Doların güçlenmesi borç krizi korkusunu artırıyor

Gazeteci İbrahim Ekinci, Marjinal Fayda'da, küresel ve ulusal ekonomiyi anlamak, kararlar alırken sağlıklı öngörüler oluşturabilmek için bir haftanın panoramasını çıkarıyor...

ABD’de enflasyon rakamlarının yüksek gelmesi; faiz artırımlarına karşın belirgin bir düşüş eğiliminin henüz ortaya çıkmaması FED’in yüksek oranlı faiz artışlarına devam edeceği beklentisini güçlendirdi. Diğer büyük ekonomilerin de hem enflasyona hem de güçlenen dolara karşı paralarının değerini korumayı amaçlayan faiz artırımları, küresel ekonomide resesyon olasılığını artırdı.

IMF Direktörü Georgieva, dünyayı bir durgunluk tehlikesinin beklediğini söyledi. Georgieva, “Dünya düşük faiz oranlarının ve düşük enflasyonun geçerli olduğu görece tahmin edilebilir bir dönemden, şiddetli bir ekonomik kırılganlık çağına giriyor. Bu büyük bir belirsizlik, daha yüksek bir ekonomik oynaklık, jeopolitik çatışmalar ve daha sık ve yıkıcı doğal felaketler anlamına geliyor” dedi.

UNCTAD Genel Sekreteri Rebeca Grynspan da resesyon uyarısı yaptı. Grynspan, “Faiz artışlarının yol açacağı küresel bir durgunluğun eşiğinde bulunuyoruz. Bu senkronize yavaşlama tüm bölgeleri olumsuz etkileyecek, en büyük darbeyi de alarm zilleri çalan gelişmekte olan ülkeler alacak. Bu, 2008 finansal krizinden daha fazla tahribat yaratabilir. Gelişmekte olan ülkeler dış borç ve yetersiz yatırım baskısı altında kalacak. Bu da küresel bir borç krizini tetikleyebilir” dedi.

Türkiye’de ekonomi yönetimi, küresel resesyon riski artarken büyüme için küreklere asılıyor. Bu aykırılık özellikle ihracatçı şirketlerde sıkıntı yaratabilir. Genel iktisadi durumdaki bozulma, döviz sıkıntısı devam ediyor. Hazine’nin döviz cinsi borçlanma faizleri, TL borçlanma faizlerinin üzerine çıktı. Bu, Türkiye’nin döviz bulmak için tefeci faizine razı olması anlamına geliyor. Bu arada yerlilerin dışarıda yatırım eğilimi dikkat çekiyor.