Avrupa'dan dönen 'zehirli gıdaları' kim yiyor?

Avrupa'dan dönen 'zehirli gıdaları' kim yiyor?
Avrupa'nın ya da diğer ülkelerin 'zehirli' bildirimi yaparak geri gönderdiği bu gıdalara ne oluyor? Soframıza mı geliyor? Gıda mühendisi ve akademisyen Bülent Şık yanıtlıyor...

Seçim sonuçları, Ortadoğu gerilimi, ekonomi derken İsviçre'nin Beypazarı sodasıyla ilgili bir güvenlik uyarısında bulunmasıyla gıda güvenliği yeniden gündemimize oturdu. Geçen hafta da kuru incir gündeme gelmişti. Türkiye’den Fransa’ya ihraç edilen kuru incirde normal değerin 11 katı aflatoksin tespit edildi ve iade edildi. Aslında bunlar münferit vakalar değil. Türkiye’den gönderilen çok fazla ürün çeşidi diğer ülkeler tarafından kabul edilmeyip geri gönderiliyor…

PODCASTİMİZİ DİNLEMEK İÇİN PLAY TUŞUNA BASINIZ

Nar, portakal, greyfurt

Avrupa Birliği Komisyonu, gıda ve yemlerde yapılan kontroller sırasında tespit edilen gıda risklerini, Gıda ve Yemler İçin Hızlı Alarm Sistemi portalı üzerinden herkesin erişimine açık olacak şekilde bildiriyor. Sistemde dört ana grupta bildirim var. Bunlar şöyle sıralanıyor: Alarm, bilgi, sınır iadesi ve haber bildirimleri… Yakın döneme bakalım.. Mart ayında listedeki bildirimlerin büyük bölümü pestisist kaynaklı. Yani tarım zehiri. Almanya 7 Mart'ta nar için 'potansiyel olarak ciddi' bildirimi yapmış. Nedeni pestisit kalıntısı bulunması. Bulgaristan, asma yaprağı, fıstık, taze limon, taze biber için 'sınır red bildirimi' yapmış ve. ve durum için de ‘ciddi’ denilmiş. Letonya Greyfurt, Romanya portakal için bildiri vermiş.

Yasak ama...

Ürünlerin çoğunun bildirim nedeni pestisit... Pestisit, tarımda ekinlere ve bitkilere zarar verme potansiyeli bulunan haşereleri, yabani otları, böcekleri yok etmek ve kontrol altında tutmak için kullanılan kimyasal bir zehir. Heinrich Böll Stiftung Derneği tarafından hazırlanan ‘’Pestisit Atlası: Tarımda Kullanılan Zehirler Hakkında Gerçekler ve Rakamlar 2023 Raporu’’na göre dünyada her yıl yaklaşık 385 milyon pestisit zehirlenmesi vakası yaşanıyor ve her yıl 11 bin kişi doğrudan zehirlenme nedeniyle hayatını kaybediyor. Dünyada 4 milyon ton pestisit kullanılıyor. En çok kadın, çocuk ve tarımda çalışan işçiler tehlike altında.

Pestisit Atlası’na göre Türkiye’de kullanılan pestisit etken madde sayısı 2018 yılında 385 adede düştü. 2008-2021 yılları arasında da 213 etken maddenin kullanımına yasak getirildi. Ancak buna rağmen Türkiye’den ihraç edilen gıda ürünlerinde pestisit kalıntıları bulunuyor.

Evrakı neden şirket düzenliyor?

Peki Avrupa'nın ya da diğer ülkelerin 'zehirli' bildirimi yaparak geri gönderdiği bu gıdalara ne oluyor? Soframıza mı geliyor? Gıda mühendisi ve akademisyen Bülent Şık şöyle yanıtlıyor:

"Türkiye'den çeşitli ülkelere gönderilen gıda ürünleri gönderildikleri ülkede piyasaya sunulmadan önce kontrole tabi tutulabiliyor ve bu kontrol neticesinde bir uygunsuzluk tespit edildiğinde ürün geri çevriliyor. Burada tabii en çok merak ettiğimiz soru; bu ürünler bizim ülkemiz piyasasına sunuluyor mu? Bu konuda net bir yanıt vermek mümkün değil ama şu noktaları belirlemek mümkün. Geri dönen gıda ürünlerin başka bir ülkeye gönderilmesi, başka bir amaçla kullanılması ya da yurtiçi piyasasına sürülmesi kararı mevzuatta belirtilen hükümler dikkate alınarak veriliyor. Bu kontrolleri yapacak kurum Tarım ve Orman Bakanlığı... Kontroller sonucu ürünün tüketilmesinde sağlık açısından bir sakınca olmadığı tespit edilirse ürünlerin iç piyasaya sunulmasına izin veriliyor.

Ancak ihraç edilen ve problem tespit edilip geri gönderilen ürünün kontrolünü sağlayan mekanizmada problem var. Kritik olan nokta ürünün hangi problem nedeniyle ülkeye geri gönderildiğine ilişkin evrağın ihracatçı şirketler tarafından düzenlenmesi... Bu işin kötüye kullanılması çok mümkün.

Tek bir çözümü var

Konunun sadece ülke içi piyasayı ilgilendirmeyen yönleri de var. Örneğin bu tip problemli ürünler bir başka ülkeye gönderilebiliyor ve gönderilen ülkeler genellikle gıda kontrol mevzuatı zayıf olan ülkeler olabiliyor. Dolayısıyla burada da açıkçası çok ciddi bir adaletsizlik ve hak sorunu var. Yapılması gereken şudur: Bir gıda maddesinde tüketilmesi durumunda insan sağlığına zarar verici nitelikte bir unsur tespit edilmişse sağlık zararını önlemenin tek yolu gıda engellemektir. Dolayısıyla bunun ötesinde yapılan her türlü işlem, gerek ülke içine tekrar sokulması, gerekse bir başka ülkeye gönderilmesi hem halk sağlığı açısından hem de insan hakları açısından ciddi bir problemdir."

Podcast