Dervişoğlu: Üstü örtülen ölüm sayısı 55 bin civarında. İktidarın 9 maddelik kaçış planı var
Kısa Dalga - İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. Dervişoğlu, Kartalkaya’daki otel yangının 78 kişinin hayatını kaybetmesini hatırlattı ve AKP iktidarı döneminde yönetim eksikliği nedeniyle 55 bin kişinin öldüğünü ve bu ölümlerin üzerinin kapatıldığını belirtti.
Dervişoğlu, AKP’nin büyük olaylar karşısında 9 maddelik kaçış planı olduğunu söyledi.
İYİ Parti lideri, kamu görevlilerine seslendi ve şunları kaydetti:
"Kanunsuz emirleri uygulayanlar bilsinler ki bir gün bunu hesabını bu büyük millete vereceklerdir. Kanunsuz emirlere uymayın, hukuku çiğnemeyin, vatandaşın adalet duygusunu yaralamayın."
İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu:
— Kısa Dalga (@kisadalgamedya) January 29, 2025
????"Kanunsuz emirleri uygulayanlar bilsinler ki bir gün bunu hesabını bu büyük millete vereceklerdir. Kanunsuz emirlere uymayın, hukuku çiğnemeyin, vatandaşın adalet duygusunu yaralamayın." pic.twitter.com/LEVRsqimj7
‘Fıtrat denilerek üstü örtülen ölüm sayısı yaklaşık 55 bin civarında’
Dervişoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Tam 78 vatandaşımız Bolu, Kartalkaya’daki otel yangınında can verdiler. Yine önlenebilir bir olayda hayatlarını kaybettiler. Üstelik 36 tanesi çocuktu… Daha bir hafta önce karnelerini almış ve sadece şubat tatili yapmak isteyen 36 çocuğumuz, hayatlarının baharında kaybolup gittiler…
Yenidoğan bebeklerini hastanede koruyamayan bu kahrolası düzen, karne hediyesine kavuşmuş, belki o tatili yapabildiği için şanslı diyebileceğimiz bir avuç evladımızı da koruyamadı. Garibanına gün yüzü göstermedi, yüzü güler gibi olana dahi tebessümünü tamamlatmadı. Pazartesi günü sabah okula gideceklerdi, şimdi kara toprağın altına girdiler.
Yöneticilerin ihmallerinden kaynaklanan hiçbir ölüm, toplumun hassas olduğu duygular istismar edilerek geçiştirilemez. 2002 sonrasında yönetimin ihmali, denetim eksikliği ya da kayırmacılığından kaynaklanan ve kader, fıtrat denilerek üstü örtülen ölüm sayısı yaklaşık 55 bin civarındadır. Bu sayıya deprem felaketlerinde hayatını kaybedenler dahil değildir.
‘İktidarın 9 maddelik kaçış planı’
22 yıldır başımıza gelenlerin haddi hesabı yoktur. Pamukova ve Kütahya tren kazalarıyla ihmal ve sorumsuzluk düzenleri başlamıştır. Ermenek’teki Siirt’teki, Amasra’daki Kastamonu’daki İliç’teki Soma’daki maden facialarıyla her yıl yaşamak zorunda kaldığımız Karadeniz’deki Sel felaketleriyle Davutpaşa’dan Ostim’e her gün yaşanan iş cinayetleriyle, Muğla, Antalya, Hatay ve İzmir’deki yangınlarıyla doğrudan 11 ilimizi dolaylı olarak 70 ilimizi sarsan depremlerle daha bir ayı henüz dolan Balıkesir’deki patlamayla birbirini tekrar etmiştir.
Olaylar hiç şaşmaz bir sıra ile tam olarak şu şekilde gerçekleşir:
1-Canlarımız, insanlarımız ihmal, denetimsizlik, kuralsızlık ve umursamazlık sebebiyle hayatlarını kaybederler.
2- Hızlıca “yayın yasağı” getirilir. Eş zamanlı olarak propaganda başkanlığının emriyle troll orduları “milletin adamı” mesajları atarlar.
3- Bakanlık yaptığı hizmet alanına tefeci gözlüğüyle bakanların gözü pek sözcüsü vakur bir duruşla şu açıklamayı yapar:
“Acılar üzerinden siyaset olmaz. Bu olaylar siyasete malzeme yapılmamalıdır.” Çünkü siyaset, onlara göre hizmet et-hesap ver değil; üzümünü ye, bağcıyı da bir güzel döv işidir.
4- Devamında, muhalefet ve basın mensupları şeytanlaştırılırlar. Yayın yasağına uymayanlara, kısa yoldan yurtdışı yasağı konur.
5- Ayar verilen muhalefetten ve basından sonra, Kendilerinin ne kadar halk adamı olduklarını hatırlatmak lazım gelir. Devleti yönetenler büyük samimiyetle baş sağlığı mesajları yayınlarlar: Başsağlığı dileğini ise şu sihirli sözcükler takip eder: “Kimsenin şüphesi olmasın, Sorumlular bulunacak ve mutlaka hesap sorulacaktır” Cenazelere cenaze yakınlarından daha kalabalık katılırlar, ilk safı kimseye bırakmazlar. Dertleri mevzuatta yapmaları gereken ilk görev değil, fotoğraf çektirmek için kameralar önündeki son görevdir. Uygun olması halinde birkaç damla gözyaşı da akıtılır. Hatta ihtiyaç hissedilirse Fatiha’yı da kameralara bakmadan tecvidli ve yanık bir nidayla da okurlar.
6- Elbette sorumlular ya doğrudan kendileridir. Ya da bir takım ayak işlerini görmek için imzalarını kiraya veren alt kademe yöneticilerdir. O yüzden bu yüksek yönetim kademelerinde, hiç kimse hiç kimseden hesap soramaz. Kimse de gurur, ahlak ya da vicdan meselesi yapıp istifa etmez, Bakanlar zaten istifayı akıllarından dahi geçiremezler.
7- O sırada, bu şirket rejimin baş sözcüsü ve büyük üstadı zat çıkar ve der ki: “Kader bunlar, alın yazısı, takdir-i ilahi. Allah rahmet eylesin.”
8- Bu sırada, malum kanallarda, her gece her konuda ellerinde hep aynı çubuklarla konuşanlar Gerçek sorumluları aklamak için bin takla attıkları programlar yaparlar. Çünkü herkes ekmeğinin peşindedir. Ve o çubuklu arkadaşlardan öğreniriz ki, “Olayda sorumluluğu bulunan 3 çaycı, 2 arşiv memuru ve 4 temizlik personeli tutuklanmış” tutuklananların da muhakkak bir organizasyonla bir örgütle hemen bağlantısı kurulur.
9- Kısa süre sonra başka bir skandal patlar ve ölenler öldükleriyle kalırlar. İşte iktidarın yetkilerinin tadını çıkarttığı, sorumluluklarından kaçtığı 9 maddelik kaçış planı budur.
Kulis: Bakan Ersoy istifa etmek istedi, Erdoğan reddetti
Erdoğan: Arkadaşımız dahi olsa cezasını çekecek
Dalgakıran: Gözaltı fırtınası neden esiyor, süreçte neler yaşanıyor?
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.