Fidan’dan 'IŞİD kampları' açıklaması: Türkiye elinden gelen desteği vermeye hazır
Kısa Dalga - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’ye resmi ziyarette bulunan Belçika Dışişleri, Avrupa İşleri, Dış Ticaret ve Federal Kültürel Kurumlar Bakanı Quintin ile Bakanlık’ta bir araya geldi. Baş başa görüşmenin ardından iki Bakan ortak basın toplantısı düzenledi.
Suriye'nin yeniden inşaası
Fidan, şöyle konuştu:
"Suriye konusunda aynı yerde duruyoruz. 50 yıllık Esad rejiminin, zulüm rejiminin bitmiş olması Suriye halkı için, bölgemiz için büyük bir mutluluk kaynağı. Umuyoruz, diliyoruz, bir an önce Suriye halkı kendi geleceğini büyük bir hızla inşa edecek. Bunun için uluslararası toplumun nitelikli desteğine ihtiyacı var. Türkiye gerek kendi imkanlarını gerek uluslararası toplumun imkanlarını mobilize etmede, seferber etmede elinden geleni yapmakta. Özellikle Suriye hükümetinin bu aşamada iç bütünlüğünü sağlarken, güvenliğini sağlarken, toprak bütünlüğünü, siyasal egemenliğini sağlarken aynı zamanda ülkenin yeniden inşası için gerekli olan ekonomik ve finansal araçların bir an önce sağlanması konusunda da görüş birliği içerisinde olduk. Bu konuda elimizden gelen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ettik."
'Bu kamplar sonsuza kadar burada kalamaz'
Açıklamanın ardından iki Bakan, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Quintin, “Belçika Suriye’deki yabancı savaşçılarla ilgili Türkiye’nin nasıl bir rol oynamasını bekliyor” sorusunu şöyle yanıtladı:
“Suriye’nin kuzeydoğusundaki kamplardaki yabancı terörist savaşçılarla ilgili bir sorun bizim için milli güvenlik sorunu. Kampların güvenliğiyle ilgili güvence var ancak burada birlikte çalışmamız ve bu kamplarla ilgili bir çözüm bulunması gerekiyor. Bu kamplar sonsuza kadar burada kalamaz, birlikte çalışmamız gerekiyor. Nihayetinde Suriye hükümetinin bu konuya bir çözüm getirmesi gerekiyor ama aynı zamanda kapsayıcı bir hükümet olması gerekiyor.”
'DEAŞ tutukluları ait oldukları ülkeler tarafından geri alınmalılar'
Bakan Fidan aynı soruya şu yanıtı verdi:
“Kamplarda ve hapishanelerde bulunan DEAŞ tutukluları konusunda Türkiye uzun yıllardır net bir pozisyon ortaya koymakta. Kamplarda ve hapishanelerde tutulan DEAŞ tutukluları ait oldukları ülkeler tarafından geri alınmalılar. Bunların belirsiz bir süre için tutulması, herhangi yargılama prosedürüne tabi tutulmaması ve geleceklerinin ne olduğuna dair herhangi bir planın olmaması bölgede büyük bir kriz kaynağına dönmüş durumda.
'Türkiye bu konuda elinden gelen desteği vermeye hazır'
Özellikle de DEAŞ tutuklularını orada tutmak için başka bir terör örgütünü getirip bu işte memur etmek uluslararası sistemin baş başa kaldığı büyük bir açmaz ve kriz. Türkiye olarak hem uluslararası sistemin baş başa kaldığı bu krizi en iyi şekilde çözmek hem Türkiye’nin güvenlik endişelerini ortadan kaldırmak hem de Suriye’deki ulusal bütünlüğü, toprak bütünlüğünü sağlamak, başta Kürtler olmak üzere yakın coğrafyada bulunanların güvenliğini sağlamak için tekliflerimiz hazır. Bir an önce Suriye hükümetinin kampların ve hapishanelerin güvenliğini devralıp, olmazsa Türkiye de bu konuda elinden gelen desteği vermeye hazırdır.
Özellikle PKK saflarında bulunan ülkenin birliğine, bütünlüğüne karşı duran, sadece Suriye’nin birliğine ve bütünlüğüne karşı durmakla kalmayıp Türkiye’nin ve çevre ülkelerin de birliğini bütünlüğünü tehdit altına alan unsurların da bir an önce ülkeyi terk etmelerini istiyoruz.”
'Türkiye diğerlerinin de olduğu gibi bunların da hamisidir, koruyucusudur'
Bakan Fidan Suriye’de azınlıkların hedef alındığına dair haberlerle ilgili soruya şöyle yanıt verdi:
“Bir konuyu kimin yaptığına ve kime yapıldığına değil, ne yapıldığına ve nasıl yapıldığına bakıyoruz. Nasıl Esad rejiminin zulmü esnasında milyonlarca Sünni, Arap yerlerinden terk edildiler, bunların içinde Kürtler de var, başka ülkelere gitmek zorunda kaldılar, Türkiye bu zulüm karşısında kendisine sığınan mültecileri kabul etmekte tereddüt göstermedi, onların derdiyle dertlenmekte, Suriye’nin geleceğinde onların da huzur içinde yaşayacağı bir ortam bulmasında adım atmada nasıl tereddüt etmediyse bu yeni dönemde kendisini sıkıntıda ve endişede hisseden Suriye’de çoğunluk veya azınlık varsa, kim olursa olsun, Nusayriler olur, Aleviler olur, Yezidiler olur, Hristiyanlar olur kimler olursa olsun Türkiye diğerlerinin de olduğu gibi bunların da hamisidir, koruyucusudur. Bunların Suriye’de başına bela gelmemesi için her türlü girişimde bulunuyoruz. Suriye’nin yeni yönetimi de fevkalade hassas. İnşallah hiçbir şey olmaz. Ama olması durumunda Cumhurbaşkanımız bu konuda son derece hassas, prensipleri belli, kim zulme uğrarsa biz zulme uğrayan ile gerekli dayanışma içerisinde bulunuruz.”
'Uluslararası Adalet Divanı’nın kararına uyacağız'
Belçika Dışişleri Bakanı Quintin ise, Gazze’de yaşanan soykırım konusunda Belçika’nın değerlendirmesi ve “Uluslararası Adalet Divanı’ındaki (UAD) davaya taraf olmayı planlıyor musunuz? Netanyahu hakkındaki yakalama kararının gereğini yerine getirecek misiniz? Filistin devletini tanımanız ihtimali söz konusuydu. Bu hususta bir adım atılacak mı” sorularını şöyle yanıtladı:
“Uluslararası hukuk Belçika için son derece önemli. Öncelikle ilkesel olarak önemli ama aynı zamanda orta ölçekli bir ülkeyiz. Biz bir süper güç veya nükleer güç değiliz. Dolayısıyla uluslararası düzene ihtiyacımız var ve uluslararası düzen bizim için güvenli olmamız açısından önemli. Biz uluslararası hukukun ve UAD’nin kararlarına uymak durumundayız. UAD’nin kararlarına uyuyoruz. UAD’nin ne olduğunu bekliyoruz ve karar verildikten sonra uyacağız.
Filistin devletini öncelikle koşulların yerine geldiğinden emin olduğumuz zaman ve bunun bir etkisi olduğunu düşündüğümüz zaman tanıyacağız.” (Haber Merkezi)
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.