Ayşegül Doğan: “7/24 gazetecilik yaparken ne ara silahlı örgüt kurup yönetmişim, bilmiyorum”

Ayşegül Doğan: “7/24 gazetecilik yaparken ne ara silahlı örgüt kurup yönetmişim, bilmiyorum”
silahlı örgüt kurup yönetmek” suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis cezası istenen gazeteci Ayşegül Doğan, Kısa Dalga’nın sorularını yanıtladı. Doğan, “7/24 gazetecilik yaparken ne ara silahlı örgüt kurup yönetmişim, bilmiyorum. Hukuken izah edilebilecek bir dosyayla karşı karşıya değiliz.

Hakkında “silahlı örgüt kurup yönetmek” suçlamasıyla 15 yıla kadar hapis cezası istenen gazeteci Ayşegül Doğan, Kısa Dalga’nın sorularını yanıtladı. Doğan, “7/24 gazetecilik yaparken ne ara silahlı örgüt kurup yönetmişim, bilmiyorum. Hukuken izah edilebilecek bir dosyayla karşı karşıya değiliz.

Dinlenen telefonlarımdan bir tanesi, uçak bileti rezervasyonuyla ilgili. Bir başkası, editörümle yaptığım yaptığım haber görüşmesi!

Sadece gazetecilik yargılanmıyor. insanların habere erişim hakkı elinden alınıyor” dedi.

Press in Arrest’e göre son iki yılda en az 152 gazeteci örgüt üyeliği suçlamasıyla yargılandı/yargılanıyor.

Yılların gazetecisi Ayşegül Doğan’a açılan davada da hiçbir somut delil yok. Ama örgüt kurmakla suçlanıyor ve 7.5 yıldan başlayan hapis cezası isteniyor.

Peki yargılanan, cezalandırılan sadece gazetecilik mi?

Hem siyasi baskılar, hem internet medyasının gelişmesi gazeteciliği nasıl etkiliyor?

Ayşegül Doğan, Fransa’da İletişim ve Kültürel Arabuluculuk bölümünde okudu, sonra gazetecilik yüksekokulunu bitirdi.

Türkiye’ye döndüğü 1999’da merkez medyada kendi deyimiyle “reddiyelerle” karşılaşsa da uluslararası medya kuruluşlarıyla uzun süre çalıştı.

IMC TV’nin kuruluş aşamasından (2011) itibaren yer aldı, yönettiği programlar, yaptığı haberlerle ses getirdi.

“O dönemde Türkiye’nin siyasi gündemi çok yoğundu. Elbette barış sürecini de yakından takip ettik, hatta süreci destekleyen bir yayın politikamız vardı. Mesleğimiz de bunu gerektiriyor, toplumsal barışın inşası ve kamu yararına işler yapmak…”

Dönüm noktası, 7 Haziran 2015 seçimleri oldu. IMC TV, hiçbir gerekçe gösterilmeden uydudan atıldı. Darbe girişimi sonrasında yüzlerce mecra, yargı kararına dayanmadan kapatılırken IMC TV de bundan payını aldı. Halen IMC TV’nin yayınlarına dair hiçbir yargı kararı yok.

Yıllar sonra Ayşegül Doğan’a tamamen gazetecilik faaliyetleri üzerinden suçlamaya çalışan bir dava açıldı. Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kapatılan İMC TV’nin Program Koordinatörü olan Doğan hakkında Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki ’on duruşmada savcılık, “silahlı örgüt kurmak ve yönetmek” suçlamasıyla 7.5 ila 15 yıl ceza istedi. Peki neye dayanarak?

Ayşegül Doğan şöyle yanıtlıyor:

“7/24 gazetecilik yaparken ne ara silahlı örgüt kurup yönetmişim, bilmiyorum. Hukuken izah edilebilecek bir dosyayla karşı karşıya değiliz. Suç vasfını da değiştirmiş savcılık, silahlı örgüt kurmak ve yönetmekten açıldı dava. Delil olarak dosyada bir şey görmedim. İki ortam dinlemesi var, biri gıyabımda yapılan bir konuşma. Ki anlaşılır hiçbir şey yok, o kadar boşluk var ki bir kanaat oluşturmanız gerekiyor.

Diğer dinlemenin bana ait veya ilgili olmadığını, Adli Tıp’a göndererek ortaya koyduk. Adli Tıp, ses kaydının delil olarak kullanılamayacağını raporla mahkemeye iletti.

 Ayrıca dört telefon görüşmesi var. Dinlenen telefonlarımdan bir tanesi, uçak bileti rezervasyonuyla ilgili. Bir başkası, editörümle yaptığım yaptığım haber görüşmesi! Yani o haftanın gündeminde konu ve konuk arayışımız, suç delili olarak gösteriliyor…”

Ayşegül Doğan, gazeteci olarak Demokratik Toplum Kongresi (DTK) etkinliklerini takip ettiği, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne girip çıktığı (!) gibi tuhaf suçlamalarla da karşı karşıya:

Benim, DTK üyesi olduğum iddia ediliyor. Bu, gerçek değil, belgeleriyle ıspatlı. Nevroz kutlamasında yayınlanan mesajlar, bunları dönemin başbakanı Erdoğan’ın yorumlaması üzerine tartışma programları yapılırken bunlar örgüt faaliyeti olarak değerlendirilmiyordu da şimdi neden böyle değerlendiriliyor? Türkiye’de anayasa yapım sürecinde görüşüne başvurulan DTK bugün nasıl bir illegal örgüt oldu? Bunlar, bugün Kürt meselesine yönelik anlayış ve siyasetle ilgili bir durum.”

Peki yargılanan, cezalandırılan sadece gazetecilik mi? Doğan, “Zaten sansür, karartma, tehdit, hapis tehdidi altında çalışıyoruz. İş yaparken algılarla da uğraşmak zorundasınız. Bunun ispat külfeti de bize bırakılıyor. Dolayısıyla sadece gazetecilik yargılanmıyor. insanların habere erişim hakkı elinden alınıyor” diyor.

Doğan, gazeteciliği tüm zorluklara rağmen sürdürüyor. Bir süredir youtube’da yayın yapan Yeniden TV’de söyleşiler yapıyor, Yıldırım Türker ile birlikte dosya hazırlıyor.

Podcast