Samandağ’da mesire ve çadır bölgesi moloz alanı oldu

Samandağ’da mesire ve çadır bölgesi moloz alanı oldu
Samandağ’da mesire ve çadır bölgesi moloz alanı oldu. Hatay Samandağ’da yaşayanlar, enkaz molozlarının sahilde canlıların yaşadığı alanlara döküldüğünü ifade ederek ortaya çıkan asbest tehlikesine dikkat çekti.

Hatay Samandağ’da yaşayanlar, enkaz molozlarının sahilde canlıların yaşadığı alanlara döküldüğünü ifade ederek ortaya çıkan asbest tehlikesine dikkat çekti. Görüştüğümüz Samandağlılar, moloz sahası yerinin acilen değiştirilmesini ve halka maske dağıtılmasını istiyor.

Geçtiğimiz hafta Samandağ ilçesinde enkaz kaldırma çalışmalarına ilişkin
koordinasyon merkezine gelen Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Mehmet Emin Birpınar Samandağlılarla bir görüşme gerçekleştirmişti. Bu toplantıda toplamda 8 milyon kamyonluk, tahmini 48 milyon metreküp kaldırılması gereken enkazın olduğu ifade edilmişti.

Büyük tehdit

Samandağ Çevre Koruma Derneği Başkanı Mişel Atik, Kısa Dalga’ya yaptığı
açıklamada şunları söyledi: “Deprem sonrası yıkılan evlerin molozların ne yazık ki bir kısmı deniz sahilinde sulak alana, stadyuma ve çadırların bulunduğu yere çok yakın biçimde dökülüyor. Bu, orada yaşayan canlılar için büyük bir tehdit. Yağmur suları ve deniz suyuna karışacak asbest tehlikesi var, ki biz şu ana kadar denizdeki naylonlardan, foseptik atıklarından, kimyasal maddelerden yakınıyorduk. Şimdi başımıza bir de asbest belası geldi.

Asbestli denizde mi yüzeceğiz? Asbestli suyu bünyesine alan balıkları mı yiyeceğiz? Şu anda uyarı da yapılıyor, büyük bir lodos fırtınası geliyor diye. Deniz sahilindeki o tozların ne yazık ki Samandağ’ın üzerini bir örtü gibi kaplamasından endişe duyuyoruz. Bence çok katlı ya da özel maske kullanmak gerekir, çünkü bunu maskesiz solumak tehlikeli diye düşünüyorum. Bu yer seçimi çok yanlıştır ve nerede yer bulursan oraya dök anlayışıyla hareket edilmiştir. Sahildeki bu bölgeye kesinlikle moloz dökülmemesi gerekiyor.

Asbest tehlikesi var

Konuyla ilgili endişelerini dile getiren Samandağlı mimar Gizem Cabaroğulları da döküm sahasında moloz dökümü öncesi zemin ile arasına herhangi bir yalıtımın yapılmadığını ifade ederek şunları söyledi: “Şu an ilçemizde en önemli gündemimiz barınma olması gerekirken ne yazık ki asbest ve moloz sahasının yerini konuşuyoruz. Asbest Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi’nin ‘Kanserojen Maddeler’ listesinde yer alıyor.1986 yılından itibaren gelişmiş ülkeler asbest kullanımını yasaklamaya başladı.

Türkiye’de de 2010’da asbestin her türlü üretimi ve kullanımı yasaklanınca sanayi ve inşaat sektöründe bu malzemelerin kullanılmasına son verildi. Ancak ne yazık ki şu an asbestin yasaklanmadan önce hangi binalarda kullanıldığı bilinmiyor.

Molozlar daha önce mesire alanı olarak tahsis edilen Samandağ ilçesi sahil kenarında bulunan stadyuma yakın bir mekânda toplanıyor. Doğal alanlara ve sulak alanlara asbestin gelişigüzel yığılması sonucu toprağa ve kullanım suyuna (kuyularımıza) karışmasından ve insanlara asbest bulaşmasından endişe ediyoruz. Döküm sahasında moloz dökümü öncesi zemin ile arasına herhangi bir yalıtımın yapılmadığını gözlemledik. Bu nedenle
asbestin suyumuza ve toprağımıza karışmasından korkuyoruz. Asbest, enkazların kaldırımı sırasında toz zerrecikleri şeklinde havaya karışır ve bunu solunum yoluyla vücudumuza alırız.

Çevredeki koşullar düşünüldüğünde hala çadıra ve ısıya sahip
olmayan vatandaşlar sokakta ve yüksek koruyuculu maskesiz bulunmaktadır.
Bölgede en önemli ihtiyaç maddelerinden biri maske.”

Enkazların mümkün olduğunca insan yerleşimlerinden uzak, tozun havaya
karışmayacağı durgun atmosferli korunaklı bölgelere yığılmasını isteyen
Samandağlılar ayrıca; depolama işlemi için bertaraf edileceği yere molozlar
dökülürken sulama yapılmasını, depolama alanının kesinlikle sulak alan olmamasını, döküm alanlarının altında mutlaka sızdırmaz yalıtım tabakası serilmesini talep ettiler.

Özel Haber