Politi-Cast: AKP'de Erdoğan sonrası var mı?
Kısa Dalga - Politicast programında gazeteci Sedat Bozkurt ile gündemi değerlendiren Savaş Kerimoğlu, Türkiye'nin sürekli aynı konuları konuştuğunu ve "bitti" denilebilecek bir başlık olmadığını belirtti. Kerimoğlu, İsrail'in zulmünün devam ettiğini ve dünya genelindeki tepkilere rağmen yaptırımların uygulanmadığını ifade etti.
Kabine değişikliği beklentisi
Programın ana konularından biri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Yorulanlar var diye şöyle trenden indirecekleri mi olacak?" sözleriyle gündeme gelen kabine değişikliği ihtimaliydi. Sedat Bozkurt, iki buçuk yıldır bakanların değişeceğine dair bir beklenti olduğunu ve bu beklentinin genellikle iktidar partisinin kendisinden kaynaklandığını söyledi. Bozkurt'a göre, Erdoğan'ın bu tür durumlarda bakanların tamamını olmasa bile üçte birini veya dörtte birini değiştirerek yoluna devam etmesi bir rutin.
Bozkurt, üç bakanın kesin olarak değişeceğini düşündüğünü belirtti: Aile ve Kadın Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı ile Tarım Bakanı. Tarım Bakanı'nın kuraklık meselesini yönetememesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın asgari ücretle ilgili açıklamaları nedeniyle tepki çekmesi ve Kadın ve Aile Bakanı’nın eşiyle ilgili iddialar nedeniyle görevden alınma ihtimalinin yüksek olduğunu ifade etti.
Adalet ve İçişleri bakanlıkları üzerindeki tartışmalar
Sedat Bozkurt, Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı'nın değişme ihtimalinin ilginç olduğunu dile getirdi. Bozkurt, Adalet Bakanlarının Erdoğan için önem sıralamasında başsavcılardan sonra geldiğini ve Erdoğan'ın yargı sisteminde yol alabilmek için güvenilir başsavcılar atadığını belirtti. İçişleri Bakanı'nın ise Süleyman Soylu'dan sonra göreve geldiğini ve Soylu'nun kadrosunu tamamen değiştirdiğini, bu durumun MHP'de rahatsızlık yarattığını ifade etti. Bozkurt, MHP ile AKP arasındaki seçim ittifakının bir hükümet koalisyonu şeklinde yürüdüğünü ve Erdoğan'ın MHP'nin itirazlarını dikkate almak zorunda olduğunu vurguladı.
Erdoğan'ın siyaset anlayışı ve ittifaklar
Bozkurt, Erdoğan'ın siyaset anlayışının sonuç odaklı olduğunu ve 50+1 oy oranına ulaşmak için ittifaklara mecbur kaldığını belirtti. 2023 seçimlerinde Sinan Oğan'ı bile yanına almak zorunda kaldığını hatırlatan Bozkurt, ihtiyaç halinde Abdullah Gül, Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu gibi isimleri de yanına almaya çalışacağını söyledi.
Medya ve muhalefet ilişkisi
Programda medya konusu da ele alındı. Savaş Kerimoğlu, muhalefet medyasının toplumsal ayrışmaya hizmet ettiğini ve ülkenin sorunlarından ziyade "ben doğruyum, o kötü" anlayışıyla hareket ettiğini savundu. Sedat Bozkurt ise gazeteciliğin doğası gereği muhalif olduğunu, ancak iktidar karşısında konumlanmış medyanın haber tercihleri ve konuk seçimleri açısından sorunlu olduğunu belirtti. Bozkurt, gazeteci kimliğinin büyük bedeller ödenerek inşa edildiğini ve bu kimliğe zarar verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Bozkurt, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Onların medyası bizim medyamız" şeklindeki ifadesini "çok tehlikeli bir cümle" olarak nitelendirdi. Bu ifadenin, iktidar medyasını eleştirme hakkını ortadan kaldırdığını ve gazetecilik yapılan kurumların siyasi bir partiyle bağının olmaması gerektiğini savundu. Bozkurt, bu tür ifadelerin ülkedeki "onlar ve biz" ayrımını pekiştirdiğini ve bağımsız medya anlayışına zarar verdiğini dile getirdi.
İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş'ye operasyonda 'Bilal Erdoğan ve AKP' bağlantısı
Eski AKP Milletvekili Kocabıyık, partideki menfaat ilişkilerini anlattı: 'Eşimi de vali yapmışlardı'
Özgür Özel’den Erdoğan’a: Terörist dediklerine çay ısmarladı
Kaynak:Haber Merkezi
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.