Bir kent kahramanı: Melih Gökçek'in canına okuduk

Bir kent kahramanı: Melih Gökçek'in canına okuduk
Memuriyetten ihraç edilen Ankara Mimarlar Odası Başkanı Tezcan Karakuş Candan ile Cumhuriyet’in başkent Ankara’da yaratmaya çalıştığı kent kültürünü, 1994’den beri siyasal İslamcıların belediyeyi yönettiği Ankara’da kent kültürüne karşı işlenen suçları ve ihraç kararını konuştuk..

KEMAL GÖKTAŞ


PODCASTİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Tezcan Karakuş Candan, bir kent kahramanı… Yıllardır Ankara Mimarlar Odası Başkanı olarak kente karşı işlenen suçların karşısında durdu. Birçok yıkımı engelledi, bazılarını engelleyemediyse de işlenen suçları kayıt altına aldı. En çok Melih Gökçek ile uğraştı. Ve sonunda İçişleri Bakanlığı hukuka aykırı bir işlemle Candan’ın Çankaya Belediyesi’ndeki memuriyetinden ihracına karar verdi.

Kemal Göktaş, Kısa Dalga yazarı da olan Candan ile Cumhuriyet’in başkent Ankara’da yaratmaya çalıştığı kent kültürünü, 1994’den beri siyasal İslamcıların belediyeyi yönettiği Ankara’da kent kültürüne karşı işlenen suçları ve memuriyetten ihraç kararını konuştu. Podcast aynı zamanda Ankara’nın mimari tarihçesine de kısa bir tur yapıyor.

"Kent bir hafıza ve hatırlama mekanıdır. İktidarın yapmak istediği de o mekanları yok ederek hafızanıza doğrudan müdahale etmek.

Cumhuriyet’in kentleşme politikalarının ana laboratuvarı Ankara idi. Cumhuriyet’in kentleşme politikasında meydanlar, parklar ve yönetim binaları iç içeydi.

Atatürk şehrin Keçirön değil, Çankaya’ya doğru büyümesini istedi. Atatürk Bulvarı siyasetin halkla buluşma mekanıydı, Cumhurbaşkanı ve bütün protokol oradan geçiyordu. Kaçak Saray’la birlikte bu ortadan kalktı.

Ankara’da hem bir rant gelişimi hem de Cumhuriyet’le bir hesaplaşma yaşandı. Biz bununla mücadele ettiğimiz için hedef olduk.

Gökçek’in canına okuduk. “Mimarlar odası olmasa yüzde 50 daha çok yapacaktım” dedi. Memuriyetten ihraç süreci de Gökçek’le başladı.

CHP’li Çankaya Belediyesinin bir döneminde bayağı bir çatışmalı süreç yaşadık.

Süleyman Soylu, Ekrem İmamoğlu soruşturmalarını yürüten müfettişi benim için de görevlendirdi.

Mayıs ayında verdiği kararda “Burada bir suç yok” dedi.

Disiplin Kurulu’nda herkes oturuyordu ama beni sanık gibi ayakta tuttular, psikolojik baskı için...

Karar, iktidarın zulmünün ve hukuk tanımazlığının ne kadar yüksek olduğunu gösteriyor ama meşruiyetini de yok ediyor. Dönüşümüz muhteşem olacak."

Podcast