Ekonomi son 20 yılda dönüştü, umudunu en çok yitiren gençler oldu
Gündem Eşitlik’te bu hafta Galatasaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Ekonomi bölümünden Profesör Doktor Sezgin Polat ile Türkiye ekonomisinin son 20 yılda nereden nereye geldiğini, bunun iş gücü üzerindeki etkisini, gençler arasındaki umutsuzluğu ve yine gençlerin üzerindeki EYT yükünü konuştuk.
Türkiye ekonomisi: Nereden nereye?
Prof. Dr. Sezgin Polat, tabloyu iyimser değerlendiriyor, son 20 yılda iyi şeylerin olduğunu, iş gücü piyasasının büyük bir dönüşüm geçirdiğini, ücretli emeğin arttığını söylüyor. Aşağı yukarı 2002 yılında %50 olan ücretli emeğin, 2023 yılında %71'e geldiğini ve %21'lik bir artış olduğunu anlatıyor. Ve fakat bunun “eşitsizliği” ortadan kaldırmak yerine, makası açtığını belirtiyor. “İyi şeyler oldu ama eşitsizlik anlamında bizi umutlandıran şeyler nedense olmadı. Biraz bugünün konusu biraz belki o olabilir. O umutsuzluğu da taşıyan büyük ihtimalle daha genç nesil oluyor.”
“Ülkede bazı şeylerin iyileşmemesini onlar dert ediyor” diyerek, gençleri işaret eden Prof. Dr. Sezgin Polat, "Ücret eşitsizliği mesela daha anlamlı hale gelmeye başlıyor, gençlerin iş gücüne katılımı, gençlerin ücretleri, başlangıç ücretleri ondan sonra nasıl devam ettikleri bizim için önemli" diyor.
2000'li yıllarda toplumsal olarak daha kapalı olan toplumsal yapı ve iş gücü piyasası yapısının değişmeye başladığını söyleyen Prof. Dr. Polat, toplumun biraz daha yaşlandığını, orta yaşın, 28'den 34'e geldiğinin altını çizdi.
EYT yükü gençlerin sırtında
Peki, bu ne demek? Giderek daha fazla emekli olabilecek insan sayısı artıyor. Genel olarak gençlerin mutsuzluğunun kaynaklarından bir tanesi de bu, EYT (emeklilikte yaşa takılanlar).
Prof. Dr. Polat’ a göre, gençler, yükün onlarda kalacağını biliyor. Dolayısıyla bu gelir dağılımı problemlerine de etki edecek.
Toplumsal yapının değiştiğini anlatan Prof. Dr. Sezgin Polat, “Yeni nesil çok daha eğitimli, bu mesela kayıtlılığı arttırıyor, bu bireysel geliri de sağlıyor, birey sisteme katkıda da bulunuyor, ancak aynı birey, sosyal devletin sorumluluklarını yerine getirmediği için, sistemden yeteri kadar faydalanamıyor” dedi.
“Ücretli kesim artıyor, gelir dağılımı düzelmiyor”
Prof. Dr. Sezgin Polat, normalde kamunun gelirlerinin çok artması lazım ve bizim de eşitsizliği indirebilecek gelirleri sağladığımız için bunu yapıyor olmamız lazım diyor. Ne yazık ki biz genel olarak eşitsizliği azaltamıyoruz diye de ekliyor. Ve en büyük gelir adaletsizliği ve eşitsizliğin şehirlerde yaşandığını belirtiyor.
“Büyükşehirlerde eşitsizlik biraz daha yüksek”
Prof. Dr. Sezgin Polat, asgari ücretli çalışan sayısına dikkat çekiyor:
“Asgari ücret işte 2016'da arttıktan sonra ciddi miktarda bir asgari ücretli grubu oluşmaya başladı. Aşağı yukarı %40 %50 civarlarında. Gençler işe asgari ücretle başlıyorlar ve bu ilerleyen yıllarda bekledikleri gibi artmıyor. Yüksek eğitimliler zaman içerisinde bunu arttırabiliyorlar. Yani hepsi değil ama önemli bir kısmı.”
Giderek daha belirgin olan ise lise ve lise altındaki gençler asgari ücretle başlıyorlar. Ama asgari ücretin çok az bir şekilde üstüne çıkabiliyorlar. Bütün hayatları boyunca çok az ücretlerle, ama var güçleriyle sisteme katkıda bulunuyorlar. İşte gençlerin umutsuz olmalarının sebeplerinden biri de bu. Çünkü ileride bu ücretlerin artmayacağını düşünüyorlar.
Kaynak:Kısa Dalga
Abone Ol
İyi gazetecilik posta kutunda!
Güncel haberler, haftalık ekonomi bülteni ve Pazar derginiz Plus’ı email olarak almak için abone olun.