Fidan Ataselim'den 14 Mayıs yorumu: 'Bunun daha ötesi demek Afganistan'da, İran'da yaşananlar demek'

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Genel Sekreteri Fidan Ataselim, Kısa Dalga'dan Esra Tokat'ın konuğu oldu.

28 Mayıs'ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. turu öncesinde konuşan Ataselim, "Her gün erkek şiddeti ile öldürülen kadınların yaşadığı bu topraklarda 6284'e yani kadınların yaşamasını sağlayacak olan, can simidi olan kanuna dokunmalarına asla izin vermeyeceğiz her neyle karşılaşırsak karşılaşalım. Bunun daha ötesi yok çünkü. Bunun daha ötesi demek Afganistan'da, İran'da yaşananlar demek. Oralarda ve o koşullarda mücadele edenler var ve kendilerine yeni yollar açıyor emekçi halklar ve kadınlar bunu biliyoruz. Bu yüzden her zaman umudumuz var. Ama oraya varmamasını sağlamak üzere de önümüzde bir ikinci tur var. O yüzden ikinci turda oylarımız tek adamın karşısında tek imkan ve seçeneği yaratacağı için Kılıçdaroğlu'nda oylarımız buluşmalı" çağrısında bulundu.

'Kendi tarihinin belki de en gerici Meclisi ile karşı karşıyayız'

“Kendi tarihinin belki de en gerici Meclisi ile karşı karşıyayız" diyerek HÜDA-PAR ve Yeniden Refah adaylarının AKP sıralarından Meclis'e girmesine değinen Ataselim, "Meclis’te oluşan bu tabloda biz haklarımızı bir başka yere devretmiş durumda değiliz. O yüzden haklarımızın, özgürlüklerimizin teminatı ya da bu kadın düşmanlarını durduracak olan şey örgütlü mücadelemiz olacak. Artık bu fikirler kendilerini milletvekilleri aracılığıyla Meclis’te bile temsil ediyor durumdaysa bizim daha çok örgütlenmemiz lazım. Daha fazla bir araya gelirsek o zaman bu kadın düşmanı gidişatı durdurabiliriz" ifadelerini kullandı.

Kadınlara seslendi: 'Yılmak gibi bir lüksümüz yok'

14 Mayıs sonrası kadınlarda oluşan umutsuzluğa karşı da kadınlara seslenen Ataselim şunları söyledi:

"Biz sadece seçim döneminde bu olanlarla karşılaşmış değiliz. Biz 20 yılı aşkın süredir nice kazandığımız şey oldu AKP-MHP iktidarı karşısında, nice baskılara uğradık, yok sayıldık, öldürüldük. Bir anda bir şeyleri değiştiremeyecek olsak da kazandıklarımızı, durdurabildiklerimizi düşünelim. O yüzden bir anlık heves değil mücadelemiz. Bu kararlığı sürdürürsek eğer onların bu yıldırma amaçlarını boşa düşürmüş oluruz. Yılmak gibi bir lüksümüz yok."