğünlere giderek müdahale ediyor ve baskı kuruyor. Bu, Kürt halkını sindirme ve kültürlerini yaşamalarını engelleme çabasıdır. Düğünlerde insanların hangi müziği çalacaklarını dahi belirlemeye çalışıyorlar. Bu, toplumsal barışa zarar veren bir yaklaşım" diye konuştu.

'Kürtçe yazıların silinmesi düşmanlıktır'

Son dönemde Mardin ve Diyarbakır'da yaşanan Kürtçe trafik uyarı yazılarının silinmesine de değinen Beştaş, bu durumu Kürt diline ve kültürüne yönelik bir düşmanlık olarak nitelendirdi. "Peşi, peya ve hediye gibi Kürtçe yazılar, İçişleri Bakanlığı'nın talimatıyla siliniyor. Bu, dilimize ve kültürümüze karşı yapılan bir düşmanlıktır. 100 yıldır Kürtçe' yi unutturmaya çalışıyorlar ama başaramadılar ve asla başaramayacaklar. Dilimiz, kimliğimizin ve varlığımızın önemli bir parçasıdır" dedi.

"Kürtçe, dünyanın en zengin dillerinden biridir ve bu tür uygulamalarla dilimizi unutturamazlar. Kürtçe, kimliğimizin bir parçası ve bu dilin yaşatılması için mücadelemiz sürecek. Halkımız, dilini ve kültürünü yaşatma kararlılığından asla vazgeçmeyecek" şeklinde konuştu.

'1993'te Diyarbakır'da da aynı baskıları yaşamıştık'

Beştaş, geçmişte yaşanan benzer olayları hatırlatarak, bugün yaşanan baskıların tarihsel bir süreklilik taşıdığını ifade etti. "1993 yılında Diyarbakır'da bir düğüne müdahale edilmiş ve birçok kişi gözaltına alınmıştı. O günlerde de halay çekmek ve Kürtçe müzik çalmak suç gibi görülüyordu. 31 yıl geçmiş olmasına rağmen, hala aynı baskıları yaşıyoruz. Türkiye, maalesef, bu konuda geriye gidiyor. O dönemleri aşmak yerine, tekrar benzer baskılarla karşılaşıyoruz" dedi.

DEM Parti Milletvekili Beştaş, yaşadığı anının ardından, "Bu tür uygulamalar, Kürt halkını yıldırmak ve sindirmek amacı taşıyor. Ancak Kürt halkı, kimliğine ve kültürüne sahip çıkma kararlılığından asla vazgeçmeyecek. Bizler, bu baskılara boyun eğmeyecek ve mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

"Belediyelere yönelik ekonomik baskılar muhalefeti zayıflatma amacı'

Hükümetin muhalefet belediyelerine yönelik ekonomik baskılarına da değinen Beştaş, bu tür uygulamaların muhalefeti zayıflatma amacı taşıdığını ifade etti. Beştaş "AKP iktidarından devraldığımız belediyeler, borç batağı içinde bırakıldı. Bu borçlar, yeni yönetimlerin değil, önceki yönetimlerin kötüye kullanımlarının sonucudur. Hükümet, belediyelere SGK borçlarını ödeyin diyerek, muhalefet belediyelerini hedef alıyor. Amaç, muhalefeti başarısız gösterip, halkın gözünde itibarsızlaştırmaktır" dedi.

'Kayyım politikaları iflas etmiştir'

Meral Danış Beştaş, kayyım politikalarının da iflas ettiğini belirterek, "Kayyım politikaları, halkın iradesine saygı göstermeyen bir yönetim anlayışının sonucudur ve başarısız olmuştur. Halkın iradesine saygı göstermeyen hiçbir yönetim devam edemez. Bizim seçilmiş belediye başkanlarımız görevlerine dönmeli ve bu hukuksuz uygulamalara son verilmelidir. Hakkari'yi geri aldırma kampanyamız sürüyor ve halkın iradesini yeniden tesis etme kararlılığındayız" diye ekledi.

Beştaş, ekonomik baskılar konusunda da şu sözleri ekledi: "Belediyelerimiz, halkımıza en iyi hizmeti sunmak için ellerinden geleni yapıyor. Ancak hükümetin bu tür baskı ve tehditleri, halkımızı cezalandırmaktan başka bir şey değil. Biz, halkımızın yanında olmaya ve onların haklarını savunmaya devam edeceğiz" dedi.

'DEDAŞ’ın ayrımcı politikaları kabul edilemez'

Beştaş, DEDAŞ’ın özellikle Kürt illerinde uyguladığı politikaların, bölgesel ayrımcılığın bir başka örneği olduğunu ifade etti. "Yangınlarda müdahale edilmediği için birçok bölge büyük zarar gördü ve şimdi de trafolar sökülerek halk elektriksiz bırakılıyor. Bu, halkın yaşam olanaklarını kurutma politikasıdır ve kabul edilemez. DEDAŞ'ın özellikle Kürt illerinde uyguladığı bu ayrımcı politikalar, Kürt meselesinin çözülmediğinin ve ayrımcılığın devam ettiğinin bir göstergesidir" dedi.

"Bu tür ayrımcı politikalar, halkımızın yaşamını zorlaştırıyor ve onları mağdur ediyor. Ancak biz, bu adaletsizliklere karşı sesimizi yükseltmeye ve mücadelemizi sürdürmeye kararlıyız. Kürt halkı, haklarını savunmaktan ve adalet arayışından asla vazgeçmeyecek" ifadelerini kullandı.

'Kürt meselesi yalnızca dil ve kimlik meselesi değildir'

Meral Danış Beştaş, Kürt meselesinin yalnızca dil veya kimlik meselesi olmadığını, aynı zamanda vatandaşların ötekileştirilmesi ve haklarının reddedilmesi gibi daha geniş bir sorunun parçası olduğunu belirtti. "Kürtler, yalnızca dil ve kimlik meselesiyle değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal haklarıyla da mücadele ediyor. Bu mücadelenin devam etmesi ve haklarımızın tanınması için direnmeye devam edeceğiz. Halkımızın yanında olmaya ve onların sesini duyurmaya devam edeceğiz" dedi.(Haber Merkezi)

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.

Özel Haber