Tanrıkulu'ndan duruşma salonu tepkisi: Ancak darbe dönemlerinde yapılır

Kısa Dalga - CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde Ekrem İmamoğlu’nu, Zeydan Karalar’ı, Osman Kavala’yı ziyaret etti.

Tanrıkulu, ziyaretin ardından yaptığı açıklamada, şunları söyledi:

"Silivri’de, Marmara Cezaevi’ndeyim. Cumhurbaşkanı adayımız ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nu, Zeydan Karalar’ı, Osman Kavala’yı ve birçok dostumuzu ziyaret ettim. Hukuksuz biçimde, Anayasa’ya açıkça aykırı şekilde ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen cezaevinde tutulmaya devam ediliyorlar.

Bugün bir kez daha Zeydan Karalar’ın dosyasını inceledim. En son, tutukluluk halinin devamına ilişkin karara baktım. Kararda “kuvvetli suç şüphesi” deniliyor ve gerekçe olarak şu ifadeler sıralanıyor: TAPE kayıtları, bilirkişi raporu, MASAK raporu, HTS kayıtları. Ancak bunların hiçbirinin Zeydan Karalar’la ilgisi yok.

Dosyada ne TAPE kaydı var, ne bilirkişi raporu, ne HTS kaydı, ne de MASAK raporu. Buna rağmen mahkeme, tutukluluğun devamı kararında bu unsurları gerekçe olarak yazmış. Şimdi buna ne diyeceksiniz?

Resul Emrah Şahan’ın durumu da aynı şekilde. “Kent uzlaşması” gerekçesiyle tutuklandı. Peki neymiş bu suçlama? Kürtlerle ittifak yapmak, onları İstanbul’da belediye meclislerine taşımak. Suçlama bu.

Bu dosyada 8 kişi 8 aydır tutuklu. 400 kişiyle ilgili iddianame yazıldı ama bu 8 kişiyle ilgili iddianame hâlâ yazılmadı. Mehmet Ali Çalışkan, Ebru Özdemir, Resul Emrah Şahan… Bu dosyada 3 tutuklu var ve hâlâ iddianame yok."

"Türkiye, anayasasız bir düzenle karşı karşıyadır"

Tanrıkulu, şöyle devam etti:

"Yine Merdan Yanardağ… Dünyanın en saçma gerekçesiyle gözaltına alındı, telefonuna el konuldu ve “casusluk” suçlamasıyla tutuklandı. Casusluğa ilişkin tek bir somut iddia yok, tek bir delil yok. Ama cezaevinde. Beyoğlu Belediye Başkanı, Büyükçekmece Belediye Başkanı, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı ile ilgili iddianameler ortada. Bayrampaşa Belediyesi’ne ilişkin iddianameler ortada. Buna rağmen yüzlerce arkadaşımız hukuka aykırı biçimde tutuklu olarak cezaevinde tutulmaya devam ediliyor.

Ve burada, Silivri’de büyük bir inşaat var. Yeni bir duruşma salonu yapılıyor. Avrupa’nın en büyük duruşma salonu olacağı söyleniyor. Soruyorum: Bu tür yapılar hangi dönemlerde yapılır? Ancak darbe dönemlerinde.

Bugün Türkiye, böyle bir hukuk düzeniyle, daha doğrusu anayasasız bir düzenle karşı karşıyadır. Ama buradan söz veriyorum: Hepsini değiştireceğiz. Hepsini."