Bir karartma hikayesi: Rojin Kabaiş'in ölümünde şüphe, haberinde erişim engeli
ALİ SAFA KORKUT
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü birinci sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Rojin Kabaiş.
Kamuoyu bu ismi, 2024’te öldürülen 452 kadından biri olarak tanıdı. Zira Kabaiş, okula başladıktan üç gün sonra kayboldu ve 15 Ekim’de de Van Gölü sahilinde cansız bedeni bulundu.
Rojin Kabaiş, 27 Eylül 2024’te, kaldığı öğrenci yurdundan ayrıldı ve kayboldu. 15 Ekim’deyse kaybolduğu yerden yaklaşık 20 km uzakta, Van Gölü kıyısında cansız bedeni bulundu. Ailenin iddiasına göre, cenaze günü Van Valisi ve YYÜ Rektörü babaya “Kızın intihar etmiş” dedi. Baba Nizamettin Kabaiş ise intihar iddiasını reddederek süreci yargıya taşıdı ve kamuoyu baskısı oluşturdu. Soruşturmada delillerin karartıldığı iddiaları gündeme geldi. Ekim 2024’teki otopsiye katılan bağımsız hekim, Rojin’in sırtında, diz arkalarında ve boynunda darp izini andıran morluklar gördüğünü ancak bunların resmi rapora yansımadığını açıkladı. Soruşturma gizlilik kararıyla yürütüldü. İstanbul Adli Tıp Kurumu (ATK), 14 Kasım 2024 tarihli raporunda ölümün “suda boğulma” olduğunu belirtti. Ancak 11 Ekim’de, ATK Biyolojik İhtisas Dairesi’ni, Rojin’in göğüs ve vajina iç bölgesinde iki farklı erkeğe ait DNA tespit ettiği açıklandı. 13 Kasım’da bu DNA’ların bulaş olmadığı kesinleşti. Bu bulgu cinsel saldırı ve cinayet şüphesini artırdı. Aile, iki DNA’nın sahibinin tespit edilmesini talep ediyor. |
Rojin’in ölümü, babası Nizamettin Kabaiş’in çabalarıyla Türkiye gündemine oturdu ve kamuoyu Kabaiş’in ölümündeki şüphelerin giderilmesi için sesini her geçen gün daha çok yükseltti. Ancak bu sesler, son iki aydır kısılmaya çalışılıyor.
Zira 8 Eylül’den bu yana, Kabaiş’in ölümü hakkındaki haber, sosyal medya paylaşımları ve sosyal medya hesaplarından oluşan 794 URL erişime engellendi. Bu sayıya altı farklı mahkeme kararıyla ulaşılırken, kararların tümünü YYÜ Rektörlüğü aldırdı.
Kararlar, “Milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gerekçesiyle verildi ve engellenenler arasında yapay zeka araçlarının paylaşımları dahi yer aldı.
Her kararda sayı arttı
Üstelik rektörlük, sansürün şiddetini her geçen gün artırdı.
Öyle ki 8 Eylül tarihli kararla üç URL engellenirken, 11 Eylül’de -iki farklı kararla- altı, 23 Ekim’de ise 628 URL engellendi.
Sosyal medya paylaşımları hedef alındı
Kararlardan en çok etkilenenlerse Rojin Kabaiş ile ilgili sosyal medya paylaşımları oldu.
Çünkü rektörlüğün talebiyle engellenen 794 URL’in 598’i sosyal medya paylaşımlarından oluştu.
Yapay zekanın paylaşımlarını bile engelledi
Üstelik rektörlük, 8 Eylül’de aldırdığı kararla, gerçek kullanıcıların yanı sıra yapay zeka araçlarının sosyal medya paylaşımlarını da engelletti.
Van 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararıyla, yapay zeka botları Grok ile Ask Perplexity’nin X hesaplarından paylaşılan üç tweet’e erişim engeli getirildi.
9 ve 11 Eylül tarihlerinde Van 2. Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen üç farklı karar kapsamında ise 9 X hesabına erişim engellendi.
Üstelik bu hesaplar arasında Rojin Kabaiş’in kız kardeşi Elif Kabaiş’in hesabı da yer aldı.
Gazetecilerin paylaşımına yanıt veren kullanıcılar da engellendi
Rektörlük, ekim ayında ise toplam 782 URL’e erişimi engelletti ve bunların çoğunluğu gazete/gazetecilerin hesapları, paylaşımları ve haberlerinden oluştu.
154 URL’in engellendiği 17 Ekim tarihli kararda, özellikle Kabaiş’in ölümüyle ilgili gelişmeleri yakından takip eden Vanlı gazeteci Ruşen Takva öne çıktı. Van 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin bu kararıyla Takva’nın “@takvarusen” kullanıcı adlı X hesabı ve bir paylaşımı erişime engellendi.
Ancak engellenen sadece Takva’nın hesabı ve paylaşımı olmadı. Onun Kabaiş ile ilgili paylaşımlarına yanıt veren kullanıcıların tweet’lerine de erişim engeli getirildi.
Aynı kararla gazeteci Bircan Yıldırım’ın “@brctvajans” kullanıcı adlı X hesabı ve bir paylaşımı, Meridyen Haber’in X hesabı ve Dijital Gaste’nin Facebook hesabı da engellendi. Van merkezli haberler yapan Van Gerçekleri isimli hesap da erişime engellenenlerden oldu.
628 paylaşıma erişim engeli
Rektörlük, 23 Ekim’de Van 2. Sulh Ceza Hakimliği’nden aldırdığı kararla ise gazetecilere yönelik sansürü artırdı.
Bu kararla 628 URL engellenirken, bunların 163’ü gazete/gazetecilere ait sosyal medya hesabı, sosyal medya paylaşımı ve haberlerden oluştu.
Kısa Dalga, Karar, T24, Halk Tv, Evrensel, Mezopotamya Ajansı, İlke Tv, Yeni Yaşam Gazetesi, Etkin Haber Ajansı (ETHA), Jin News, Nupel Haber ve ABC Gazetesi, X paylaşımları erişime engellenen kurumlar arasında yer aldı.
Kadir Cesur, Ruşen Takva, Faruk Arhan, Adnan Bilen, Öznur Değer ve Diren Yurtsever ise paylaşımlarına erişim engeli getirilen gazetecilerden oldu. Cesur’un 12, Takva ve Arhan’ın altı, Bilen ve Değer’in ise iki paylaşımına erişim engellendi.
Kararla Takva, Cesur ve Arhan’ın paylaşımlarının yanı sıra X hesaplarına da erişim engeli getirildi. Üstelik Takva’nın, “@takvarusen” kullanıcı adlı hesabının 17 Ekim tarihli kararla engellenmesi üzerine açtığı “@rusentakva3” kullanıcı adlı hesabı da bu kararla erişime engellendi.
Erişim engeli getirilen haberlerden bazıları ise şunlar:
Takva: Bir tweet, milli güvenliği nasıl tehdit edebilir?
İki hesabı, altı da paylaşımı engellenen gazeteci Ruşen Takva, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin (YYÜ), erişim engeli kararlarıyla sadece kendisine değil, dosyaya da zarar verdiğini söyledi.
Takva, “Bugün, Adli Tıp Kurumu (ATK) raporunun neden 10 ay geciktiği, sperm bulgularının neden gizlendiği ve kamuoyuna neden ‘Rojin intihar etti’ bilgisinin verildiğini değil, YYÜ’nün sansürünü konuşur olduk” dedi.
Paylaşım ve haberlerinde hiçbir hakaret veya yanlış bilgi olmadığını, hepsinin belgeli olduğunu belirten Takva, engel kararlarının gerekçesine de şaşırdığını söyledi:
“Rojin’in ölümüyle ilgili şüpheler ile protestolara yer verdiğimiz haber ve paylaşımlarımız hem milli güvenliği tehdit ediyormuş hem de yanıltıcı bilgiymiş. Bir tweet veya bir haber milli güvenliği nasıl tehdit ediyor ben anlamadım.”
Hesabı ve 12 paylaşımı engellenen gazeteci Kadir Cesur da YYÜ’nün süreci kötü yönettiğini söyledi.
Cesur, “Bir basın emekçisinin X hesabı veya paylaşımları engellenince, aslında meslekî ekipmanı elinden alınmış oluyor. Dolayısıyla bu, halkın haber alma hakkına ve basın özgürlüğüne karşı da bir saldırıdır” dedi.
Yurtsever: Sansürün nedeni, gerçeklerin açığa çıkması
Dört sosyal medya paylaşımı, bir de haberi engellenen Mezopotamya Ajansı’nda, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever ise “Ne zaman açığa çıkan gerçekler devlet aygıtlarına dokunsa orada bir sansür kendini gösteriyor” dedi.
Yurtsever’e göre son ATK raporu, olayın rektör ve diğer resmi kurumların iddia ettiği gibi intihar değil, bir cinsel saldırı olduğu şüphesini kuvvetlendirdi. Kamuoyunun bu gelişme sonrası sorduğu sorular nedeniyle sansürün arttığını belirten Yurtsever, şunları söyledi:
“Çünkü olayı, etkili bir soruşturma yürütmeden intihar gibi göstermeye çalışan resmi kurumlar, faillerin yargılanmamasından direkt sorumlu. Bu sansür ve baskının arkasındaki motivasyon ise gerçeklerin ve sorumluların açığa çıkma korkusu.”
Nizamettin Kabaiş: Rektör kendini belli ediyor
Rojin Kabaiş’in babası Nizamettin Kabaiş de Van YYÜ Rektörü Hamdullah Şevli’nin, bu erişim engeli kararlarıyla okları üzerine çektiğini söyledi.
Kabaiş, “Rektör bu olayın aydınlatılması için elinden geleni yapmalıydı. Ancak o daha önce Van’da delilleri karartmaya çalıştı, şimdi de öğrenci protestolarını bastırmaya çalışıp haber ve paylaşımları engelletiyor. Rektör böyle yaparak kendini belli ediyor” dedi.
Avukat Şeber: Bilimsel tarafsızlıkla bağdaşmıyor
Erişim engeli kararlarını değerlendiren, gazeteci Ruşen Takva’nın avukatı Burcu Şeber ise basın özgürlüğünü kısıtlayıcı başvuruların üniversitelerin idari işleviyle ilgisi olmadığını söyledi.
Şeber, “YYÜ’nün bu yönde talepte bulunması hukuken bir yetki genişlemesidir çünkü üniversitelerin görev alanı bilimsel faaliyetler, eğitim ve araştırma ile sınırlıdır. Ayrıca üniversite, erişim engeli talepleriyle ifade ve basın özgürlüğü karşısında taraf hâline gelir ki bu, bilimsel tarafsızlıkla bağdaşmaz” dedi.
Rektörlüğün, “milli güvenlik ve kamu düzeni” gerekçesine sarılmasının hukuken savunulabilir olmadığını belirten Şeber, “Engellenen içeriklere tamamen kamuoyunun bilgi edinme hakkına ilişkin haber ve paylaşımlar. Dolayısıyla bu, haberi engellemekten çok gazeteciyi susturma girişimidir” ifadelerini kullandı.
Kaynak:Haber Merkezi
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.