3 METREKARELİK KORİDORDA ADALET ARAYIŞI

3 METREKARELİK KORİDORDA ADALET ARAYIŞI
Batman'daki Cumartesi Anneleri, kimi zaman ara vermek kimi zaman 3 metrekarelik bir koridorda sürdürmek zorunda kaldıkları eylemlerinin 500’üncü haftasına girdi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman Şubesi öncülüğünde Cumartesi Anneleri, kayıplarının akıbetini sormak için 31 Ocak 2009 tarihinde İstanbul Galatasaray’daki anneler ile eş zamanlı olarak Batman’daki Gülistan Caddesi’nde oturma eylemlerini başlattı. Her hafta faili meçhul cinayetler ile hayatlarını kaybedenler ile kayıp edilen insanların öykülerinin anlatıldığı oturma eylemi 4 Kasım 2016 tarihinde OHAL gerekçe gösterilerek yasaklandı. Yaz-kış, kar yağmur ve Batman’ın kavurucu sıcaklarının yanı sıra anneler yasaklar nedeni ile kimi zaman ara vermek zorunda kaldığı eylemlerinin ise 500’üncü haftasına girdi.



3 METREKARELİK KORİDORDA KAYIPLARINI SORDULAR


İnsan hakları savunucuları ve Cumartesi Anneleri’nin “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 31 Ocak 2009 tarihinde başladı. 4 Kasım 2016 tarihinde annelerin eylemleri OHAL gerekçesi ile yasaklandı. Cumartesi Anneleri’nin İstanbul’daki Galatasaray Meydanı’nda 700’üncü hafta dolayısı ile yeniden sokağa çıkma kararı aldı. Batman’daki annelerin eylemleri ise 404’üncü haftasına girmesi ile iki yıllık aranın ardından 25 Ağustos 2018 tarihinden yeniden Gülistan Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünde toplandı. OHAL kaldırılması sonrası valiliklere tanınan yetki ile kent genelinde yapılan eylem ve etkinlerin tamamı “izne” bağlandı. Annelerin eylemleri ise 405’inci haftasında valiliğin “izni” gerekçe gösterilerek yeniden yasaklanırken Gülistan Caddesi ise polis ablukasına alındı. 405’inci hafta dahil annelerin ve insan hakları savunucularının eylemi yasak nedeniyle İHD Batman Şubesi binasının 3 metrekarelik koridoruna sıkıştırıldı.

500 HAFTADIR KARDEŞİ İÇİN ALANLARDA

Annelerin eylemleri 500 haftayı geride bırakırken, 500 haftada iki kayıp yakını dikkatleri çekiyor. 1993 yılında 60'ıncı Yıl Ortaokulunda okuduğu yıllarda Hizbullah tarafından birkaç kez tehdit edilen Mehmet Şirin Altun Silvan'da ablasının ziyaretine gitmek için çarşıya çıkmasının ardından kendisinden bir daha haber alınamadı. Altun’un kaybedilmesinin ardından Hizbullah’a ait Silvan’daki bir hücre evinden sağ kurtulmayı başaran bir görgü tanığı, yaşadıklarını çevresindekilere anlatarak hücre evinde bulunanların isimlerini ailelerine bildirdi. Altun’dan haber alan ailesi ise o tarihten bu yana kayıplarının akıbetin soruyor.



500 haftadır kardeşinin akıbetini soran Birgün Ekinci  “Kardeşimin akıbetini yıllardır soruyorum. Bu ay kardeşimin kaybedilmesinin üzerinden 28 yıl geçti. Ne bir haber ne ses var. Silvan’da onu kaybettirdiler. Silvan sokaklarında kimi görseler o tarihte kaybediyorlardı. 500 haftadır kardeşimin sadece bir mezarını istiyorum. Yıllardır kimse kardeşim hakkında bir cevap vermiyor. Biz sadece bir mezar istiyoruz sadece benim için değil herkes için…” diyerek 500 haftadaki adalet mücadelesinin talebini gözler önüne seriyor.

3 BİN POLİSE KARŞI TEK BAŞINA


Ekinci ile aynı mücadeleyi sürdüren bir başka isim ise Zeki Akyıldız’ın ablası Altusaç Biçici de 500 haftadır yaz kış ve polis baskısı olmadan kardeşinin akıbetin soruyor. Biçici, kardeşinin Ocak 1995’te Kozluk'a bağlı Zediya Mezrası'na yapılan baskın sırasında gözaltına alındığını ve kafasına torba geçirilerek tüm köylülerin önünde işkence edildiğini anlattı. Kardeşinin işkence edilirken sesini duyduğunu ve bunu da dün gibi hatırladığını anlatan Biçici, “Kardeşim tüm köyün önünde gözaltına askerler tarafından alındı. Askerler sırasıyla kardeşime işkence etti. Babam da yoktu. Annem ve ben günlerce askeriyenin önüne gittik. Verdiğimiz dilekçelere karşılık alamadık. Devlet kardeşim için sadece iki şahit istiyordu. Ama o yıllarda devletin korkusundan kimse şahitlik edemiyordu. Kardeşim yaşadı. Kardeşimi devlet gözaltında kaybetti. Daha çocuktu. 500 haftadır onun bir mezarı olsun diye mücadele ediyorum. Etmeye devam edeceğim. 3 yıldır sokağa çıkamıyoruz. 3 yıl önce kardeşimin fotoğrafını taşımak istediğim için 3 bin polis Gülistan Caddesi’ne toplanmıştı. Herkesten önce oraya gitmiştim. Bana oradan gitmemi söylemişlerdi. Kardeşimin mezarını istememden onun fotoğrafını taşımaktan neden bu kadar korkuyorlar” diye sordu.

ANNELERİN EYLEMİ FAİLİ MEÇHULLER İÇİNDE ADALET ARAYIŞI

İHD Genel Merkez yöneticilerinden Zeki Tangüner, Cumartesi Annelerinin 500’üncü haftaya gelene kadarki süreci Kısa Dalga’ya anlattı. Tangüner annelerin mücadalesinin sadece Batman’ı değil, Diyarbakır, Van, Siirt, Şırnak başta olmak üzere bölge genelinde yaşananlar için de bir mücadale olduğunu belirtti. Annelerin sürekli yanında olacaklarını dile getiren Tangüner, annelerin mücadelesinin barışçıl bir eylem olduğu hatırlatmasında bulundu.


İHD Batman Şube Yöneticilerinden Ahmet Demir’in ailesinde faili meçhul cinayete kurban giden üç kişi bulunuyor. Batman’daki kayıplar mücadelesinin annelerin mücadelesinin aynı zamanda faili meçhule kurban giden insanlar içinde bir adalet mücadelesi olduğunu vurgulayan Demir, “Bir an önce bu cinayetleri işleyenlerin adalet önüne çıkarılmasıdır” dedi.  Demir’in ardından ise İHD Eş Başkanı Devran Yıldız ise valilik yasağının keyfi olduğunu vurguladı. Annelerin kayıplar mücadelesinin dışarıda yapılmasının önemini dile getiren Yıldız, yapılan yasaklamanın ise hukuk dışı olduğunu savundu.

Podcast