Saruhan Oluç: Anayasa ile ilgili bazı düzenleme taleplerimiz var

Saruhan Oluç: Anayasa ile ilgili bazı düzenleme taleplerimiz var
Saruhan Oluç, "Anayasa ile ilgili bazı düzenleme taleplerimiz var. Raporumuzda özellikle hukuk ve siyaset alanında yapılması gerekenlere dair öneriler çeşitli vesilelerle dile getirdiğimiz önerilerdir. İHiç duyulmamış şeyler değil" dedi.

Kısa Dalga - Milli Dayanışma Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu üyesi DEM Parti Antalya Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, Komisyonun bundan sonraki çalışma süreci ile ortak rapor yazımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Komisyonda temsil edilen partilerin raporlarını sunduklarını anımsatan Oluç, “Bu aşamada en önemli işimiz ortak bir çerçeve metnin çıkması. Şu açıdan önemli, komisyonun yaptığı faaliyetleri içerecek bu ortak metin” dedi.

Komisyonun, çalışmalarına başladığı 5 Ağustos'tan bugüne kadar yapılan 20 toplantıda 135 civarında kişi ve kurum temsilcisinin dinlendiğini kaydeden Oluç, “Bu dinlemelerin sonuçlarının analiz edilmesi ortak raporda yer alacaktır. Ve elbette ki önümüzdeki haftalarda Meclis Genel Kurulu'nda ve Meclis ihtisas komisyonlarında yapılması gereken işlere dair tavsiyelerde bulunulacaktır. Çerçeve metnin ya da ortak raporun, nasıl tanımlarsak tanımlayalım, önemi buradan kaynaklanmaktadır” ifadelerini kullandı.

Hedeflerinin bütün partilerin üzerinde anlaşacağı, uzlaşacağı, mümkün olduğu kadar şerh bulunmayan bir ortak metin olduğunu vurgulayan Oluç, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çünkü Meclis Genel Kurulu'na ve ihtisas komisyonlarına yapacağımız tavsiyeler aslında sürecin gelişimi açısından büyük önem taşımaktadır. Yeni yasalar ve var olan yasalardaki bazı düzenlemelere ilişkin tavsiyeleri de içerecektir bu çerçeve metin. Bu açıdan da herkesin üzerinde anlaşması, uzlaşması, en azından yasal düzenlemeler ve yeni yasalar yapma konusundaki adımlar kolaylaşacaktır, bu konuda uzlaşma sağlanırsa. Daha hızlı akması sürecini sağlayacaktır. O nedenle biz bu ortak metne önem veriyoruz elbette. Önümüzdeki şimdiki iş bu.”

"Bundan sonra yapılacaklar konusunda anlaşmak ve ortaklaşmak önemli"

Ortak metinde öncelikle yapılması gerekenlere odaklandıklarını ifade eden Oluç, şöyle konuştu:

“Adalet Komisyonu’nda, belki İçişleri Komisyonu'nda ve tabii ki Meclis Genel Kurulu'nda yapılması gerekenlere dikkatimizi yöneltmiş vaziyetteyiz. Orada yeni yasalar ve bazı yasal düzenlemelere ihtiyaç var, TCK'da, TMK'da ve infaz yasasında. Bunlara odaklandık ve budur bizim için önemli olan. Yani önümüzdeki haftaların, ayların işleridir birinci derecede önemli olan. Onlar da yasalardır esas itibarıyla çünkü sürecin bu aşamasında hukuk ve siyaset alanında düzenlemelere ihtiyaç var. Onlar da ya yeni yasadır ya da var olan yasalarda düzenlemeler yapılmasıdır. Bu ikisinin birlikte ele alınması gerekiyor. Ortak metinde bizim önem verdiğimiz, üzerinde durduğumuz konu da budur. Dolayısıyla ortak metinde farklılıklarımız nelerdir, geçmiş analizimiz nedir, tarihsel olarak Kürt sorununa nasıl bakıyoruz gibi konulardaki ortak ya da ayrı noktalarımız nedir gibi konuların, bugün bir çerçeve metin açısından gerekli olmadığını düşünüyoruz. Her parti kendi pozisyonunu zaten kendi raporunda ifade etti. Bundan sonra yapılacaklar konusunda anlaşmak ve ortaklaşmak en önemli olandır.”

komisyon.jpeg

Hakkı Saruhan Oluç, planlanan yasal düzenlemelerin içeriğine ilişkin beklentilerini şöyle sıraladı:

“Bu, çeşitli şekillerle adlandırılıyor, partiler de bunu çeşitli şekillerde adlandırıyor. Bunlar, içerik olarak baktığımızda silahlarını kullanmayacak olanlar, silahlarını bırakmış olanlar ve yakmış olanların bundan sonra sosyal, siyasal, ekonomik, ticari, kültürel hayata nasıl dahil olacaklarına dair düzenlemelerdir, yasal düzenlemedir. Bu son derece önemli bir konudur çünkü dünyadaki bütün çatışma çözümlerinde bu konu birinci sırada yer almıştır, burada da öyledir. Dolayısıyla bu konudaki yeni yasa, bu konuda var olan bir yasayı değiştirme, dönüştürme gibi bir durumumuz söz konusu değil, yeni bir yasa yapılması gerekiyor. Bu yeni yasanın nasıl olacağı en önemli konudur, bundan sonraki sürecin gelişmesini bu belirleyecektir esas itibarıyla.”

"Ocak ayının ilk haftasında yazım ekibi bir araya gelecek"

Ortak raporun ne zaman tamamlanacağına ilişkin soruya Oluç, “Çok süreceği kanaatinde değilim. Tabii çeşitli aksilikler olabilir ama sanıyorum Ocak ayının ilk haftasında, yazım ekibi bir araya gelecek. Onlar bir araya gelene kadar da herkes kendi önerilerini, ki belli başlıklar üzerine zaten konuşulmuş vaziyette, o başlıklar hakkındaki önerilerini herkes yazıp getirecek ve yazım ekibi çalışmasını o şekilde ilerletecek. Sanıyorum çok sürmeden, büyük bir sorun olmazsa eğer yazım ekibi hızlı bir şekilde o çerçeve metni tamamlar. Sonra tabii koordinatör grup başkanvekillerinin onay vermesi gerekir. Belki komisyon yine bir toplantı yapar. Orada bir tartışma gerçekleşir. Yani bunların hepsine baktığımızda Ocak ayının ortasını geçtikten sonra ortak metnin hazır hale gelmesi gerekir, büyük bir aksilik olmazsa eğer” yanıtını verdi.

“Eleştiri diye dile getirilenlerin bazıları bizim raporda hiç yok, gülüp geçiyoruz”

DEM Parti’nin hazırladığı rapora yönelik "Abdullah Öcalan’ın talepleri olduğu" yönündeki eleştirileri yanıtlayan Oluç, şunları söyledi:

“Bütün eleştirenler için söylemiyorum bunu ama önce şunu söyleyeyim: Ben raporun her satırının yazımında da çalışmış bir kişi olarak çok iyi bildiğim için söylüyorum, eleştiri diye dile getirilenlerin bazılarının bizim raporda hiç olmadığını biliyoruz. Eleştiri yapanların, herkes demeyeyim bir kısmı raporu okumadan eleştiriyor. Kulaktan dolma, bir yerden bir şey duyuyorlar, sosyal medyada bir şey okuyorlar, onlara bağlı olarak bizim raporumuzun adını vererek eleştiri yapıyorlar. Gülüp geçiyoruz çünkü gerçekten okumamış olduklarını anlıyoruz hemen.

İkincisi yani daha ciddi okuyarak eleştiri yapanlar var. Tabii ki onların eleştirilerini ciddiye alıyoruz, dinliyoruz, değerlendiriyoruz. Fakat şöyle bir şey söyleyeyim; bizim raporumuzda, bugüne kadar yazmış olduklarımıza baktığınızda DEM Parti olarak bugüne kadar söylediklerimizin çok dışında yepyeni bir şey söylemiş durumda değiliz. Yani çeşitli vesilelerle toplantılarımızda, çeşitli platformlarda parti belgesi haline gelmiş olan görüşlerimizi derli toplu bir şekilde ifade ettik. Hem hukuk alanındaki taleplerimize baktığınızda hem siyaset alanındaki taleplerimize baktığınızda bu şekilde özetlemek mümkün. Dolayısıyla ilk defa söylenmiş şeyler değil. Eleştirilerin bir kısmı dediğim gibi değerlidir, onlara bakıyoruz. Yanlış anlamaya neden olabilecek şekilde ifade ettiğimiz yerler var mı diye gözden geçiriyoruz ama eleştirilerin bir kısmı çok kulaktan dolma laflarla yapılan eleştiriler ve okumadan yapılan eleştiriler.”

"Anayasa ile ilgili bazı düzenleme taleplerimiz var"

Hazırladıkları rapora ilişkin bilgi veren Oluç, şunları kaydetti:

“Biz raporumuzu, genel olarak şöyle bir çerçevede topladık. Meselenin tarihsel kök nedenleri, Kürt sorununun neden çıktığı, nasıl bugüne gelindiği meselesi, işin tarihsel değerlendirmesi, analizi vesaire. Onu bir kenara koyalım. Yapılması gerekenlere baktığımızda bundan sonra işte hem hukuk alanında hem siyaset alanında hangi adımlar atılmalıdır, yasalar anlamında ne tür düzenlemeler yapılmalıdır gibi konularda çok somut taleplerimiz var ve bu somut talepler Türkiye'de genel olarak demokratikleşme çerçevesinde zaten konuşulan konulardır esas itibarıyla.

Onun dışında anayasa ile ilgili bazı düzenleme taleplerimiz var. Bu taleplerimizde esas itibarıyla bir anayasa değişikliği ya da bir yeni bir anayasa yapımı gündeme gelirse bizim üzerinde durmak istediğimiz konuları içermektedir. O da dolayısıyla bugünün hemen bu komisyonun rapor çalışmasının bir parçası değildir. Ama biz daha uzun vadeli baktığımızda bunları ifade etmeyi doğru bulduk. Dolayısıyla bizim raporumuzda özellikle hukuk ve siyaset alanında yapılması gerekenlere dair öneriler çeşitli vesilelerle dile getirdiğimiz önerilerdir. İlk defa, hiç duyulmamış şeyler değildir. Ve genel olarak baktığımızda da Türkiye'de demokratikleşme çerçevesinde ele alınabilecek önerilerdir. Bunları tartışmak istiyoruz elbette ki. Her parti gibi bizim de hakkımız bu.

Üç aşamalı diye düşünüyoruz bunu. Bir acilen kısa vadede yapılması gerekenler özellikle komisyonun çerçeve metninde belirlenecek konulardır bunlar. İkincisi orta vadede yapılması gerekenler hukuki ve siyasi alanda. Üçüncüsü de daha uzun vadede yapılabilecek olanlar ki onlar dediğim gibi anayasa meselesi de daha uzun vadeli bir meselenin bir parçasıdır. Onun dışında ana dilde eğitim gibi, yerel demokrasinin gelişmesi gibi, Türkiye'deki bir anayasa tartışmasında daha demokratik, eşitlikçi, herkesi kapsayan bir yurttaşlık, eşit yurttaşlık tanımı gibi konuları elbette ki her zaman tartıştık ve tartışmaya da devam edeceğiz. Kimsenin eleştirisinden de korkup, çekinip bunları konuşmaktan kaçınmayacağız ama bunların hepsinin bir tartışma içinde demokratik şekilde ele alınabilecek konular olduğu kanaatindeyiz.”

"İmralı ziyareti olacak"

Yeni bir İmralı ziyareti olup olmayacağı konusunda Oluç, şunları söyledi:

“Heyetimiz siyasi partilerle görüşmelerini tamamladı. Sanıyorum önümüzdeki haftalarda Cumhurbaşkanı'yla bir görüşme olacak. O görüşme de yapıldıktan sonra bütün bu konuların değerlendirileceği bir İmralı ziyareti olacak. Ama bu konuda şu anda tarih vermek mümkün değil. Önce Cumhurbaşkanıyla bir görüşme yapıldıktan sonra gerçekleşecek.”

“Suriye'den gelen haberlere göre olumlu gelişmeler yaşanıyor”

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un “Bütün meseleyi çözecek olan komisyon değil. SDG'nin silah bırakmasını komisyon nasıl sağlayacak” açıklamasının hatırlatılması üzerine Hakkı Saruhan Oluç, şöyle konuştu:

“Biz esas olarak Türkiye'deki sürecin nasıl devam edeceğini tartışıyoruz, konuşuyoruz komisyonda ve bu adımları da Meclis’te nasıl atacağımızı tartışıyoruz. Suriye'de bir süreç yürüyor, ayrı bir süreç yürüyor. Suriye'de bu süreci yürüten siyasi iradeler var. Bir taraftan Şam yönetimi, Ahmet El Şara başkanlığında, öbür tarafta Kuzey ve Doğu Suriye yönetimini temsilen Mazlum Abdi başkanlığında. Onlar arasında yapılmış olan 10 Mart mutabakatına ilişkin müzakereler de sürüyor. Sanıyorum son aşamasına gelmiştir. Zaten yıl sonuna kadar bir vakti vardı ve bize Suriye'den gelen haberler, bilgiler, açık medya organlarında da görülen bilgilerdir bunlar, oradan gelen bilgiler olumlu gelişmeler yaşandığına dairdir.

En azından 10 Mart Mutabakatı'nın bazı konularının bu yıl sonuna kadar halledilmesi doğrultusunda bir ilerleme sağlandığını izleyebiliyoruz. Bütün maddeleri elbette ki bitmez. Bir yeni anayasa konusu vardı orada ve ona bağlı olarak siyasi yapının şekillenmesi konusu vardı 10 Mart mutabakatında. Onun için biraz daha zamana ihtiyaç var belli ki. Yıl sonuna kadar yetişecek gibi bir şey değil.

Ama baktığımızda Suriye'de olumlu bir süreç ilerliyor ve biz öyle umut ediyoruz ki, bizim bütün o konudaki çabalarımız da o yöndedir. Suriye'de demokratik bir rejime geçmenin adımları hep birlikte atılabilsin ve komşumuzda gerçekten demokratik bir rejim oluşabilsin. Ben o açıdan iyimser bakıyorum. Önümüzdeki hafta İyi haberler alacağımızı umut ediyorum.

Tabii şunu hiç unutmamak lazım, Suriye'de her şey Suriye'de yaşayanların iradesiyle şekillenmek zorunda. Biz öyle görüyoruz. Suriyelilerin kararıdır bu. Sonuç olarak ister Arap ister Kürt ister Türkmen ister Alevi ister Sünni olsun onların kararıdır. Onların kararı olmalıdır. Ama maalesef Suriye'de şu anda küresel güçler cirit atıyorlar. Ve küresel güçlerin her gelişmeyle ilgili müdahaleleri var. Bölgesel güçler de aynı şekilde müdahale ediyorlar. Dolayısıyla bu açıdan baktığımızda Suriye'de tabii bazı şeyler çok hızlı ve kolay gerçekleşmiyor. Çünkü çok fazla devletin eli var bu işin içinde. Ama buna rağmen ben Suriye'de önümüzdeki haftalarda olumlu bir yöne doğru gidişin ilk adımlarının atılabileceğini düşünüyorum.”

Kaynak:ANKA

Abone Ol

İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.